HABERLESMENIN ancak özel ulaklarla yapilabildigi çaglarda bir hükümdar, Bagdat’a, has adamlarindan üç temsilci göndermis ve onlara “Halkin içine girin. Toplumun durumunu arastirin. Insanlarin yasayisi hakkinda bana bilgi getirin.” demis. Bagdat’a giden bu üç temsilci, birbirinden habersiz bir sekilde sehrin degisik mahallerine dagilmis. Halkin yasayisi ile ilgili arastirmalarini tamamladiktan sonra payitahta dönmüs. Sadrazam ve vezirleriyle toplanti hâlindeyken padisah, bu üç has adamini sirayla huzura çagirmis ve gözlemlerini sormus. Uç arkadastan birincisi: “Hünkârim.” demis. “Insanlar, sarap müptelasi olmus. Her köse basinda bir meyhane var ve meyhaneler bütün gün dolup tasiyor. O sehirde, herkes sarhos.” Anlatilanlari dinleyen padisah “Dogrudur.” demis ve ikinci kisiyi çagirmis. O da izlenimlerini anlatmis: “Insanlar, kumar tutkunu olmus. Kahvelerde, meydanlarda, odalarda, her firsatta kumar oynuyorlar. O sehirde, herkes kumarbaz olmus.” Onu da dinleyen padisah “Dogrudur.” demis ve üçüncü kisiyi çagirmis ve anlatilanlari dinlemis: “Padisahim, insanlar iyilikte, hayirda, âdeta yarisiyorlar. Herkes çok dürüst, yalan dolan bilmiyorlar. Fakir fukarayi kolluyorlar. Ezan okununca halk camilere kosuyor. Camiler, dolup tasiyor. Insanlara dogrusu gipta ettim.” Padisah ona da “Dogrudur.” demis. Olanlara anlam veremeyen vezir “Hünkârim, üçü de farkli seyler anlattilar ama siz ‘Dogrudur.’ diyerek onayladiniz. Hangisi dogru söyledi?” deyince, padisah “Uçünün de anlattiklari dogruydu. Herkes, aynasindaki görüntüyü yansitir.” diye cevap vermis.
Kissadan hisse… Gerçekten insanlar, aynalarindaki görüntüyü yansitiyor. Ayrintilarda güzellik arayanlar, güzelliklerin farkina varabiliyor. Sözü suraya getirmek istiyorum: Ulkemizdeki gelismelerle ilgili olarak karamsar bir bakis açisiyla yapilan yorumlar, bana pek mantikli gelmiyor, açikçasi. Gelismeler, ülkem ve milletim adina beni ümitlendiriyor, dogrusu. Türkiye, kabugunu kiriyor aslinda. Ulkemiz “bölgesel güç” olma yolunda hizla ilerliyor. 1999’da savasmamiza ramak kalan Suriye ile simdi “tek devlet” anlasmasi imzaladik. Sinirlari açtik. Terör bitince (ki insallah bitecek) Kuzey Irak sinirimizin da açilacagini tahmin ediyorum. 1915’ten beri süregelen Ermeni meselesine ilk defa nester vuruldu. Çevresinde olup bitenleri seyreden bir Türkiye yerine artik kendi stratejilerini gelistiren, olaylara yön veren, yerli ve millî politikalar üreten bir Türkiye var. Orta Dogu’da, Orta Asya’da Türkiye var. Bir zamanlar, diplomatik skandallar karsisinda sadece kinama mesajlari yayimlanir veya nota verilirdi. Geçtigimiz günlerde büyükelçimize yapilan küstahlik karsisinda devlet gelenegimize yakisan, takdire sayan bir tavir sergilendi.
Oglumun ögrenci oldugu Londra’daki bir üniversitede, Ingiliz ögretim üyesi derste, ögrencilerine, Türkiye’nin bölgede “yükselen bir deger” oldugunu ifade ediyor. Bunlar, güzel gelismeler süphesiz. Ankara’da bir “degisim süreci” yasaniyor. Devletimizin bünyesindeki USA tandansli derin yapilanma tasfiye ediliyor. Ankara eksenli, yerli, millî projeler üretiliyor ve bu projeler peyderpey hayata geçiriliyor. Enflasyonla yatip devalüasyonla kalktigimiz dönemler, döviz alip döviz satarak para kazanilan günler mazide kaldi. Basbakan öksürünce veya anayasa kitapçigi firlatilinca allak bullak olan (pamuk ipligine bagli) ekonomik hayat hatiralarda kaldi. Simdi Kürt kardeslerimizle, Alevi kardeslerimizle ilgili açilimlar gündemde. Sirada, ülkemizde yasayan azinliklarla ilgili açilimlar var.
Torbali’da, egitim çagindaki gençlerimize bakiyoruz: Piril piril, zeki, çaliskan, bilinçli, saygili gençler… Ellerinde dizüstü bilgisayarlar, bilgiye her an ulasabiliyor, Internet’i çok rahat ve sürekli kullanabiliyorlar. Ulkemizde ve dünyadaki gelismeleri yakindan takip ediyor ve çok anlamli yorumlar yapabiliyorlar. Sosyal veya sportif faaliyetlerdeki basarilariyla ilçemizin adini da duyuran genç degerlerimiz, arkadaslariyla, ögretmenleriyle, büyükleriyle de gayet güzel diyaloglar kurabiliyorlar. Ne güzel! Ilkögretim çagindaki çocuklarimiz, mükemmel Ingilizceleriyle yazdiklari mektuplari Torbali’dan, dünyanin önde gelen ülkelerinin devlet baskanlarina gönderebiliyorlar. Meslegim geregi gelecegin mimarlari olan gençlerimizi iyi taniyorum ve onlarin basarilarini gördükçe ümitleniyorum.
Insanlarimizin hayat standartlarina bakiyoruz: Orta hâlli aileler, lüks otomobillere binebiliyor, uçakla seyahat edebiliyorlar. Her gün yenileri insa edilen lüks dairelere kolaylikla alici bulunabiliyor. Alisveris merkezleri dolup tasiyor. Bir zamanlar sadece büyük sehirlerde görmeye alistigimiz sosyal, kültürel etkinlikler artik ilçemizde. Torbali’miz, günden güne modern bir sehir görünümü kazaniyor. Bu gelismeleri, bu güzellikleri görmezden gelmek haksizlik olur.
Benim aynamdaki görüntüler iç acici, ümit verici. Ya sizin aynanizdaki görüntüler?