HEPIMIZ uçagimizin füzeyle mi, yoksa uçaksavar mermisiyle mi vuruldugunun arasina sikistirildik…
Herkes kendi dogrulariyla konusuyor…
Oysa dogru tek… Ve de teknik…
Tüm hava operasyonlari belli havacilik kurallariyla ve kayit altina alinarak icra edilir. Konuyu bilmeyen insanlar için karmasik gibi duran bu isler, ulusal kodlarla, yillarin kazandirdigi deneyimler ve gelisen teknolojiler kullanilarak titizlikle yapilir…
Bilinmeyen, karanlikta kalan…
Veya “hele canim su uçak parçalari çiksin aydinlariz” gibi laflar son derece komik ve insanlari aptal yerine koymakla esdegerdedir…
Onlarca radarin gördügü seyleri yok sayarak demeç vermek ise ayri bir siyasi zevzeklik…
Tüm hava harekatlarinin ‘öncesi’, ‘ani’ ve ‘sonrasinin degerlendirmeleri’ vardir. Tüm bu islemler emir komuta zinciri içerisinde tamamlanir ve bilinen sorumlulari mutlaka vardir.
Havada kimse kendi kafasina göre takilmaz…
Kafasina göre takilan bizim Ortadogu fatihi iktidarimiz…
Neredeyse savasin esigine kadar getirildigimiz bir ülkenin sinirlari ihlal edilmeden önce isin ne boyutlara ulasacagini göremeyen kisa görüslülük…
Tipki ‘Mavi Marmara’ rezaletinde oldugu gibi…
Sonra gelsin; ‘füze’ mi, ‘uçaksavar’ mi kafa karisikligi menüsünün meyve tabagi…
Dogrusunu biz yazamasak da baska birileri yaziyor…
‘Inanmayin’ diyenler acaba kendileri inaniyorlar mi?..
Tüm bunlara bakarak Suriye’nin alçakligini onaylamak ve ‘dogru yapmislar’ sonucunu çikarmamak lazim…
O ayri… Ille de bir yere bakilacaksa, Akdeniz’in bin metre altina degil…
Aynada kendimize bakmaliyiz…
Hitlerin bile bizim en güçsüz zamanimizda ülkemizi isgal etmekten çekindigi ve kurulusundan itibaren uluslar arasi alanda saygiyla anilan bir ülke konumundan…
Nerelere düsürüldügümüzdür. Isin can sikan yani bu… Baktigimiz tarafin adi bu…
Yoksa biz böyle çok test edildik ve her seferinde de birileri ‘boy ölçüsünü’ alip gitti…
Herkes ‘neden bu durumlara düsürüldügümüzün’ iç muhasebesini yapmali… Yapilmali…
Isinan sular saka kaldirmiyor. Horozlanmak , dayilanmak kulaga hos geliyor ama…
Ayni kulaga; kendimizi ispat etmek için ille de birileriyle kapismak zorunda birakilmamizin sinsice hazirlanmis plani da çaliniyor…
Kapatin kulaklarinizi…
Gözlerinize bant çekin…
Türkiye’nin ne kadar büyük bir ülke olduguna kalben inanirsiniz…
Bize o kadar çok yalan dogru olarak dikte edildi ki…
Bu ‘füze’, ‘uçaksavar’ teknik ayrintisi devede kulak kalir…
‘Samaroglani’ lafi söylendiginde bende yakisiksiz bulmus, çok agir bir itham olarak degerlendirmistim…
Geçen zaman o agirligi aldi götürdü…
Dahasi, ‘Dimyat’a pirince gidenlerden…
‘Bir koyup üç almayi’ düsleyenlerden çok daha kötü durumlara düsürüldük…
‘Akli selim ve itidal’ önerenlere…
O selim akli, Mavi Marmarayi…
Fantom tayyaresini sicak sulara ‘yürü koçum’ diye salanlara sormak gerek…
Bizim aklimiz salim ve dingin…
AKP Dis politikalariyla düsman olmadigimiz sinir komsumuz kalmadi… Kibris’in hali ortada… Bölücülerin dis destekçilerinde gram azalma yok…
Kalkmis saga sola hava atiyoruz…
‘Büyük ülke’ ve ‘Yeni Osmanli’ edebiyati dinliyoruz…                                                              Yüz tane sallasan ancak birinin denk gelecegi bir taret mermisi bakin bizi ne hallere düsürdü…
Yazik…