Kupa Binicilik Yarislari’nda, Türkiye genelindeki müsabakalarda defalarca derece alan ve kupayi havaya kaldiran Hollandali Olga Eren, simdi Ayrancilar’da hayvanlar ve doga ile iç içe çiftçiliginde sakin bir hayat sürüyor.

OLGA Eren, Hollanda’nin önemli atçi ailelerinden birine mensup, çok madalyali bir binici. Isadami Ugur Eren’le tanisip evlenince balayi için Türkiye’ye geliyor ve bir daha ülkesine dönmüyor. Ancak at ve doga sevgisi öylesine güçlü ki onlardan da kopamiyor. Yesilköyde çiftligini bütün sevgilerini doyasiya yasayabildigi yeryüzü cenneti haline getiriyor. Esi, vefat ettikten sonra bir daha ülkesine dönmeyen 66 yasindaki Olga Eren, simdi hayvanlar ve doga ile iç içe çiftçiliginde sakin bir hayat sürüyor. Eren’in tek sikâyeti tam bir doga harikasi olan bölgeye gerekli öneminin verilmemesi. Eren ve civardaki vatandaslarin tüm israrina ragmen Demirci yolu üzerine bir çöp bidonu bile yerlestirilmemis.

MEMLEKETINE DÖNMEDI

36 yil önce Izmirli is adami Ugur Eren’le evlenen Olga Eren, aslen Hollandali. Esinin bir is seyahatinde tanisip evlenen çift, 2 çocuk sahibi olduktan sonra ilk Izmir’e göç etmis. 26’si Ayrancilar’da olmak üzere toplam 36 yildir Izmir’de yasayan aile, zamanla dagilmis. Esinin vefatindan sonra Hollanda’ya dönmeyen ithal gelin, mutlulugu dogada ve hayvan sevgisinde buldugunu söylüyor. Yesilköydeki çiftliginde günlerin nasil geçtigini bilmedigini söyleyen Eren, “Köpek beslemek, atlarla zaman geçirmek, ormanda yürüyüs yapmak için bir gün çok kisa bile kaliyor” diyor.

DEFALARCA SAMPIYONLUK KUPASI KALDIRDI

12 yasindan bu yana at bindigini söyleyen sampiyon binicisi Eren, “Hollanda’da at terbiye eder, binicilik dersleri verirdim. Fakat ben sadece atlari degil en küçügünden en büyügüne tüm hayvanlari seviyorum” dedi. Bir zamanlar gazetelerde boy boy basarilari yer alan usta binici simdilerde at binemiyor. Uzun yillar at binmesinden dolayi kalçasinda bir rahatsizlik olusan Eren’in bacagina takilan protez onu en büyük tutkusundan uzaklastirmamis. Atlardan uzak durmayan Eren, onlarla yine de vakit geçiriyor. Kupa Binicilik Yarislari’nda, Türkiye genelindeki müsabakalarda defalarca derece alan ve kupayi havaya kaldiran Eren, simdi sadece çok sevdigi atlarin resmini çiziyor. Izmir’de Binicilik müsabakalarinda kadinlarin da boy göstermesine öncülük eden kisilerden olan Eren, kadinlara her alanda kendilerini göstermelerini ögütlüyor.

TORBALI HARIKA AMA DEGERI BILINMIYOR

26 yildir Yesilköy’de doga ile iç içe bir hayat süren Eren, bu bölgede insanlarin doganin kiymetini bilmedigini söylüyor. Bacagi rahatsizlanmadan önce yani basindaki ormanin âdeta bekçisi gibi oldugunu söyleyen Eren, “Eskiden ormanda uzun yürüyüsler yagar, buraya çöp dökenleri Jandarma’ya bildirirdim. Simdi çok sik çikaramiyorum. Insanlar traktörlerle çöp getirip döküyor. Yaziktir, günahtir. Evlerinin içi piril piril olan insanlar ormanlari hiç acimadan katlediyor” dedi. Çok ugrasmasina ragmen Yesilköy ve Demirci’de yol kenarlarina bidon koyduramadigini söyleyen Eren, “Burada yasayan insanlar çöplerini torbalarla Ayrancilar’a götürmek zorunda kaliyor. Tek istedigim yol üstüne bir bidon konulmasi” diye konustu.

KADINLAR ZIYNET ESYASI SEVER, AMA BEN HAYVANLARI SEVIYORUM

TURKIYE’YE kisa zamanda alistigini söyleyen Eren, “Esim bana Türkiye’yi anlattigi zaman içimde bir seyler kimildadigini hissettim. Gerçekten Ugur’a âsik olmustum ama buradaki doganin güzelligi ve özgür yasam da beni büyüledi. Bizim ülkemizde böylesine bos topraklar ve böylesine rahat bir çalisma düsünemezsiniz. Her sey asker gibi disiplinli.  Oysa Türkiye’de insan çok daha mutlu olacak seyler buluyor. Tabii yalniz inci, boncuk, süs, güzel esyalar isteyen bir kadin için yasam sekli baska olabilir. Ama ben, biraz toprak ve de hayvanlarla çok mutluyum” diyor.