Büyük Torbalı

Efes’in yani basinda yüzyillarca gizlendi

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Efes’in yani basinda yüzyillarca gizlendi
275 Görüntüleme
03 Ekim 2011 - 21:04
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Torbali’da sadece son 20 yilda yapilan kazilarla ortaya çikarilan, yamaca kurulu muhtesem bir antik kent duruyor. Kente büyük sehir oldugu için degil, meter yani tanriça kültünden aldigi için Metropolis deniyor.

TORBALI ilçesi yakinlarinda sadece son 20 yilda yapilan kazilarla ortaya çikarilan, yamaca kurulu muhtesem bir antik kent duruyor. Helenistik, Roma, Bizans ile Beylikler ve Osmanli dönemi olarak dört ayri dönemde varligini sürdüren Ana Tanriça kenti Metropolis’in hikâyesini, Türkiye’nin en prestijli dergilerinden AtlasTarih, kazi ekibi baskani Yard. Doç. Dr. Serdar Aybek’e sordu. Iste derginin EkimKazim sayisinda 8 sayfa ayrilan o röportaj:

Metropolis antik kentinin Anadolu uygarliklari arasindaki yeri ve önemi nedir?
Metropolis antik kenti Hellenistik dönemin ortalarina dogru IÖ 131 Aristonikos ayaklanmasina verdigi destek sayesinde kendinden bahsettirmeye basladi. Kentin bu ayaklanmaya olan destegini bugün yukari hamamda duran bir yazittan anlamaktayiz. Roma döneminde Asya eyaletinin baskenti olan Ephesos’a olan yakinligi nedeniyle bu kentin ticari ve askeri imkânlarindan yararlanan Metropolis, Hellenistik yamaç yerlesim tipini terk ederek düz ovada gelisme gösterdi. Özellikle bugün Han Yikigi olarak adlandirilan ve Antoninus Pius’a (IS138161) adanan büyük hamam, kentin düz alan içerisinde sahip oldugu en büyük yapi kompleksidir. Bizans döneminde ise nüfusu azalan ve küçülen kentin bir piskoposluk merkezi oldugunu bugün Araplitepe’de yer alan kilisenin isminin Bizans kayitlarinda geçmesinden anliyoruz. Kent bu dönemle beraber güvenlik nedeniyle tekrar akropole ve tepe yamaç yerlesimine geri döndü. Bizans döneminin sonuna dogru Laskarisler döneminde (IS XIIXIII. yüzyil), halk yeniden insa edilen kale içinde yasamaya devam etti. Bizans döneminden sonra tamamen terk edilen kent, Osmanli döneminde Torbali Ovasi’nda tekrar canlandi. Özelikle Sultan Abdülhamid döneminde önemi tekrar artarak Yeniköy ve civari sultanin çiftliklerinin oldugu bir bölge olarak ayrildi.

Metropolis ismi nereden geliyor?
Kentin ismi antikçagda büyük kentlere verilen bir unvan olsa da ismini bu unvandan degil “Meter” yani Ana Tanriça kültünden alir. Metropolis’in üç kilometre kuzeyindeki Uyuzdere Vadisi’ndeki magara, Ana Tanriça Meter Gallesia’ya adanmis kutsal bir yerdi. Bu nedenle hiçbir zaman metropol kenti olmasa da adi Metropolis oldu. Kent hakkinda az sayida antik yazar bilgi veriyor. Cografyaci Strabon, kentin saraplariyla ünlenmis oldugundan bahsederken, tarihçi Plinius ise; Efes egemenlik bölgesi içinde kaldigini yazar. Metropolis, her ne kadar Izmir ve Efes arasindaki küçük bir kent olarak görünse de, ortaya çikarilan kalintilarin isçiligi ve buluntularin kalitesi diger kentlerle yarisacak niteliktedir.

Kentle ilgili ilk bilimsel arastirma ne zaman yapildi? Halen süren Metropolis kazilari nasil basladi?
Kentteki ilk arastirmalar XIX. yüzyil içinde bölgeye gelen Avrupali gezginlerin gözlem ve arastirmalarina dayaniyor. Kentin adindan ilk bahseden arastirmacilar Keil, SponWheeler ve Weber’di. Daha sonra, Efes kazilarini yöneten Avusturya Arkeoloji Enstitüsü 70’li yillarda bölgede arastirmalara baslatmistir. Bu çalismalara katilan arastirmaci Recep Meriç, 1982 yilinda bölge hakkinda kapsamli yayin yapan ilk Türk arkeologudur. 1989 yilinda Torbali Belediyesi’nin ve 1992 yilinda Philip MorrisSabanci destegiyle baslatilan çalismalari, 2007 yilinda Prof Dr. Recep Meriç’in emekli olmasinin ardindan devraldik ve sürdürüyoruz.

Metropolis kazisinda çikan en önemli buluntular nedir?
Kazilar öncesinde bölgeden ele geçen en önemli eser bugün Torbali Belediyesi’nin de simgesi olan çifte kizlar heykelidir. Hellenistik üslupta kaliteli olarak yapilmis bu eser bugün Izmir Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor. Bunun disinda bugün Efes Müzesinde yer alan geç klasik bronz oinochoe (sarap sürahisi), üslup ve isçilik açisindan kente ait oldugu düsünülen bir diger önemli eser. Kazilarla beraber ortaya çikan Metropolis Tiyatrosu, Anadolu’daki Hellenistik dönem tiyatrolari arasinda en saglam kalmis örneklerden biri.

Küçük ama oldukça gösterisli bir antik tiyatro gördük. Metropolis’in hem antik tiyatrosunu hem de diger mekânlarini Anadolu’daki diger örneklerden ayiran özelliklerinden bahseder misiniz?
Kentteki en önemli yapilardan biri olan tiyatro Hellenistik dönemde IÖ II. yüzyil ortalarinda insa edilmis. Tiyatro kentin güneye bakan yamacinda antikçagda Pegasus (Cellat) Gölü olarak adlandirilan manzaraya bakmaktaydi. Iki diazomali olarak insa edilen tiyatro yaklasik 4 bin kisilik bir kapasiteye sahipti. Roma döneminde orkestrasinin mermerle kaplandigi ve sahne binasinda da çesitli degisiklikler yapildigi anlasilmakta. Orkestrada yer alan sunaklar da Augustus dönemine tarihlendiriliyor. Tiyatronun bes soylu koltugundan biri, kolçaklarindaki grifon baslari ve arkasindaki kanat kabartmalariyla birlikte digerlerinden ayriliyor. Tiyatro yakinindaki mozaikli resepsiyon salonu, figürlü mozaik gelenegi açisindan önemli bir yer teskil ediyor. Dört mevsimi simgeleyen bu mozaiklerde Tiyatro ve Eglence Tanrisi Dionysos, Ariadne, Maenad ve Eros figürlerinin yani sira balik ve kus motifleri de yer aliyor.

Son bulunan mozaik tabanli Imparatorluk Salonu nasil ortaya çikti, önemi nedir?
Metropolis antik kentinde Hanyikigi olarak bilinen mevkide ilk kez 2003 yilinda baslanan çalismalar sonucunda Roma dönemine ait büyük bir hamam yapisi bulunmustu. Yapinin merkezinde, içine simetrik yerlestirilmis nislerin ve kapilarin oldugu bir mekân bulunuyor. Simdiye kadar kazilan bölümlerin caldarium bölümüne ait oldugu anlasildi, salonlarin kenarlarinda özel tasarlanmis basamakli havuzlar ortaya çikarildi. 2008’de söz konusu parsel içinde yapilan manyetik yüzey arastirmalari ve sondaj çalismalari sonucu Hanyikigi Roma Hamami’nin devami niteliginde kalintilara rastladik. 20082009 yillarinda söz konusu parsel içindeki çalismalarda, hamamin palaestra galerilerine ait olabilecek duvarlar ortaya çikarilmisti. Taban dösemesi olarak kullanilan mozaiklerin dogu portiko disinda tüm galerilerde bulundugu tespit edildi. Ayrica her portiko içinde birden fazla panel halinde uygulandigi görülmekte. Açiga çikarilan az sayida taban dösemesi yardimiyla, geometrik mozaiklerin dalgali, sarmasikli, meanderli bantlarla çevrelendigi anlasiliyor. Panel içi motifi olarak da diyagonal çizgiler, teget daireler ve kalp seklindeki sarmasik yapraklari kullanilmis. Arsitrav üzerindeki yazitlardan Antoninler döneminde yapildigi anlasilan Hanyikigi Roma Hamami ve Palaestrasi’nin II. yüzyil basindan VI. yüzyil sonuna kadar yaklasik bes yüz yil boyunca, en az dört farkli evrede kullanim gördügü anlasilmaktadir.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web