Büyük Torbalı

Balık Hafıza(m) – Hafızan (II)

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Balık Hafıza(m) – Hafızan (II)
409 Görüntüleme
11 Ağustos 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

BİZİMKİLER özellikle ramazan ayı içinde ilçeye giderken Kürtlerin kamyonuna binmek istemezlerdi. Ramazan orucu tutmadığımızı bildikleri için kendini bilmez bazı Kürtler bir yolunu bulur özellikle bu aylada bizimkilerin mezhebine Kürtçe hakaret eder, bizimkiler de anlasa dahi anlaşılan korkusundan anlamamazlıktan gelirlermiş ki daha sonra bu durumu hazmedemez kendi aralarında hararetle tartışırlardı. Çok küçüktüm, anladığım kadarıyla böyleydi. Onlar oruçken evimize geldiklerinde, soframız kurulu olsa dahi ayıp olmasın diye sofra hemen kaldırılırdı. Bazıları kaldırılmasını istemez, seferi olduklarını söyler karınlarını doyururlardı… Daha’sını detaylandırmayacağım… Çocukluk döneminden sonra çoğunlukla Ankara’da yaşadım.

Kars’ın Türkmen köylüleri 1960 yılı itibariyle hızlı bir şekilde Ankara ve İzmir’e taşınmaya başladılar. Önceleri erkekler para kazanmak içinşehre gidiyor,birkaç kişi bir gecekondu damında bir arada kalıyorlardı. Kazandıklarını da köydeki büyük ailesine gönderiyorlardı. Daha sonraları bazı çekirdek aileler (anne-baba-çocuk) büyük aileden ayrılarak şehre taşındılar. Şehre çalışmak için gelenlerin bir kısmı bu ailelerin yanında kalarak çalıştılar. Yanında kaldıkları aileler sayıları kaç olursa olsun bunlardan herhangi bir ücret talep etmedi. Zaten böyle bir şey ayıptı… Gelenler misafirdi. Yer, içer, evde kalır paralarını kazanır köylerine dönerlerdi.

Şehre taşınan ailelerin ilk işi üç beş kuruş biriktirdikten sonra hazine arazisine bir odalık gecekondu yapmak oluyordu. Odayı gece yapmak zorundaydılar, gündüz yaptıklarını gördüklerinde zabıtalar sorgusuz yıkıyorlardı. Şayet oda görülmeden yapılır, üzeri örtülür, dış cephesi badana yapılır ve penceresine de perde takılırsa o gecekondu yıkılamıyordu. Her halde yasalar böyleydi ki, bu durumdaki gecekondu hane (ev) sayılıyordu. Vatandaşın hanesi (evi de yıkılamazdı ki!). Hatırlıyorum rahmetli annemler kısa aralıklarla 10-12 defa gecekondu yapmışlardı da her defasında ağıtlar, çırpınmalar arasında zorla yıkılmıştı. Daha sonra iki aile bir oldu arada tek duvar iki oda yaptılar. Bir aile bir odada diğer aile diğer odada kaldı. Ara duvarda bir pencere bırakmışlardı. Oradan içten içe haberleşiyorlardı. Bundan sonra bu mahalleye tam yerleştik. Daha sonra öğrendim ki bu semt Ankara’nın Çinçin bağlarıydı… Yaşamımın büyük bir bölümü de bu semtte geçti.

O dönemlerde büyük şehirlerde Kürtler henüz yoktu. Ya da bizler karşılaşmıyorduk. Zaten memleketimizden yoksulluk ve biraz da onların yüzünden ( korkusunda) ayrılmıştık. (Neyse konumuz bu değil burası uzun hikâye burasını geçiyorum)

Şehirde on yıl kadar Kürtlerle bağlantımız tamamen kesildi. Etrafımıza Türkmen köylerinden bildik tanıdıklar yerleşiyordu. Gecekondu mahallemiz Kars Türkmen köylerinden gelenlerle oluşan karma bir mahalle oldu. Yakın mahallelere yerleşenlerin olduğunu da sonraları öğrendik. Köylerin karma bir kopyası şehrin gecekondu mahalleleri şeklinde oluşmuştu…

1970 yılından itibaren mahallemize Kürt ailelerinden de gelenler oldu. Eşi vefat etmiş beş çocuğuyla mahallemize gelen bir Zeyno teyze vardı. Çocukları at arabasıyla kömür taşıyor geçimlerini bu şekilde sağlıyorlardı. O dönemlerde at arabacılığı çok revaçtaydı. İlk yapılan kolayiş köyden bir iki at getirip at arabası sahibi olarak yük taşımak oluyordu. Şehir gecekondularında yine hayvanlarla (atlar) birlikte yaşıyorduk (çoğunlukla)…

Zeyno teyze birisiyle kavga etmiş karşılıklı küfürleşmişler. Rahmetli Teyzemle de araları çok iyi zaman zaman dertleşip, sıkıntılarını atıyorlar… Çok kızmış, öfkesi hala geçmemiş, olayı teyzeme anlatıyorancak Türkçesi çok zayıf; “Gülü; ben onun babanın ağzına sı… cağım.” Teyzem kime küfür ettiğini anlıyor da latife olsun diye takılıyor. Kız Zeyno benim babamın ne suçu var babama niye sövüyorsun…” “Zeyno yine itirazla, yok yok senin değil onun babanın ağzına…” diye tekrarlanan şakalaşmalar, latifeler de oluyordu. Kürtler yine komşularımız olmuştu ancak bu defa şehirde bizler çoğunluktaydık. Şehirleri onlardan daha iyi biliyorduk ve onlara göre şehirlere uyumumuz daha iyiydi. Şehir de bizleri onlara göre daha yumuşak kabulleniyordu. Bizlerden önce şehrin yabancısı artık onlar olmuştu…

Devam edecek…

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web