Zannettim ki sen de bir şey yapıyorsun.Beklentim ne yazık ki boşa çıktı. Çıtan çok düşükmüş.

Alçak çıtalardan herkes atlar. Senden beklediğimizhayat çıtanı yükseltebilmendir.

Bir görevin de bulunduğun ortamın çıtasını yükseltmek değil midir? Benzerlerine öncülük etmek,

örnek olmak…

Örnekliği ne zaman oluşturabileceksin? Sorunları yalnız halledemezsin, soruna ortak olanları da dinle.

Bu şekilde daha çözümleyici ve daha başarılı olursun.

Bir iş yapacaksan bu iş ucuz olmamalı.Bulunduğun konum daha ciddi işler yapmanı gerektiriyor.

Yapman gereken işleri geçiştiremezsin.Ya sorumluluğunun gereğini yapmalısın ya da yapmalısın.

Durum çok ciddi ve sıkışık, toplumun zamanı kalmadı.

Hatan yalnızca seni ilgilendirse sonucuna sen katlanırsın olur biter… Neticede seni ilgilendirir. Ancak hatan yalnızca seni etkilemiyor. İçinde bulunduğun kurumu etkiliyor.

Gelelim gençlere, gençlerin fonksiyonu farklı olmalı onlar tüketici değil bulundukları yerde üretici olmalıdır. Sizlerin görevi onların üreticilik ve girişimcilik yönünü destekleyip geliştirmek olmalıdır.

Pahalı salonlarda pahalı yemeklerle dayanışma olmaz. Dayanışma eylemlerde olur.

Basit bir örnek verirsem birlikte pahalı yemekler yemek yerine, piknik etkinliği, şölen bir dayanışmadır. Bu etkinlik üyeler arasındaki ortak yaşamı ve dayanışmayı yoğunlaştırır. Genelde sevinci ve üzüntüyü paylaşmak dayanışmayı sağlar. Bir işi birlikte yaparak birlikte başarmak dainsanları birleştirir.

Söylüyoruz ancak ne yazık ki dinletemiyoruz. Ne kadar tecrübeli olsan dasenden daha tecrübeliler var.

Öyle ki bunlarla karşılaştığında acemiliğini dahi anlayamazsın.Öyleleri var ki uğraşlarını meslek haline getirmişler. Tabir yerindeyse resmen kaşarlanmışlar. Seninkapasiten onun ne yaptığını anlamaya yetmez.

Her zaman söylenmez mi veren el alan elden üstündür diye…

Bu gerçek her zaman mı hatırlatılmalı! Arkasından gittiğinizin önüne geçip el açmayın denildiğini…

Hedefiniz alan konumundan çıkıp artık veren konumuna gelmek olmalıdır. Eğer başatkoşulması gerekiyorsa bunlar sizler olmalısınız. Daha nereye kadar başkalarının arkasında olacaksınız.

Ciğerimiz patlıyor artık yeter diye bağırmaktan. Size sesimizi ulaştırmamız mümkün değil. Ne olur kendinize gelin. Kendinize güvenin, inanın…Siz olmazsanız bulunduğunuz çardağın anlamı ne ki!

Demiyoruz kendinizle ters düşün,çelişin… Bulunduğunuz zeminde adamı siz seçin. Her defasında adam sizi seçmesin.

Sen kendine ne değer biçersen karşındaki de sana o değeri biçer. Sen alıcı muhatabın vericiyse, bu da sürekli böyle devam ediyorsa…  Gerisini sen düşün…

Hedefin eldenbalık almak değil,balık tutmak olmalıdır. Mahiyetini gerçekçi değerlendirerek onlara hedef göster. Kendilerine yetecek hale gelsinler.

Genç önemlidir,atiktir, üretkendir. Genci doğru yönlendirdiğin müddetçe sırtı yere gelmez, senin sırtını da yere getirmez.

Gençler başkaları yerine kendilerine zemin oluştursunlar. Hazıra dağ dayanmaz derler.

Hazıra konma alışkanlığı yaratma…

Üretmeyen insan muhtaç insandır.

İnsanların bir araya gelmesi ve bir bütün oluşturmaları dahi kendi başına bir değerdir. Bir araya gelebilmenin ortaya çıkardığı bir güç vardır. Ortak yaşamanın ortak kazanmanın ve de ortak tüketebilmenin hazzı bir başkadır.Hep bana rab bana dememelisin.

Bilenler bilir…Dağ ne kadar yüksek olursa olsun yol onun üstünden geçer.