“Ayse çok güzeldi, üstüne üstlük bir de çiçek çikartti.”
Iste onun gibi bir sey…
Sanki herbir seyimiz tikir tikir yürüyordu. Bir de baktik ki akillinin biri, bir sabah, koca ‘Sam Amca’yi’ dize getirmis. ‘Zulasini’ kurcalamis
Ve…
“Ey millet iste size anli-sanli Amerikan Dis Isleri…”
Çarsaf gibi masallah…
Belgelerin içerisinde aslan paylarindan biri de bize ait…
‘Bilgelik’ degil, ‘belgelik’ milletiz…
Düsünün hele…
Yurt disinda bir yabanciyla karsilastiniz. Ha-vadan-sudan, yengenin hastaligindan bahset-tikten sonra, baktiniz ki adam memleketini övüyor…
“Eee..Orada mola ver, dur biraz…”
“Belgen kadar konus…”
“Senin ülkenin ismi kaç belgenin içerisinde geçiyor?..”
“He he he… O da bir sey mi, sen hele bir Türkiye diye tikla…”
diyerekten adamin agzinin payini verirsiniz…
***
Deli saçmasi da desek, maniplasyon da desek, belge iste. Isimize gelen belgelere evet ‘haki-katin bizatihi kendisidir’, begenmedikleri-mize de ‘uyduruktur, zinhar inanilmaya’ telkin, teselli ve tesadüfleriyle uzun süredir hasir-nesir olmus bir irkin ahfadi olarak…
Evvel emirde olaya süpheyle yaklastik…
Sorduk: “Belgeler islak mi?..
Gavur cevapladi: “Ne diyon gardas, internet ortaminda hazirlanmis belgenin islagi olur mu?..
“Eyvah eyvah…”
“Olmadi iste, bize islak lazim…”
“Simdi islak gidiyor. Bire, yüz yetmis veriyor…”
“Piyasa böyle kardesim.”
“Kavun tatli ben ne yapayim?..”
***
Bu ‘viki-liki’ciler gerçekten çok acemi. Inan-dirici olacaksin. Attin mi küçük civcivler ye-meyecek. Attin mi kurtlarin, aslanlarin o ko-caman agizlarini dolduracak kadar iri ata-caksin.
Mesela ‘Hileri Abla’nin’ islak imzasini, daha mürekkebi kurumadan ‘kes-yapistir’ ile en can alici belgelerin altina özenle ilistirme-lisiniz ki, biz de parmagimizi ekrana her deg-dirdigimizde boyasi bize kadar ulasmasin…
Ulasmali ki inandirici olsun…
Kadinin, sikintidan tutan migren agrilarinin, ‘o insanin içini burkan bagirislari’ ta Pamucak Sahillerine vursun.
Ben belge diye ona derim…
Bunlar fasa-fiso…
Tutmadim ben bu belgeleri…
Belge keyfimin üzerine limon siktilar…