EVET su basimizin belasi is, terör. Ne canlar yandi, ne analar agladi, ne yürekler daglandi… O hala doymadi, yillar geçti. Herhalde 1991 ya da 1992 idi. Feridun Yilmaz kardesimiz sehit olmustu. Komsumuz mahallelimizdi. Gencecik çocuk binlerce kisinin katilimi ve gözyaslariyla defnedilmisti.
Bu aziz ülkenin her kösesinde bu aci hep yasandi ve yasaniyor. Iste görüyorsunuz dis ülkelerin degisik vakiflari ve benzer kamuflajlara bürünmüs destekleri su cani PKK örgütüne destege devam ediyor. Büyük bir dis oyun ve içteki taseronlari.
Çevremize bir bakalim herkes sabah evinden isine çikiyor bir topan ekmek için. Memleketi neresi olursa olsun, herkes evinin, çocuklarinin geçimi, huzuru için çaba harciyor. Diyarbakirli da, Izmirli de, Karadenizli de, Konyali da yan yana ayni fabrikada çalisiyor. Ayni mahallede oturuyor, ayni toplu tasima araçlarina biniyor, ayni cenazeye katiliyor, ayni dügünde oynuyor… Yani kimsenin kimseyle sorunu yokken, bu adice savasi ki kimle yapiyor. Son dönemde sivillere yöneliyor saldirilar. Siist’te 6 tane kizimiza sikiliyor kursun, dördü hayatini kaybediyor, ikisi ömür boyu sakat kaliyor. Bu kizlarimiz Kürt kizlari, aileleri BDP’ye yakin. Mesela BDP’li Siirt Belediye Baskani Selim Sadak’in yakini ölen kizlarimiz.
Bu anlamsiz çatismanin kazanani var mi!Bu güne kadar yüz bine yakin insan canindan olmus,onca yürek yanmis. Kim, ne kazanacak bizi birbirimize düsman ederek…
Selim Sadak, “Bu olayi kabullenemiyorum, PKK’nin özür dilemesi olayi hafifletmiyor” diyor. Acaba igneyi kendimize çuvaldizi baskasina batirmamiz gerekmiyor muydu ta en basindan beri. Bu acinin bir gün dönüp dolasip herkesi saracagini düsünemiyor muydunuz?
Bitlis’te polis okuluna saldiriliyor, Dogu ve Güneydoguda santiyeler yakiliyor, ögretmenler kaçiriliyor, imamlar öldürülüyor…
BDP bir türlü olayin çözümüne yaklasmiyor, elini tasin altina sokmuyor, uzatmiyor elini…
Ama artik Kürt aydinlar ve sivil toplum örgütleri ve yöre halki sesini yükseltiyor. Bu savas en çok Kürtlere zarar veriyor diye haykiriyorlar.
16 baro BDP’ye “Meclise dönün” diyor nitekim dönüyorlar. Ramazanda yapilan saldiridan sonra Hakkari halki “artik yeter” diyor ve BDP’ye tepki gösteriyor. Daha bir çok Kürt aydin bu çatismanin bitmesini ve yasanan acilara son verilmesini istiyor.
Bu isin bitmesi için hepimize görev düsüyor gerçekten. Bizler sevgi ve baris ve kardeslik için çaba harcamaliyiz. Burada kardesçe yasadigimizi ve hepimizin kardes olarak yasayacagimizi haykirmaliyiz.
Bizim disimizda yasanan bu çatismalarin neticesinde burada insanlarinda olumsuz etkilendigini, birbirimize yan bakmaya basladigimizi ve terörün asil amacinin bu oldugunu haykirmaliyiz.
Allah’in bir insana kendi canini alma yetkisini bile vermemisken, bir insani öldürmenin tüm insanligi öldürmeye esdeger oldugunu biliyorken, dünyadaki hiç bir masum istegin bile insan öldürülerek haklilik kazanmasinin mümkün olmadigini haykirmaliyiz.
Bu milletin vatan, bayrak, namus, ezan ve kardeslik için geçmiste tüm dünya insanligina örnek destanlar yazdigini haykirmaliyiz. Yine bu milletin çok sabirli oldugunu ama yukaridaki degerleri için seve seve canini verebilecegini de haykirmaliyiz.
”Bu millet” sözünden kastimiz ise misaki milli sinirlarinda yasayan tüm Türk halkinin her bir ferdidir. Yani dün Kurtulus Savasinda yukaridaki degerler için can vermis Hakkarili, Izmirli, Artvinli, Muglali, Edirneli, Karsli yani tüm milletimizdir kastimiz.
Bu millet yüzyillarca birlik ve kardeslik içinde yasamis, bir sürü igrenç oyunu bozmus. Bu oyunu da bozacak, sesini yükseltecek, “artik yeter” diyecek ve bu memlekette herkes kardesçe yasayacak.
Ama unutmamaliyiz ki bu ugurda hepimiz cesurca konusmali ve mücadele etmeliyiz.
Yaziklar olsun kandan, çatismadan, yanan yüreklerden medet uman zalimlere.
Yasasin her seye ragmen kardesçe yasama mücadelesi veren sevgi, dostluk, kardeslik fedailerine… Saygilarimla