Sayin Basbakan ve Milli Egitim Bakani’nin, az çalisiyorlar, çok kazaniyorlar ve çok tatilleri var, dedikleri ögretmenler kadar tatil yapan muhterem vekillerimiz de geçen pazartesi isbasi yaptilar ve Meclis çalismalarina basladi. Yani yeni Yasama Yili basladi. Vatana, millete hayirli olsun. Yasama Yili açilis konusmasi için Meclis kürsüsüne gelen Sayin Cumhurbaskani da temsil etigi makamin gerektirdigi gibi “orta çizgide” bir konusma yapti. Mantik çerçevesinde konusan Cumhurbaskani, isimlerini anmadan, su anda ceza evinde bulunan seçilmis milletvekillerinin o çati altinda olmayislarindan duydugu rahatsizligi ifade etti bir anlamda. “Aklin yolu birdir” dedirten bu sözler Basbakan tarafindan kabul görmedi ve Basbakan bu konuda Cumhurbaskani ile ayni görüste olmadiklarini vakit geçirmeden ifade etti. Devletin zirvesindeki bu bariz görüs ayriliginin doguracagi sonuçlari önümüzdeki dönemde görecegiz. Söz Meclis’ten açilmisken, bir haberi de sizlerle paylasmak istiyorum. Ögretmenler kadar tatil yapan fakat ögretmenin en az dört kati fazla maas alan muhterem vekillerimizin cep telefonlarindan gönderdikleri mesajlarin parasi da Meclis bütçesinden ödenecek. Yakinda “vekillere yardim” kampanyasi da baslatilirsa sasirmayalim diye alistirma mi yapiliyor acaba?

SIMIT

BIZ simdilik günümüze dönelim. Meclis’in çalismalarina baslamasinin ardindan Meclis’te gurubu bulunan siyasi partiler ilk gurup toplantilarini geçtigimiz Sali günü yaptilar. Bu toplantilarda yine liderler konustu ve saygisizligin, nezaketsizligin, seviyesizligin, kabaligin ve saldirganligin örnegi sözcükler havada uçustu. Giderek birbirine saygisi ve tahammülü olmayan bireylerden olusan bu toplum mu siyasileri örnek aliyor, yoksa vatandas gerildikçe siyasiler mi seviyeyi düsürüyor, belli degil. Fakat meseleyi “imamcemaat” çerçevesinde degerlendirecek olursak, yanlisi yapanlarin siyasiler olduguna hiç süphe yok. Genel Baskani Basbakan oldugu için AKPnin gurup toplantilarini önemsiyorum ve izliyorum. Bu son toplantida Sayin Basbakan itiraf niteliginde bir söz sarf etti ve “25 kurusa simit yok” deyiverdi. Evet, Basbakan çok hakli. 25 kurusa simit yok Türkiye’de. O eskidendi. Yani AKP iktidar olmadan önceydi. Ekmekten pahali simit. Acaba diyorum, o nedenle mi “simit saraylari” çogaldi son zamanlarda? Yakin gelecekte ekmek fiyatlarini da görecegiz. Benzin fiyatlarini hiç söylemeyeyim, herkes biliyor. Uçtu, uçtu Norveç’i bile solladi sonunda. Son zamlarla benzin fiyatlarinda dünya sampiyonu olduk vesselam. Bu son zamlarin gerekçesi “ekonomide hedef sapmasi” imis. Sanki hedefi ben koydum. Sanki hedefi ben saptirdim. Ne kadar kolaydir vatandasin cebine el atmak, her sikistiginda. Keske bir marifet olsaydi bütçe açigini vatandasa kapattirmak. Ben bile yönetirdim tek basima memleketi bu sekilde, yani Deli Dumrul olsaydim. Geçenden 5, geçmeyenden 10 akçe…

MALAZGIRT

Geçtigimiz hafta sonu AKP kongresi vardi. Hazirlik safhasindan itibaren bakildiginda gösteris yani agir basacagi belli olan kongrede Basbakan uzun bir konusma yapti. Dikkat çekmek amaciyla bazi sözcükleri gereksiz ve yersiz uzatarak anlam vurgulama çabasi katilimci ve davetlilerin alkisini topladi. Büyük bir bölümünü izledigim konusmanin somut verilerden uzak oldugunu ve daha çok duygusalliga yönelik anlatim ve söylemlerden olustugunu gördüm. 2071 yilina kadar uzanan bir yol haritasi çiziyordu Basbakan. 2023 hedefini 1071 Malazgirt Zaferi’nin 1000 inci yilina kadar uzatirken, geçen 10 yilin muhasebesini yapmaktan çok uzakti. Yeni Anayasa unutuldu. Türkiye’nin Suriye konusunda nerede oldugu es geçildi. Ileri demokrasi hedefinin polis copu ve biber gazindan aldigi hasar göz ardi edildi. Mülkün temeli kronik hasta. Siddet ve cinayet kurbani kadinlarimizin adi koyulmadi. 4+4+4’te bebelere sinif bulunamadi. On iki silindirli makam arabalarinin depolarinin kaça doldugunu ve bunun ne kadarinin vatandasin delik cebinden çiktigini kimse soramadi. Basbakan 2071’den bahsederken ben de o yillara kadar Türkiye’de benzin fiyatlarinin gelecegi yeri hesaplamaya çalisiyordum ama zamlarin hizina yetisemeyince vazgeçtim. Masal kahramanlarina hayran olan, uydurma dizilerin basinda sabahlayan, sormaktan ve sorgulamaktan aciz ve giderek kaderine razi olmayi marifet sanan bir topluma 2071 yetmez, 5071 yilini hedef göstermelisiniz ki gördügü rüyadan uyanmasi imkânsiz olsun. Saygilarimla.