Erzurum’a gezmeye giden birisi karnı acıkınca cağ kebabı yapan bir lokantaya girmiş. Garson hoş beşten sonra yemekleri saymış. Misafirimiz “Uzatma delikanlı ben cağ yemeye geldim, yağsız tarafından kestir” demiş. Kebabını yiyip karnını doyuran misafir masada kürdan bulamayınca, kasaya doğru yönelmiş. Ödemeyi yapmış. Patrona dert yanmış, “Masada kürdan bulamadık patron” demiş

Patron “Gardaş hağlisen, ne yapim? Daha dün doldurdum. Alan yerine goymir ki. Bey ne yapim?” demiş. Hemşerilerim hem hazır cevap hem de keskin zeka sahibidirler. İyileriyle gurur duyarım.

Erzurum ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen Türkiye’nin hemen her şehrinde Erzurumlular yoğun olarak oturmaktadır. Aynı zamanda ülkenin geçmişinde önemli roller üstlenmiş birçok şahsiyet Erzurum’dan çıkmıştır. Mesela son yıllarda kaybettiğimiz Naim hoca Erzurumludur. Her Erzurumlu onu tanır ve sever. Kısa bir fıkrasıyla yadedelim.

Hararetli bir vaazında günah ve sevap konusunu şöyle açıklıyor, “İnsan günahı da, sevabı da bu dünyada kazanır” dedikten sonra sözü şu şekilde bağlıyor:
– Bağın gözüm cemaat! Günahınan sevap neye benzer bilirmisiz? Hani yeni çıhmış bir maçine varya, bankalara goymuşlar, bele gidir içinden para çekirsen.. Bu arada cemaatten biri “Hocam onun adı BANKAMATİK” diye ikazda bulunuyor.
Naim Hoca tastik ederek:
– Temam, işte o matik varya, ona gidir bir kart soğirsen, sonra birgaç numara yazirsan. Eğer daha önce para yatırmişsen maçine hemen istediğın parayi verir. Yoğ, daha önce para yatırmamışsan, maçine sene diyir çi :
“Ula gavat, sen para yatırdın mı ki, şimdi de benden para isdirsen? Hadi ordan çekil!… ” İşte sevapda buna benzer. Eğer bu dünyada sevap yaparsan, öbür dünyada garşına gelir. Yapmassan, heç bir şey bekleme!… Belki biraz kaba olmuş ama en anlaşılır şekli budur. Allah rahmet eylesin.

TEYO PEHLİVAN DA ERZURUMLU

Erzurum’un çıkardığı şahsiyetler muhakkak ki Naim hocayla sınırlı değil, Deniz Gezmiş, Büyük İslam ilmihali ile evlerimize hep misafir ettiğimiz Ömer Nasuhi Bilmen Hoca efendi, yakın zamanda sağlık bakanlığı yapan Recep Akdağ Erzurumludur.

Bu kadar mı? Elbette değil. Baltayla işgalci Rus askerine saldıran Nene Hatun, “Hak şerleri hayreyler, zannetme ki gayreyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” diyen İbrahim hakkı Hazretleri de Erzurumludur.

Kendisine “Ya Teyo Pehlivan! Üç hilal ne yi temsil ediyor, ne anlama geliyor” diye soran ülkücü gençlere “Ula buni bülmiyecağ ne var, Üç hilal, üç aylari temsil eder Recep, Şaban, Ramazan” diyen keskin zekâ ve hazır cevap sahibi Teyo pehlivan da Erzurumludur.

“Yazılan kaderdir başa gelince, suç sende ayağın taşa gelince, kudretin damlası coşa gelince, onu bent mi eyler, dere mi bağlar” gibi nice gönül nağmelerinin bülbülü Reyhani de Erzurumludur.

KIRKINCI MEHMET HOCA DA ERZURUMLU

Erzurumlu olan herkes tarafından tanınan nice şahsiyetler var ki, yazmaya kalkışsak hem sayfamız almayacak hem de bölgecilik yapıyormuş gibi olacak.

Ancak bu şahsiyetlere dahil olup, “Kalp ile aklı, yani din ile medeniyet fenlerini el ele yürütmeye çalışanlar münevverdir. Dinden alakasını kesip sadece fen ile uğraşanlara ise AYDIN demek daha uygun olur” diyen ve çok yakında aramızdan ayrılarak hakkın rahmetine kavuşan Kırkıncı Mehmet hoca efendinin de Erzurumlu olduğunu hatırlamamak vefasızlık olur.

Sayısız talebe yetiştiren, ömrünü Allah ve rasulünün yolunda harcayan Kırkıncı Hoca efendiyi gençlik yıllarımda, karanlık kümbette tanımış çok kısa bir görüşmemiz olmuştu. Rabbim gani gani rahmet eylesin.

Gördüğünüz gibi meşhur olan Erzurumlu çok. Ama iyisi de var kötüsü de. Biz iyileriyle, Erzurumlu olmakla övünüyoruz. İyiyi de kötüyü de Allah bilir. Biz zahire bakarız. Rabbim iyilerden kılsın. Hayırlı cumalar.