Çaybasi’da ‘Klarnetçi Hüseyin’ diye taninan Hüseyin Kula, uzun yillar çalistigi Almanya’da ildiz Tezcan, Murat Soydan, Yunus Bülbül, Ali Seven, Sükran Ay gibi sanatçilara sahnede eslik etmis bir isim.

“TORBALI’NIN Yerel Sanatçilari” kösemizde bugün ki konugumuz Çaybasi’nin taninmis klarnetçilerinden ‘Klarnetçi Hüseyin’ diye taninan Hüseyin Kula. Çocuk yaslarda dayisinin çaldigi klarneti bulundugu yerden gizlice çalarak ögrenmeye çalisan Kula, içindeki müzik aski ile her geçen gün biraz daha isinin ehli olmus. Uzun yillar Almanya’da kalan usta sanatçi, sanat yasami boyunca taninmis bir çok ünlü sanatçi ile sahne aldi. 3 çocuk babasi olan Kula, Çaybasi’nda ki sirin evinde esi Gülper Hanim’la birlikte yalniz yasiyor. Sanata olan tutkusunu, anilarini gazetemizle paylasan Hüseyin Kula, klarnet çalmanin kendisini gençlestirdigini söyledi.

Kimdir Hüseyin Kula? Bunca yildir sanatla ugrasiyorsunuz. Neden kimse tanimiyor sizi?
1937 Çaybasi dogumluyum. Çiftçi bir ailenin tek çocuguyum. 1953 yilinda esim Gülper hanimla evlendim. 3 oglumuz var. 1970 yilinda Almanya’ya isçi olarak gittim. 20 yil boyunca orada kaldim. Metal Bosch firmasinda çalistim. Emekli olduktan sonra geriye döndüm.

Neden döndünüz?
Emekli çagina geldim. Baktim yapamiyorum oralarda. Çocuklarim halen Almanya’da yasiyor. Ben vatanimin hasretine dayanamadim. Bülbülü altindan kafese koymuslar yinede vatanim demis. Benim durumumda o misal.

Müzige merakiniz nasil basladi? Kim ögretti size klarnet çalmayi?
Dayim Ali Islek, askerde bando takiminda görev yapmisti. Orada klarnet ögrenmisti. Ben çok özenirdim dayima. Tabi o zamanlar daha gencim. Kayniyor kanim. Dayim çalarken çok heveslenirdim. Yine o zamanlar mahallemize Izmir’den saz takimlari geliyordu. Hiç kaçirmazdim. Mutlaka gidip dinlerdim. Okuldan çiktigimizda dayimin klarnetini gizliden yerinden alip çalardim. Sonrada büyük bir itina ile temizleyim yerine koyardim anlamasin diye. Babam çok merakli oldugumu görünce klarnet aldi. Amatör olarak kendi kendime ögrendim. Daha sonra Izmir’de dersler aldim. Koroda Bediha Akartürk ile birlikte çalistim. Müzige duydugum sevgi daha da çogaldi. Askere gittigimde Bursali Serafettin Dagli diye tertibim vardi. Kendisi müzisyendi. Ondan dersler aldim. Daha sonra kendimi iyice gelistirdim.

Bu güne kadar nerelerde konserler verdiniz? Kimlerle sahne aldiniz?
Almanya basta olmak üzere Avusturya, Fransa gibi Ulkerlerin bir çok ilinde konserle çiktim. Türkiye’den konser vermek için gelen sanatçilarla sahne aldim. Bunun yani sira yurt disindaki bir çok Türk gazinolarinda binlerce konserlere çiktim. Yildiz Tezcan, Murat Soydan, Yunus Bülbül, Ali Seven, Sükran Ay gibi bir çok degerli sanatçilara eslik ettim.

Torbali Türk Sanat Müzigi Derneginin çalismalarina ne zamandir katiliyorsunuz?
Aslinda Almanya’dan döndükten sonra Türk Musikisini birakmistim. Epey ara vermistim. Degerli arkadasim Ali Hasirci tavsiye etti. 10 yildan fazladir çalismalara katiliyorum.

Bazen sokaklarda klarnet çalanlar oluyor. Onlari görünce ne hissediyorsunuz?
Insanlarin sanat ile ugrasmasi hos bir sey. Keske toplumun hemen hemen her ferdi sanatla ugrasa bilse. Sanat ile ugrasan insan her seyden arinir. Kötü zihniyete sahip olmaz. Yufka yürekli olur. Herkesin kendisine göre sanati vardir. Kimi sokakta çalar kimi ise sahnede.

Klarnet çalmak sizde nasil bir duygu uyandiriyor?
Aslinda bu sorunuzu kelimelerle tarif etmek imkansiz. Kisaca özetlemem gerekirse, klarnet benim ruhumu oksuyor. Kendimi gençlesmis hissediyorum. Evimde çalisma yaparken anilarim aklima geliyor. Çocuklarim dinlemeyi severdi. Onlar geliyor aklima. Kisacasi hayatim gözümün önünden geçiyor. O duyguyu tarif etmem çok zor. Klarnetin hayatimda büyük bir önemi ve yeri vardir.