Bombalarin ve silahlarin susmadigi, mermilerin havaya uçustugu bir ülkede oruç tutup namaza durmak zor olsa gerek. Kore Gazisi Hakki Kirli, savas meydanlarinda oruç tutmanin ne denli zor oldugunu anlatti.

11 ayin sultani Ramazani Serif, süphesiz ki kavurucu sicaklarda oruç tutan vatandaslara çok zor dakikalar yasatiyor. Bedenin terbiye edilip, gönüllerin Allah askiyla doldugu bu mübarek ay eski zamanlarda nasil geçerdi kim bilir! Peki, böylesi bir ay harp zamanina denk geldiginde nasil oruç tutulurdu? Iste bu sorunun yanitini, 86 yasindaki Hakki Kirli cevaplandiriyor. 2 yila yakin Kore Savasi’nda savasmis ve vatan topraklarina ayak basmisti. Anlattiklari ve yasadiklari, yeni nesil için barisin önemi kadar geçmisten dersler de içeriyor. Vatan topragindan uzakta basini secdeye koymanin, anadan, sevgiliden ve vatandan uzak topraklarda iftar sofrasina oturmanin nasil bir duygu oldugunu gözleri dolarak anlatan Gazi Hakki Kirli, “Dünyanin neresine giderseniz gidin, vataninizdan uzaksaniz yetimsinizdir” dedi. Iste Kore Gazisi’nin cephede oruç açtigi günlerde yasadigi sikintilar ve özlemleri.

YUNANLILARLA GEMIDE KAVGA ETTILER
1974 yilinda belediyede 1 yil encümenlik 4 yil da meclis üyeligi yapan Hakki Kirli, 1952′nin Haziran ayinda Kore Çikarmasi’na çavus olarak katildi. Hakki Amca o günleri anlatirken gözyaslarini tutamiyor. Ilk olarak Izmir Cumhuriyet Meydani’ndan gemiye bindiklerinde Yunan askerleriyle kavga ettiklerini anlatan Kirli, “Kore’ye gitmek için Cumhuriyet Meydani’ndan gemiye bindik. Sevdiklerimize gemiden el salliyorduk. O zaman ben de 45 günlük evliydim. Mangamda Sivasli bir asker vardi. ‘Çavusum, Yunan askerler meydandaki Atatürk heykeline bakip küfür ediyorlar’ dedi. Meger bizim oglan Yunanca biliyormus. Benden suya atmak için emir vermemi istedi. Ben izin vermeyince de, ‘Çavusum ben atama dedeme sövdürmem. Hele hele Mustafa Kemal Atatürk’e hiç sövdürmem’ dedi. Yunanliyi denize atiyordu ki zor aldik elinden. Yunan askerleriyle bizim askerlerimizi ayri güvertelere götürdüler. Yoksa Kore’ye kadar biz onlari denize atardik” seklinde konustu.

PEYGAMBER SEHRINDE SECDEYE DURDULAR
27 gün süren gemi yolculugunun savastan daha beter oldugunu vurgulayan Hakki Kirli, Kizil Deniz’de Mekke yakinlarindan geçtiklerinde ise geminin güvertesinde, silah arkadaslariyla birlikte Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Mustafa’nin kutlu sehrine dogru secdeye varmislar. Kore’de 2 yila yakin savasan Kirli, orada ramazan ayini çok zor geçirdiklerini söyledi. Cephede oruç tutmanin zor, ama bir o kadar da insana güç verdigini belirten Kirli, “Cephede ölümle burun buruna olurken oruçlu olmak bambaska bir duygu. Insan o ani yasadiktan sonra bu sartlarda oruç tutmanin ne denli kolay ve rahat oldugunu anliyor. Kimi zaman tutamayan arkadaslarimiz olurdu, çatismada olmalarindan ötürü. Onlar da sonradan kazasini tutarlardi. Allah her seyin sabrini veriyor. Cephede çok iftar yaptik” seklinde konusarak Ramazan anilarini anlatti.

“ESKIDEN RAMAZANLAR DAHA GUZELDI”
KARARGAHIN içerisinde çadirdan cami yapildigini ve herkesin namazini orada kildigini belirten Hakki Kirli, “Tugayin içinde çadirdan camimiz vardi. Namazlarimizi orada kilardik. 5 bin 500 askerdik. Ama dünyanin isterse en güzel yerinde olun, vatandan uzaksaniz yetimsinizdir. Kendimizi yetim gibi hissediyorduk. Vatan gibibi var mi? Türk Bayragi’nin gölgesinin olmadigi bir memlekette, ezanlarin okunmadigi bir yerde secdeye varmak, insani çok ama çok duygulandiriyor. Çok sükür simdi ezan sesine doyuyoruz” seklinde konustu. Eskiden Ramazan ayinin daha güzel geçtigini de sözlerine ekleyen Kirli, “Bizim zamanimizda camiye sofra kurardik. Ihtiyaç sahipleriyle birlikte iftarlar açilirdi. Dost ve akrabalar birbirlerini iftara davet ederlerdi. Simdilerde o güzellik, o sicak iliskiler yok. Simdi hersey modernlesti ama duygu yok” diyerek sözlerini sonlandirdi.