Ilçenin tarih ve kültür yönünden zenginligine dikkat çekenYunus Koray, uzun arastirmalar sonucunda ilçeye yerlesmeye karar verdigini, her bakimdan Torbali’nin güzel bir yer oldugunu söyledi.

“Pazartesi Sohbetimiz”in bugünkü konugu taninmis Sair Yunus Koray. Türkiye’nin yakindan tanidigi, yazdigi siirlerle birçok ödüle layik görülen ünlü sair ve ressam, moda sanatçisi esi Nese Hanim ile birlikte bundan sonraki zamanlarini ilçede geçirecek.Ilçenin tarih ve kültür yönünden zenginligine dikkat çeken Koray, uzun arastirmalar sonucunda ilçeye yerlesmeye karar verdigini, her bakimdan Torbali’nin güzel bir yer oldugunu söyledi. Ilçede sanatsal, kültürel çalismalara imza atmaya hazirlanan Koray ile siir ve siirleri üzerine bir sohbet gerçeklestirdik. Simdilerde sakin ve siradan bir yasam sürdüren Koray, insanin ruhuna isleyen muazzam siirlerini sakin ve mütevazi evinde yaziyor.

Sayin Koray;biz sizi yakindan taniyoruz ancak tanimayanlar için kisaca kendinizden bahseder misiniz?

1957 yilinda Antalya’da dünyaya geldim. 18 yasimi dolduruncaya kadar burada yasadim. Liseyi bitirdikten sonra Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakültesi Türkoloji Bölümünden 1982’de mezun oldum. Türkçe Ögrenim Merkezi’nin (TÖMER) kurucusu Dr. Mehmet Hengirmen ile birlikte ‘Yabancilar Için Türkçe Dersleri’ adli bir dizi kitabin çalismasinda bulundum. Bu siralarda basta Türk Dili, Varlik ve Türkiye Yazilari dergileri basta olmak üzere birçok irili ufakli dergide veya yayin organinda siirlerim ve yazilarim yayimlandi. Bir süre Tan Yayinlari’nda çalisarak düzeltmenlik yaptim. 1982 yilinda Balikesir Ivrindi Lisesi’nde edebiyat ögretmenligine basladim, 28 yil ögretmenlik yaptiktan sonra emekli oldum.

Bugüne kadar kaç kitap yayinladiniz?

4 kitap yayinladim. Ilk siir kitabim 1982 yilinda ‘Yasami Yargilayan Siirler’ ismiyle çikti. Bu kitabimla Akademi Siir Ödülünü kazandim. 1993’te ikinci kitabim ‘Devlet ve Patika’ ismiyle yayimlandi ve bu eserimde ‘Sanat Rehberi Dergisi Siir Ödülü’ kazandi. Sonrasinda ise 1997’de ‘Karsi Kitap’ kitabimi yayimladim ve kitabim Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Siir Ödülü, Buca Belediyesi Ali Riza Ertan Siir Ödülü ve Balikesir Kültür Müdürlügü ve Balikesir Belediyesi Sabri Altinel Siir Ödülüne layik görüldü. 2002 yilinda ise toplu siirlerim ve 30 yili askin bir süredir basin-yayin organlarinda çikan benimle ilgili yazi ve söylesilerden bir bölümünün de yer aldigi ‘Kuyudaki Sarkaç’ adli 336 sayfalik eserim yayimlandi. Bu kitabin bazi bölümlerinde yer alan siirlerden bazilari da Mavi Derinlik Dergisi’nde yayimlanirken Temmuz Dergisi Halk Ödüllerinin de yer aldigi birçok ödüle deger görüldü. ‘Sarkaç’ adli siirim, The New Renaissance dergisinde Dünya Yazarlar Birligi Ikinci Baskani Prof. Dr. Talat Sait Halman’in çevirisiyle Fazil Hüsnü Daglarca, Cemal Süreya, Ilhan Berk, Aziz Nesin, Ahmet Erhan, Izzet Yasar ve birkaç modern Türk sairinin de yer aldigi seçkide, Çagdas Türk Sirini temsil etti.

Siirlerinizde ele aldiginiz konular nelerdir?

Siirlerimde yeryüzündeki insan yapisinin iç ve dis sorunlarini organik bir bütün olarak vermeye çalisiyorum. Bunu yaparken de, ‘Türk Dili’nin olanaklarini enine boyuna kullanmaya çalisiyorum. Siir sanati dilin topraginda boy atar. Bu topragi iyi islerseniz, oradan çok güzel ürünler kaldirabilirsiniz. Ayrica, Türkiye’nin toplumsal yapisi siir sanati açisindan bereketli bir cografyadir.

“SIIRLERIMI SOKAKTA YAZIYORUM”

Siirlerinizi yazarken belli bir ortam seçer misiniz?

Siirlerimi sokakta baslatirim ve gerekli düzeltmeleri evimdeki özel çalisma odamda yaparim. Insanlar, olaylar, doga ve görünür görünmez bütün olusumlar benim siirlerimin içerisine girer. Insanlarla ilgili oldugum kadar dogayla da epeyce ilgiliyimdir. ‘Patika’ imgesi benim siirlerimde farkli bir metafor olarak hiç umulmadik zamanlarda basini uzatir.

Herkes siir yazabilir mi?

Herkes sarki söyleyebiliyor, yazi yazabiliyor, resim yapabiliyorsa ve hatta konusabiliyorsa, neden ‘siir’ yazmasin ki? Ama her resim yapan ressam olamadigi gibi, her siir yazan da sair olmaz.

Sizce günümüz gençliginin siire bakisi nasildir?

Bilinçli olan bir kitle var. Bunlar gerçek anlamda siir sanatinin iyi ürünlerini izliyor. Bir de daha genis bir kitle var ki, bunlar da çok kötü ürünlerle yetinmek durumunda kaliyor. Kisinin bilgisi, birikimi ve egitimi bu konuda belirleyici oluyor düsüncesindeyim. Yani toplumun bilinçli bir okuma yapmadigini rahatlikla söyleyebiliriz.

Siir yazmaya basladiginizda kendinize örnek aldiginiz bir sair var miydi?

Elbette. Fazil Hüsnü Daglarca, Behçet Necatigil, Atilla Ilhan, Cahit Külebi, Asaf Halet Çelebi, Cemal Süreya ve Edip Cansever gibi birçok sairin siirini okuyarak kendimi besledim ve gelistirmeye çalistim siire basladigim ilk yillarda.

Siir yazmadaki amaciniz nedir? Sanat için mi yoksa toplum için mi yazarsiniz?

Elbette ülkemdeki insanlarimiz ve dünyadaki bütün insanlar için yaziyorum. Dolayisiyla da bu toplumu ilgilendirir düsüncesindeyim. Çünkü insanin yasadigi her yerde, sanat vardir. Sanat, verili dünya ile yetinmeyen insanin bir üretimidir.

Hiç umdugunuzu bulamadiginiz ve siire veda ettiginiz oldu mu?

Hiçbir zaman siire küsmem, küsemem. Çünkü küstügüm zaman insanlara ve dogaya küsmüs olurum. Bu da benim hiçbir zaman yapmayacagim, yapamayacagim bir edimdir.

Siirin ‘sairin aynasi’ oldugunu düsünüyor musunuz?

Kesinlikle. Çünkü siir öyle bir istir ki, sairin sesinin, bakisinin, yürüyüsünün ve bütün özelliklerinin toplamini bünyesinde bir nabiz, bir kalp atisi gibi tasir. Sanki sairin kullandigi sözcükler ve imgeler, onun hücrelerinin bir yansimasidir diyebiliriz. Ama gerçek bir sairin…

Siirlerinizi genelde hangi ölçü ile yazarsiniz?

Yazmis oldugum her sirinin ölçüsü kendi ölçüsünü yazarken olusturur. Bunu bir ezgi bir beste gibi düsünebilirsiniz. Bir uyum, bir müzikalite, her siirin içerisinde özgün bir ses olarak kendisini gösterir.

Torbali için siir yazmak isterseniz ne yazardiniz?

Bugüne kadar ilçe hakkinda yazilmis hiçbir siir okumadim. Ancak, ilçemiz için yazacagim siirlerden olusan bir kitap yapmak düsüncesindeyim. Tabii bunun içinde yerel yönetimle yola çikmak istiyorum. Ayrica ilçemizde ‘Siir ve Yazarlik Atölyesini’ belediyemizin bünyesinde kurmak istiyorum. Bir defa Torbali tarihi, dogasi, tarimi ve sanayisiyle benim ilgimi çekti. Koruluk Parki çok ilginç, birakin bir ilçeyi birçok sehrimizde dahi, esi ve menendi olmayan bir yer örnegin. Torbali’ya iliskin insani ilgilendiren her sey,  bir sokak olabilir, meydan olabilir. Tarihi bir kalinti olabilir. Bir doga parçasi olabilir. Bir insan, degisik insan manzaralari olabilir. Ilçemize iliskin bütün degerleri, nitelikleri öne çikaran siirler yazmak istiyorum.

Yeni tasindiniz ilçemize venasil buldunuz?

Çok modern, uygar bir ilçe Torbali. Insanlarin giyimlerine, davranislarina, egitimlerine ve kültüre verdikleri önemin öne çiktigini gördüm. Ertugrul Mahallesi’nden ev aldim. Bundan sonra yasantimi Torbali’da sürdürmeyi düsünüyorum. Begeniyorum ve seviyorum ilçeyi.