28 Subat’ta kurulan  tezgâh, AK Parti’nin iktidara gelmesi ile bozuldu      29 Subat günü partinin malzemelerini Mal Müdürlügü’ne teslim ettik     Basimizdaki idareciler kendi boylarindan büyük adam istemiyorlar       Kemal Kiliçdaroglu CHP’nin vitrinindeki bir adam. Seçimden sonra  paketlerler

SON 4 yildir, emuhtira, darbe ve darbe planlarini konusan Türkiye, 28 Subat sürecinin demokrasi ve sosyal hayatta açtigi yaralari da halen saramadi. Aradan geçen 14 yillik sürede sürekli emuhtira, ‘Kafes’, ‘Balyoz’ ‘Sarikiz’ ve ‘Eldiven’ gibi darbe eylem planlariyla gündemi isgal etmeyi sürdürüyor. 14 yil önce bugün hayatimiza Müslüm Gündüz,  Fadime Sahin, Aczimendi gibi kavramlarin girmesine neden olan süreç, bugün de egrisi ve dogrusu ile tartisilmaya devam ediyor. Kimileri tarafindan bir dönemin bitisi olarak adlandirilan, kimileri içinse yeni bir döneme hazirlik olarak nitelendirilen 28 Subat 1997’de Refah Partisi’nin Ilçe Baskani olan Hasan Ali Öztürk ile o günleri ve bugünü konustuk. 29 Subat günü partisinin tabelasi degil tüm malzemeleri Mal Müdürlügü’ne, evraklarini da Savciliga teslim etmek zorunda kalan Öztürk, birçok kisinin aksine ‘ah, vah’ çekmek yerine o sürecin Allah’in takdiri olarak güzel günlerin baslanmasina vesile oldugunu söylüyor. “28 Subat, Inançli kesimin takdirnamesidir” diyen Öztürk, ses getirecek tespit ve açiklamalarda bulundu.

SARHOSLARI ACZIMENDI DIYE PIYASAYA SURDULER

ILÇE baskani olarak 28 Subat Postmodern Darbesi’nin kendilerine sürpriz oldugunu fakat karsi cephede hazirligin uzun zamandir sürdügünü söyleyen Hasan Ali Öztürk, “Hiç kimse seçimden önce Refah Partisi’nin baraji asacagina bile inanmiyordu. Birden %20’nin üzerinde oy alinca yumruk yemis boksör gibi abandone oldular. Uzülmedik desek yalan olur. Simdi baktigimizda gerçekleri daha net görebiliyoruz. Büyük bir tezgâh kurdular. Nerede simdi Aczimendiler, Fadime Sahinler, Müslüm Gündüzler. Yahu nerede sarhos ve ayyas varsa Azcimendi diye televizyona çikiyordu. Bir gecede mantar gibi türedi mübarekler. Sabahtan aksama kadar televizyonda Fadime Sahin’i, Ali Kalkanci’yi izliyorduk” dedi.

AK PARTI OLMASAYDI TUNUS’A DÖNERDIK

28 Subat sürecini hazirlayanlarin aslinda farkinda olmadan inançli kesime yararli olduklarini söyleyen Öztürk, “28 Subat bizi kamçiladi. Postmodern darbe inançli insanlari çalismaya sevk etti. Hiçbir zaman önümüzde bir engel olmadi. 28 Subat, Milli Görüsçülerin takdir belgesidir. Çok çaliyorduk, çalismalarimiz göze batiyordu; bizi onurlandirdilar. O gün yasanan travmadan sonra AK Parti’nin önü açildi. Eger AK Parti iktidara gelmesiydi Türkiye’de Cezayir ve Tunus’a dönerdik. Millet isyan ederdi. 28 Subat’ta kurulan tezgâh, 2002’de AK Parti’nin iktidara gelmesi ile baslarina yikildi” diye konustu.

TURKIYE’YI AMERIKA YÖNETIYOR DIYEN SALAKTIR, TEMBELDIR

TURKIYE siyasetinin ve ekonomisinin üzerinde Amerika’nin söz sahibi oldugu iddialarina inanmadigini söyleyen Hasan Ali Öztürk, “Bizi yönetenler beceriksiz çikmissa Amerika ne yapsin? Türkiye’de 60’in üzerinde yabanci araç markasi satis yapiyor. Yok mu bizde üniversite, yok mu yüzde yüz yerli otomobil üretecek makine mühendisi? Türkiye’yi Amerika yönetiyor diyen salaktir, tembeldir. Basimizdaki idareciler kendi boylarindan büyük adam istemiyorlar. Devletten zengin adamlari istemiyorlar. Türkiye’ye Amerika’dan fazla Fransa ve Almanya’nin zarari var. Millet istedigini basa getiriyor. Ecevit’i de Amerika mi getirdi. Siz hiç seçim sandigin basinda Amerikali gördünüz mü? Yapmayin Allah askina..” dedi.

HALK DEVLETE MUHTAÇ OLURSA DARBE OLUR

BUGUN ve yarin, her dönem darbe ihtimalinin söz konusu oldugunu söyleyen Öztürk, bu tür girisimlerin ekonomi ile dogrudan baglantili oldugunu savundu. Öztürk, “Faili meçhullerin diz boyu oldugu bir ülkede yasiyoruz. Darbe asla olmaz demek mümkün degil. Katliam bile olabilir, çünkü ortada iktidar mücadelesi var. Herkes kozlarini oynuyor. Bu yüzden önümüzdeki seçim çok önemli. Tehlike nasil en aza iner? Halk ekonomik yönden üretken olursa tehlike azalir. Halk devlete muhtaç olursa darbe olur. Güçlü ekonomi bu tür girisimlere ‘Hadi len’ der geçer ve kimse prim vermezse hiçbir sey olmaz.

CHP DARBEDEN BESLENIYOR!

GUNUMUZ siyaseti ile darbe kavramini degerlendirirken CHP ile ilgili de degerlendirmelerde bulunan Öztürk, sunlari söyledi: “CHP darbelerden beslenen bir parti. Hatta darbe isteyen tek par-ti. Çünkü halka ragmen siyaset yapiyorlar. CHP tabani diye bir sey yok. Bürokratik bir parti. Halkla isleri yok. Ecevit’i saymasinlar çün-kü onun söylemi farkliydi. Zaten onu da çok tutmadilar içlerinde, disladilar. Kemal Kiliçdaroglu vitrinlerindeki bir adam. Seçim-den sonra paket yaparlar, gider. Bakin, 27 Mayis darbesinde Inö-nü’ye sordular: ‘CHP darbenin ne-resinde’ diye. Inönü, “Ne içinde, ne disinda tam ortasinda’ diye cevap verdi” dedi.