Karatoklu diyor ki “O dönemde Sayın Atilla Kaya’nın daveti ile AK Parti’ye katıldım, meclis üyesi adayı yapıldım. Partinin bayrağını belediyeye dikmek için çalıştım. O dönem vekilimizin aldığı oyu hala alan olmadı. Şimdi ben emekli olmuşum, Kuşadası’na yerleşmişim. Bu arkadaş neyin hesabını yaparak bana vuruyor. Geçmişte CHP’li Belediye Başkanı adına bana saldırıyordu, şimdi bizim partinin başkanı adına bana saldırıyor” diye isyan etti. Tecrübeli siyasetçi, Başkan Görmez’e bu tarz kişilerden uzak durması tavsiyesinde bulunup “Bu yazar her gün partiden birlerinin hedef alıyor. CHP’de İbrahim Öz olayından bahsedip bizim partinin içinde İbrahim Öz tarzı olaylar yaratmak istemediğini ve 10 yıl ekmeğini yediği eski başkanı adına çalışmadığını nereden bilelim. Partimiz en üstünden en altına kadar kenetlenmeli. Cumhurbaşkanımızın gösterdiği 2019 hedefi için çalışmalıyız. Önce yeniden Belediyeyi almalıyız, ardından Cumhurbaşkanımız yeniden seçtirmenin hesaplarını yapmalıyız.” dedi.
Gerçektende İbrahim Kaya ile ilgili parti tabanında bu tarz eleştiriler benimde kulağıma. Geçen gün internette bir yazı dolaşıma sokuldu. İsmail Uygur’un benzin haneler ile ilgili Egede Sonsöz’e yaptırdığı haberin aslında Atilla Kaya, Özgür Çağlar ve Abdulvahap Olgun’un Adnan Yaşar Görmez’e kurduğu bir kumpas olduğu yazıldı. Hedef, partinin içinde herkesin birbirine şüphe duymasını sağlamak.
Herkes bu paylaşımın İbrahim Kaya tarafından yapıldığını düşündü. İbrahim Kaya bu paylaşımı yapmamış olabilir ama partililer ondan şüpheleniyorsa durup bir kendine bakması lazım. Adnan Başkanı savunması gayet doğaldır. Ama partinin diğer dinamiklerini de karalamak partinin dibine dinamit koyar, düşüncesindeyim. Çünkü benzer durumu biz basına mensupları da yaşıyoruz.

DİLENCİLERE PARA VERMEYİN
Her fırsatta dilencilerin insanları sömürdüğünü dile getiriyorum. Dilenciler özellikle dini gülerde daha fazla ortaya çıkıp insanların dini duygularını da kullanıyor. Dilencilerin büyük çoğunluğu cami önlerinde durur ve vatandaşa el açar. Cuma günleri de dilenci sayısı doğal olarak artar. Diyanet İşleri Başkanlığı dilenciler ile ilgili bir broşür hazırlamış ve her yere asıyor. Sosyal medyada da bu broşürler dolaşıyor. Broşürde aynen şu ifade yer alıyor “Lütfen Dilencilere para vermeyin. İslam’da bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi haramdır. Bu sebeple dilenciliği meslek edinmişlere para vererek onların haram işlemesine yardımcı olmayın.” Evet, Diyanet İşleri Başkanlığı olaya farklı bir boyut kazandırdı ve dilenciliğin haram olduğunu açıkladı. Bunu birçok insan bilmiyordur herhalde. Ben uzun zamandır dilencilere para vermiyorum. Çünkü insanları kandırıyorlar. Saatlerce sokaklarda gezecek kadar gücü kuvveti olanlar, dilenerek hayatlarını kazanmaya çalışıyorlar. Tabi saatlerce gezince toplanan para da oldukça yüksek oluyor. Bir dilencinin günlük 200-250 TL para kazandığını birçoğumuz biliyoruz. Ama yine de para verenler var. Geçtiğimiz aylarda Denizli’de bir zabıta görevlisi kendisini dilenci gibi gösterip sokakta milletten para istemeye başladı. 1 saatte tam 80 TL para topladı. Daha sonra kendisine para verenleri uyarıp dilencilere itibar edilmemesini istedi. O zabıtaya dilenci diye para verenler herhalde biraz bilinçlenmiştir. Dilencilerin yanı sıra bir de “Yolda kaldım. Memleketime gidecek param yok” gibi isteklerde bulunanlarla da karşılaşıyoruz. Bir arkadaşım dükkanına gelip yolda kaldım diyen bayana acımış ve çevredeki esnaftan para toplayıp kadına vermişler. ‘Sözde’ toplanan para ile kadın memleketine gönderilmiş. Arkadaş 1-2 hafta sonra aynı kadını başka bir mahallede esnaftan para isterken görmüş. İşte o zaman nasıl bir sahtekarlığın içine düştüğünü görmüş. Haberlerde izliyoruz büyükşehirlerde dilenciler çalışacakları bölgeye servis araçları ile bırakılıyor. Şunu unutmamak gerekiyor. Gerçekten yardıma muhtaç olan insanlar kimseye el açmazlar. Açlıktan ölseler bile dilenmezler. Ayrıca devletimiz maddi durumu yerinde olmayan vatandaşlara imkanlar doğrultusunda yardımcı oluyor. Bu yüzden dilencilere para vermeyin. Ne kadar çok kişi dilencilere para verirse bunun kazançlı bir meslek haline gelmesine katkı sağlayacaktır.

TORBALI’DA DA YAPILDI
Birkaç yıl önce Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ne gittim. Burada gezerken sanayi bölgesinin ortasında Özel Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni gördüm. Mimarisi ile hemen dikkat çeken okulun ne kadar başarılı öğrenciler yetiştireceğine inanıyorsunuz. Gerçekten görenin hayranlıkla baktığı bir okul inşa edildiğini görünce Torbalı’da da böyle okulların inşa edildiğini düşündüm. Geçtiğimiz yıl Mavi Ege Koleji benim bu düşüncemi hayata geçirdi. Pancar Organize Sanayi Bölgesi’nde Mavi Ege Koleji tarafından Mavi Ege Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açıldı. Birkaç ay önce bu liseyi gezme fırsatı buldum. Geniş ve ferah bir ortam. Laboratuarlar, toplantı salonları, özel amaçlı salon, derslik ve atölyeleri ile gerçekten son derece modern bir okul inşa edilmiş. Okul ile ilgili bilgi edindiğimde gerçekten son derece başarılı öğrencilerin yetiştirildiğini ve eğitimin yurt dışı eğitim ile desteklendiğini de öğrendim. Bu okulda okuyan öğrenciler Uçak Bakımı bölümü haricinde ücretsiz eğitim alıyorlar. Organize Sanayi Bölgesinde Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açan kurum birey, aile, kurum ve kuruluşlara profesyonel hizmet götürebilecek meslek elemanlarının yetiştirmek amacıyla Organize Sanayi Bölgesi ile işbirliği içerisinde eğitim öğretim hizmetlerinden dolayı; öğrencilerden lise hayatları süresince eğitim ücreti almıyor. Öğrencilerin ideallerindeki iş imkânları, OSB İstihdam imkânları, Profesyonel Kariyer firmaları vasıtasıyla daha okul bitmeden takip edilen öğrenciler mezun olur olmaz kısa sürede iş imkanı buluyor. Bu nedenle bu okula herhalde önümüzdeki yıllarda rekor düzeyde öğrenci başvurusu olur. Torbalı’da böyle başarılı ve kaliteli okulların eğitim vermesi gerçekten gurur veriyor.