ORMANIN gerçek sahipleri olarak bilinen ‘Tahtacilar’ ömürlerini uçsuz bucaksiz ormanlarda çalisarak geçiriyor. Atalarindan devraldiklari meslegi gelecek kusaklara tasiyan bu ailelerin tarihçesi ise oldukça eskiye dayaniyor. Dagtekke Köyü civarinda ormanda yasayan bu ailelerle görüstük ve yasantilari hakkinda çarpici bilgiler verdiler.

TAHTACI olarak adlandirilmalarinda onlarin kültürel yapilarindaki Samanizm’den gelen agaç ve orman kültünün ve onunla ilgili inanislarin da etkili oldugu belirtiliyor. Etnik olarak Türkmen, dinsel olarak Alevi inancina sahip olduklari kabul edilse de gerek Alevilik gerek Tahtacilik tek bir inanç ya da etnik unsurla anlatilamaz, hiçbirine mal edilemez. Yaz kis ormanlarda ömrünü geçiren bu aileler, bütün geçimini ormandan kestikleri agaçlardan sagliyorlar. Dagtekke bölgesinde Arslan ve Yavuz ailesine mensup toplamda 30 kisi yasiyor. Yasadiklari naylon çadirlari su kaynaklarinin yakin bölgelerine kuran aileler, elektrik, televizyon gibi birçok teknolojiden uzaklar. Orman Isletme Sefligi’ne bagli olarak sigortasiz götürü usulü çalisan Tahtacilar, kestikleri agaçlardan metreküp üzerinden para kazaniyorlar. Yasi geçen agaçlari kesmenin yani sira yerlerine yenilerini eken, agaçlari budayan ve ormanin bakimini yapan bu aileler, ormanlarin bir nevi sahipligini üstlenmis durumdalar.

YENI NESILLER ORMANLARI TERK ETMIYOR

TAHTACILAR, genelde daglarda 15 ile 20 çadirdan olusan obalarda yasarlar. Dagtekke’de ise 4 aile bulunuyor. Her obanin orman idaresi veya tüccarla baglantisini kuran Tahtacilarin “keye” dedigi bir kâhyasi vardir. Genellikle kestikleri agaçlari isleyip tüccarlara kereste olarak satarak geçinen Tahtacilar, Torbali’da Orman Sefligine çalisiyor. Ailelerin büyükleri genelde ormanda çalisirken, çocuklarin egitimi için de kent merkezinde ev tutuluyor. Okuyup diploma sahibi olan yeni nesiller ise atalarindan aldiklari bu kültürü ve bu meslegi nadiren terk ediyor. Ormanlarin onlara özgürlük hissini tattirdigini belirten aileler, özgürlügü yasayan bir insanin asla terk edemeyecegini belirtiyorlar.

ORMANDA DOGDU ORMANDA YASIYOR

KENDISININ çadirda dogdugunu belirten Ahmet Arslan, 56 yildir ormanlarda çalistigini, çocuklarinin da kendisi gibi tahtaci oldugunu ve bu meslegi terk etmediklerini söylediler. Genellikle göçebe bir hayat tarzlarinin oldugunu belirten Arslan, burada is bittiginde baska bölgelere de gittiklerini belirterek sunlari söyledi: “Bizler bu ormanlarda dogduk, buralarda ölecegiz. Atalarimizdan devraldik bu meslegi, çocuklarimizda bizden devraliyor. Böyle sürüp gider. Sartlarimiz zor ama alistik artik. Ormanlar bizim evimiz, kentlere insek boguluruz, hapis hayati olur bize. Buralarda yasamaya alismisiz. Burada isimiz bittiginde baska bölgelerdeki ormanlara kesime gideriz” dedi.