Talihsiz Göllüce… Tarihi boyunca cefa çeken Göllüce… Meraları, gelecekleri işgal edilirken dahi bazılarının bu acıklı durumdan keyif çıkarmaya çalıştığı Göllüce…

Tahminen beş yıl önceydi böyle zora dayalı bir sahiplenme Pancar Beldesi’nde yaşandı. Bilinen bazı merciler bu sahiplenmeyi dolaylı yollardan gizlice desteklemişlerdi. O zamanlar tüm uyarılarımıza rağmen Pancarlılar bu sahiplenmenin önüne geçmede yeterince duyarlılık göstermedi. Bu nedenle de kırk yıldır işledikleri 3000 dekarlık birinci sınıf sulu tarım arazilerini bir başkalarına yok pahasına kaptırdılar. Bu olay bana atalarımızın bir sözünü hatırlattı. Onlar haklı olarak “Hırsız içeriden olursa öküz bacadan çıkar” demişler…

O gün Pancar arazilerinin zora dayalı alımının önüne geçilmedi. Bu gün Göllüce meralarının işgaliyle karşı karşıya kaldık. Şayet bugün 4500 dekarlık Göllüce Köyü merasının işgalinin önüne de geçilmezse veya geçilemezse yarın Bülbüldere Köyü meralarının işgalinin önüne de geçilemeyecektir. İştahı kabaran bu güruh daha sonra dizginlenebilir mi! Ver elini Kaplancık arazileri, Arslanlar Köyü arazileri vb… Bir başka zaman ise bir başka yerin işgali… Malum güruh arkasına malum güçleri de alarak işgaline pervazsızca devam edecektir.

Bu işgalle bugün Göllüce köylülerinin bahçe kapılarını tel örgüyle çevirme noktasına gelmiş hatta kapıları çevrilmiş, yolları kesilmiş evlerinden dahi çıkmalarına engel olunmuş ise bu pervasız işgalin yarın buna ses çıkarmayanların kapısına da geleceği bilinmelidir. Böyle bir işgale, böyle bir talana kesinlikle sessiz kalamayız, kalmamalıyız.

Bir müddet önce “Mesele Türkiye meselesi, Mesele Torbalı meselesi” diyen söylemin bu defa söz konusu bu olayı da bu kapsamda değerlendirerek “Mesele Göllüce meselesi değil Torbalı meselesidir” demesini ve gereğini yapmasını bekliyoruz.

Dolayısıyla; bu söylemin Torbalı Mimarı olan, kendisine buradan tekrar hayırlı olması vesilesiyle başarılar dilediğim Milletvekilimiz Sayın Atilla Kaya’nın köylüyü köyünde ziyaret ederek mera işgalinin önüne geçmesini ve kapılarının önünün açılmasını bilvesile bekliyoruz.

Başta Kaymakamlık olmak üzere Belediye Başkanlığı, İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat Odası Başkanlığı, Göllüce Muhtarlığı ve Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’nın duruma el atarak bu işgalin önüne geçmesi Mera Kanunu gereği yasal zorunluluktur. Bu işgal savcılığa suç duyurusunu gerektirir. Yavuz hırsız ev sahibine baskın çıkmamalıdır.

Mevcut 4500 dekarlık meranın satışı hiçbir şekilde söz konusu değildir. Bu nedenle de köylüye ait olan merayı ne bir şekilde takas etmeye, ne satın almaya ve ne de benzeri bir işlem yapmaya gerek yoktur. Böyle bir işleme gerek olmadığı gibi bu tür iş ve işlemleri gündeme getirip tartışmak dahi gereksizdir. Hedef ve görev bellidir. Köylüye ait olan mera işgalinin önüne geçmektir hedef vesselaaaam…

Bu zor şartlarda işgali geçici olarak durduran başta Göllüce Köyü kadınları olmak üzere Göllüce Köyü’nde gelecekleri için mücadele veren tüm köy halkını ve köylülerin yanında olan kuruluşları büyük bir coşkuyla alkışlıyor, kutluyorum.

Yerel gazetelerimizin köşe yazarlarından köylülerin işgale karşı haklı direnişlerine destek verenlere buradan teşekkür etmek istiyorum. Diğer köşe yazarlarının da bu mağduriyetin giderilmesi hususunda duyarlılık göstereceğinden eminim.

Meralar Göllüce’nindir, Göllüce köylülerinindir. Göllüce hayvanlarının, Göllüce kekliği ve kekiği, salyangozu, börtü-böceği, koyun ve kuzularınındır. Hatta onların dahi değil onların yavrularının emanetidir Göllüce’ye, Göllücelilere… Bu nedenle de mera işgalinin önüne geçmek başta Göllüce köylülerinin olmak üzere duyarlı kamuoyunun şerefidir, namusudur… Bu işgale sessiz kalmak suçtur, insanlık ayıbıdır…