SONUCU tahmin edilemeyen çok karmaşık, çok heyecanlı bir genel seçim dönemi nihayet geride kaldı, 7 Haziran’da sandıklar açılıncaya kadar bir sonuca varmak olası değildi, millet gerçek iradesini ortaya koydu, hayırlısı olsun. Yurdumuzun güzel insanlarına, hepimize geçmiş olsun. Liderlerin sokak kabadayısı ağızlarıyla mitinglerde atışmalarını gördük, anayasanın, hukukun ayaklar altına alınarak hayali devlet başkanlığı provalarını gördük, menfaat için amigoluk yapanları gördük. Neyse, sonunda demokrasi galip geldi, halk siyasi parti liderlerine ve fanatiklerine en etkin cevabını sandıkta vermiş oldu. Meydanlara ve ekranlara çıkan bütün parti liderleri ve sözcüleri, sandıktaki hilelere dikkat çekiyorlardı. Oyların çalınabileceği için hırsızların peşindeydiler ortada hırsız yoktu ama senaryoları çoktu, her partinin müşahitleri sandık kurulu üyeleri temsilcileri varken oy nasıl çalınabilirdi, şüpheli mühürlü birkaç yanlış oyun geçerli olup olmamasına sandık kurulu karar veriyordu, kaldı ki milyonlarca oyu çalmak ve geçerli saydırmak hiç mümkün olamazdı… İyi ki seçimler bitti, son günlerde gerginlik daha da tırmanmaya başlamıştı, HDP’nin bombalı mitinginde hayatını kaybeden birkaç masum vatandaş dışında önemli bir olayın olmaması sevindirici olmuştur. Darbe hükümetinin koyduğu barajın yıkılması HDP’ nin oy almasına bağlıydı ve öyle oldu, demokrasi kazandı, kardeşlik ve barış kazandı. Türk demokrasisi bu seçimde HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a çok büyük bir sorumluluk yükledi. “Türkiye partisi olduysanız görelim, gösterin kendinizi” dediler, hep beraber göreceğiz. Halk koalisyon dedi. Geçmiş dönemlerde koalisyonları da gördük, çok mu iyiydi tabii ki değil ama, milli iradeye set çeken yüzde onluk baraj engelinin tahribatından daha iyidir. Demek ki bu millet ekmek su kadar özgür ve güçlü bir demokrasiden yanadır. Gerçek o ki Türkiye’de mevcut seçim sistemi çok kötüdür ve öncelikle ele alınmalıdır. Halk tercihini yapmıştır, vatanımıza milletimize hayırlı olsun.

BEN DEMEDİM Mİ?

Her nedense ülkemiz siyasetinde menfaat ve çıkar daima ön planda tutulur ileriye dönük hesaplar yapılır. Hani derler ya, “Attığın adım üç kuruşa bedel olsun.” Bu tarz her dönem devam etti ve değişmedi, birileri için güçlüden yana olmak her zaman adeta bir tutku bir sevda olmuştur. Kirli siyasetin çirkin senaryoları ve olayları beni çok etkilediği için hep uzak kalmayı tercih ederim.Gelelim çevremiz siyasetine; seçim döneminde bu konulara en az katılanlardan biriyim,seçim tahminlerinin yapıldığı ortamlarda,yanlışları bilerek savunan dost ve arkadaşların hayali senaryo ve tahminleri boşa çıkmış oldu.İlçemizde,İzmir de,Türkiye’de halkın iradesi tecelli etti.Şimdi,bir sürü müneccim çıkacak ortaya ve parti sohbetini sevenlerle birlikte ; “Gördünüz mü, ben demiştim, ben demedim mi..” şeklinde yeni senaryolar üretecekler. İlçe halkı bürokrasi genelde birbirlerini tanırlar. Herkes kendi çevresinde bu değerlendirmeleri yaparken, seçim öncesi ve sonrasını hatırlasın. İçimizde ne kadar müneccim var görebilirler. Şarlatan, çıkarcı, bilgiç ve dönekleri de dikkate almayı unutmayalım… Her nedense eli kalem tutan ben dahil bizler, hep nasihat eder dururuz. Ben de diyorum ki; Fetrek çayının ıslah edilmesi projesi kime aittir? Seçim yatırımı olarak başlatılan çalışmalar, onlarca iş makinesinin alana yaygarayla sokulması kimin aklıydı? Gondolların yüzeceği, çay bahçeleriyle süslenecek Sultanlar vadisinin su sorunu nasıl çözülecekti… Bu seçim sonuçlarından sonra bu koca projenin altından nasıl kalkılacak? Bu tabloya göre, çalışmalar devam edecek mi?

Sandıktan çıkan sonuca ben de saygı duydum, demokrasi kazandı, demokrasilerde de çare tükenmez. Dileğim; inatlaşma, kavga, tansiyonu yükseltme yerine ülke menfaatlerinde birleşen ve halkın iradesine saygılı olan bir yönetimden yanadır.

Bu yeni dönem ülkemize, barış, kardeşlik ve huzur getirsin. Sağlık ve sevgiyle kalın.

NOT: Değerli meslektaşım Şaban Alkan aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Eğitim camiasına ve ailesine başsağlığı diliyorum.