Gazi İlkokulu, beş yıl önce Torbalı Mahallesi’nde eğitim-öğretimine devam ederken büyüklerimiz depreme dayanıksız olduğunu tespit ederek okulun boşaltılmasına karar verdi. Böylece minik talebeler aynı mahallede bulunan Çetineller Ortaokulu’nda eğitim hayatlarına devam etmeye başladı. En iyi okul evlerimize en yakın okuldu ama belli bir kapasiteye sahip olan Çetineller Ortaokulu boyunu aşan bu göreve ne kadar dayanabilirdi. Çetineller, kapasitesini aşan bir yüke beş yıl dayandı.

Büyük gün sonunda geldi. Gazi İlkokulu’na beş yılsonunda yeni bir bina inşa edildi ve eğitim-öğretime başladı. Öğretmenler, öğrenciler, veliler, mahalle sakinleri büyük bir sevinçle ilk ders zilinin çalmasını bekledi. Ben de bu sevince ortak olanlardanım fakat dün yeni binanın yakınlarından geçerken gülümseyerek selam vermek istediğim Gazi İlkokulu’nun önünde gördüklerim karşısında çok şaşırdım. Uzun bir bekleyiş ve iki okul öğrencilerinin çektiği zorluklara rağmen yeni binanın önü dün yağan yağmurun etkisiyle küçük bir havuza dönüşmüştü. Çözüm için ise kaldırım taşlarından yükselti oluşturarak bir kişinin geçeceği bir yol oluşturuldu.

Savaş, cinayetler, hırsızlık, ekonomik kriz, işsizlik, kaybedilen kültürel değerler… Aklınıza gelen tüm sorunların tek bir çözümü olduğuna inanıyorum o da eğitim. Cahil dostum olacağına alim düşmanım olsun diyenlerdenim ve inanıyorum ki bir çoğunuzda bu görüştesiniz. Eğitim bizler için bu kadar büyük bir öneme sahipken.

HER YER ŞANTİYE

Torbalı sokaklarında kazılmayan yer kalmadı. Kazı çalışmasını yapıp, boru veya kablo döşeyen firmalar ne yazık ki açılan bu çukurları zamanında kapatmıyor. Kapatsa da yaptıkları işin arkasını takip etmiyorlar. Kazılan yerler toprakla dolduruluyor ama bir süre sonra araçların geçmesi ile doldurulan kısımlar çöküyor. Çöken bölümler takip edilmediği için de olan araç sahiplerine oluyor. 2 gün boyunca aralıklarla yağan yağmur da çukurların su ile dolmasına neden olunca birçok araç bu çukurlara sert bir şekilde girdiği için alt takımlarında ve jantlarında ciddi hasarlar meydana geldi. Bir hizmet yapılıyorsa, bunun vatandaşa zararı olmaması lazım. Elektrik hattını yer altına alıyorsunuz, kanalizasyon ve su şebekesini yeniliyorsunuz veya İnternet hattı döşüyorsunuz. Bir hizmet getiriyorsunuz ama ne yazık ki insanları da mağdur ediyorsunuz. İşini doğru dürüst yapan firmalar da yok değil. Kazdığı çukuru zamanında ve olması gerektiği gibi kapatan firmalar da var.

Yolların durumu böyle iken elektrik hattını yer altına alan firma yaptığı kazı çalışmalarında evlerinin önüne neredeyse bir uçurum açmış. Akşam evine gelen vatandaş bu çukurdan karşına nasıl geçeceğini bilemiyor. Bu kazıyı yapan arkadaşlar bu kadar düşüncesiz nasıl olabiliyorlar anlamıyorum. Yaşlısı var, hamilesi var, küçük çocuğu var. Bu insanlar açtığınız çukurlardan atlayıp nasıl evine girecek. Bazı evlerin önüne köprü şeklinde demirden levhalar koymuşlar. İnsanlar buradan geçip evlerine girebiliyor ama diğer evler hiç düşünülmemiş. Bu konuda yetkilileri daha ayrıntılı bir şekilde düşünmeye davet ediyorum. Kendilerini o evin sahibi olarak görmeliler ve ona göre davranmalılar.

DEVEYE HENDEK ATLATIN

Bu yazacağım konu herhalde hemen hemen hepimizin başına gelmiştir. Kredi kartı, telefon hattı, İnternet gibi hizmetlerden ayrılmak ve aboneliğinizi iptal ettirmek istiyorsanız binbir dereden su getirmeniz gerekir. Telefon hattınızı kullanmıyorsunuz veya operatörden memnun değilseniz değiştirmek istersiniz. Ama ne mümkün. Hattı alırken saniye sürmeden alırken kapatmak istediğiniz de ise deveye hendek atlatmanız gerekir. Geçen gün ev telefonu iptal ettirmek isteyen bir okuyucum beni arayıp bu konudan ne kadar dertli olduğunu anlattı. Anlattıklarını duyunca benim başımdan geçen olay gözümün önüne geldi ve okuyucuma hak verdim. Bir şirketten adı pek duyulmamış bir şirkete geçiş yapmış. Ev telefonunu arayan kimse olmadığı için de kapattırmak istemiş. Kapatma işlemleri için şirketi aradığında ise bin pişman olmuş. Dilekçe yazın, kimlik fotokopisini gönderin diye bazı isteklerde bulunmuşlar. Şirket sürekli müşteriyi arayıp ‘Neden iptal ediyorsunuz, annenizin kızlık soyadı, başka bir birime aktarıyorum, yok şunu verelim, yok bunu verelim, bedava konuşturalım’ diye hattı kapatmamak için bin bir takla atmış. Ertesi gün yine aynı trafik. Kardeşim hattı açarken saniyede açıyorsunuz, kapatırken uğraş babam uğraş. Bu konuda Tüketici Hakları Hakem Heyetine büyük görev düşüyor. Vatandaşı bu şekilde uğraştıran kurum ve kuruluşlara para cezaları verilmeli. Müşteri bu istediği firmaya geçebilir veya hattını iptal ettirebilir. Erken iptalde zaten cezai işlem uygulayıp bir sürü para alıyorsunuz. Bırakın da insanlar özgürce aboneliklerini iptal edebilsinler.