Öğrencinin sınava yüklediği anlamlar, anne babanın çocuk ile olan iletişimindeki hatalar, sınav sonrası elde edilecek başarıya verilen önem, başarısızlık korkusu gibi nedenlerle ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır. Mükemmeliyetçi ve rekabetçi kişilik yapısına sahip bireylerde daha çok görülmekle birlikte, sosyal çevre ve ailenin beklentileri ve baskısı da sınav kaygısının oluşmasındaki en önemli etkenlerdendir. Bu süreçte endişeli ebeveynlerin yüksek beklentileri ve çocuğun bu beklentileri gerçekleştiremeyeceği fikri sınav kaygısını arttırmaktadır. Bu nedenle öğrencilerin sınav kaygısını azaltmada ve başarılarını yükseltmede ailelerin rolü oldukça önemlidir. Aileler olarak çocuğunuza onu koşulsuz şartsız sevdiğinizi hissettirin, ona güven verin. Çocuğunuzun geleceği hakkındaki endişelerinizi ona yansıtmamaya özen gösterin. Ne yazık ki ülkemizde sınav ve başarı odaklı bir eğitim sistemi olduğu için bütün çocuklar ilkokuldan itibaren birbirleriyle yarış içerisinde kıyasıya bir mücadele veriyorlar. Bu durum onlar için yeterince zorlayıcıyken ailelerin tutumları da dayatmacı, baskıcı ve endişeli olunca çocukların kaygısı daha da artmakta. “Bu üniversiteyi kazanmalısın”, “şu bölümde okumalısın” gibi zorunluluk içeren cümlelerden kaçınmanız, çocuğunuzun üniversite ve meslek tercihlerine saygı duymanız ve beklentilerinizi çocuğunuzun beklentilerinden daha yüksekte tutmamanız çocuğunuzun sınav kaygısının artmasını engelleyecek basit önerilerdir. Çocuğunuzu hiçbir zaman başkalarıyla kıyaslamayın, unutmayın ki her bireyin kişiliği ve potansiyeli farklıdır, kimse birbiriyle eşit değildir bu nedenle kıyaslamak yapıcı değil yıkıcı bir davranıştır ve hiç kimseye yarar sağlamaz. Yıkıcı davranışlar yerine yapıcı davranışlarda bulunmanız çocuğunuza yardımcı olmanızı sağlayacaktır. Anne-baba davranışları çocuğun büyüme ve gelişim süreci boyunca çocuk tarafından model alınmaktadır. Bu süreçte heyecanını, endişelerini yansıtan aileler farkında olmadan çocuklarında benzer davranışları geliştirmesine sebep olurlar, bu yüzden çocuğunuzdan daha fazla heyecan yapıp sınava sayılı günler kala heyecanınızı çocuğunuza yansıtmamanızı tavsiye ederim. Heyecanlanıp paniklemek, endişelenmek yerine sakin kalmaya ve olumlu düşünmeye çalışın. Bazı aileler negatif motivasyon cümleleriyle çocuklarını motive etmeye çalışmaktalar, “bu kadar çalışmakla okul kazanılmaz” gibi negatif motivasyon cümleleriyle çocuğunuzu motive etmeye çalışmayın, bu durum çocuğunuzun kendine olan güvenini sarsacak ve sınav kaygısını arttıracaktır. Sınava hayati anlamlar yüklemeyin. Sınav sisteminin bizlere dayattığı “başarı=değer” kalıbından çıkın, çocuğunuza sınavı kötü geçse bile bu durumun ona olan sevginizi azaltmayacağını, “ne kadar başarılıysan o kadar gözdesin” demek olmadığını hissettirin. Çocuğunuza olan sevginizin sadece akademik başarısına bağlı olmadığını ve onu her koşulda sevip, destekçisi olacağınızı sözlerinizle ve davranışlarınızla belirtin.

Öğrencilere Öneriler

-Zorlandığınız konuları gözden geçirin.
-Sınav öncesi uykunuzu alacak ve yeterince dinlenecek saatte uyumaya dikkat edin.
-Sınav gününden önce sınava gireceğiniz yeri görün, sınav günü sınava gireceğiniz yere erken gitmeye çalışın. Arkadaşlarınızla sınav hakkında konuşmayın ve gevşemeye çalışın.
-Sınav esnasında orta seviyede gerginlik yaşamanız normaldir. Sınav kağıdınızı aldığınızda soruları okumaya başlamadan önce birkaç derin nefes alıp verin.
-Bir soru üzerinde fazla vakit kaybetmeden yapamadığınız soruyu atlayın. Önemli sorulara öncelik verin.
-Sınav sürenizi verimli değerlendirmek sizin elinizde, sınav salonundaki adaylara, diğer çevresel faktörlere ve sınav sonucuna değil sınav kitapçığınıza ve sürenizi doğru kullanmaya odaklanın.
-Olumlu düşünün ve hiçbir kaygı belirtisinin performansınızı düşürmesine ve dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin.
Sınava girecek bütün adaylara başarılar dilerim.