Günün sözü “Hayatım eşek ahırında serenat vermekle geçti.”Cemil Meriç

Ahmetli Köyü’nde bulunan Yörük Derneği son kongreden sonra ikiye bölünmüş durumda. Ali Şurgun’un yeni başkan seçildiği kongreden sonra, bir önceki başkan Halil Şurgun, kazan kaldırmış. Eski başkan Halil Şurgun, kendisine yakın kişileri yanına çekip köyde yeni bir dernek kurmuş. Böylelikle de dernek ikiye bölünmüş. Sadece dernek ikiye bölünse iyi, mahalledeki vatandaşlar da ikiye bölünmüş durumda. Hani hep anlatılır ya; “Seksen öncesi sağcıların ve solcuların kahveleri ayrıydı” diye. Akrabalar ve arkadaşlar arasına dernekçilik girmiş. Geçenlerde bir gurup mahalle sakini beni arayarak görüşme talebinde bulundular. Amaçları bize fikir danışmak. Ben de bu derneğin Torbalı’nın işler durumdaki tek yerel derneği olduğunu söyleyip bir arabulucu vasıtasıyla bu ayrışmanın sona erdirilmesi gerektiğini ifade ettim. Kendilerine Kaymakam Aydın Memük’ü de arabulucu olarak tavsiye ettim. Sonuçta Kuzey Kore ile Güney Kore değil ya bu? Elbette bir hal çaresine bakılır.

Gülebilen insanlar gelsin!

Bildiğiniz gibi Türkiye’de yaşayan vatandaşlar, devlet memuru olmak için can atarlar. Ama ne hikmetse hemen hemen bütün devlet memurları mutsuzdur. Herhangi bir devlet dairesine gittiğinizde görürsünüz zaten. Neredeyse bütün yüzler asıktır ve metal soğukluğundadır. Demem o ki, bu ülkede hem memur olmak için can atarlar hem de memur olduktan sonra mutsuz olurlar. Garip bir çelişki velhasıl. Dün gazetemizin ön sayfasında gülen bir memur yüzü görünce sanki güne daha bir pozitif başladım. O haberden anladığımız kadarıyla Torbalı’ya Ali Sevim isminde yeni bir Orman İşletme Şefi gelmiş. Ali Bey’in gazete için verdiği fotoğraf ne kadar iç açıcı değil mi? Bütün samimiyetiyle gülüyor ve beden dilini de mutluluk istikametinde kullanıyor. Torbalı’ya hoş geldiniz Ali Sevim… Allah sizi hep güldürsün böyle. Sizin gibi pozitif bir işletme şefine sahip oldukları için bu ilçedeki ormanlar bile şanslı bence. Torbalı’ya hep sizin gibi gülebilen memurların gelmesi dileğiyle…

Yazıbaşı’da parklar kahve olmuş!

Yazıbaşı Mahallesi’nden arayan bir okuyucumuz mahalle merkezindeki parkların kahvehaneler tarafından işgal edildiğinden mustarip. Bu okuyucumuz ,bize şikayetini ileterek konuyu gündeme taşımamızı rica etti. Elbette bu meselenin de yasal bir prosedürü vardır. Konunun o kısmı yetkililerin uygulama sahasına giriyor. Yine de tartışmaya açık bir mesele bu. Biliyorsunuz yaz aylarında kahvenin içinde oturmak sıkıntılıdır. O nedenle vatandaşlar da kahvelere bitişik olan parklara oturmayı tercih ediyor olabilir.Kahveciler de ister istemez o kısımlara servis yapıyorlar haliyle..Ama bu konudan rahatsız olan vatandaşlar da bulunduğuna göre yasal prosedürün uygulanması en doğru yol olacaktır.

Her gün de mizah olmaz

Dün bu köşede yerel mizah adı altında kısa kısa pasajlar açarak birtakım şeyler yazdık. Torbalı basınında mizah eksikliği olduğunu ve bu eksikliğin doldurulması gerektiğini öteden beri savunuyorum. O nedenle bu köşeden ara sıra yaptığımız kimi mizahi yazılar bu eksikliği giderme amacına hizmet ediyor. Dün bana mesaj atan birkaç okurumuz köşede her gün mizah görmek istediklerini ifade ettiler. Teveccühlerine teşekkür etmekle birlikte burada her gün mizah yapamayacağımızı belirtmek isterim. Ama ara sıra sürprizlerimiz olacaktır.

İzleyelim bakalım Kel Mehmet’i

Çarşamba akşamı saat 19:30’da BKM’de (Belediye Kültür Merkezi)olacağım. Bizim haber merkezi çalışanlarından İbrahim Danış, ne zaman beni görse davet ediyor. Çünkü bizim İbrahim, Çarşamba günü Atçalı Kel Mehmet Efe rolünde sahneye çıkacak. Daha saçları kazıtmamış, tohuma kaçmış karnabahar gibi ortalıkta geziyor ama olsun. Galiba oyunun sahneleneceği akşam makyaj sayesinde kelliğe giriş yapacak bizim İbo. Ben kendisine makyaja gerek olmadığını, plastik bir topu ortadan ikiye kesmek ve bir parçasını ters çevirip kafasına geçirmek suretiyle pekala kel gibi görüneceğini söyledim ama İbo makyajda kararlı. Neyse, Çarşamba akşamı salonda bulunmaya gayret edeceğim. Bakalım neler olacak?