SADECE haftanin üç günü yaziyorum ama Büyük Torbali okurlari asla üfürükten teyyare yazilarla karsilasmazlar bu kösede. Ben prensip adamiyim, okudugum kitabin, bastigim yerin, yaptigim isin dahasi içtigim suyun bile hakkini vermezsem olmaz.
Haftanin üç günü gelip kondugum bu kösenin de elimde tuttugum bu kalemin de hakkini sonuna kadar vermek zorundayim. O yüzden de sunu demek hakkim: “Torbali’da bir Kubilay Kaplan bir de Gönül yazar.”
Daha dün bir okurum bana mail atip bu kadar cesur yazilarin altina nasil imza atabildigimi sormus.
Torbali Belediyesi’nde ayyuka çikan yolsuzluk iddialariyla ilgili makalemden sonra tarafima gönderilen elektronik postaya su yaniti verdim “Eger vurmayacaksam asla elimi kaldirmam ama elimi kaldirdim mi da tüm agirligimla vururum”
Büyük Torbali okurlari bu kösede daima aksiyon daima heyecan ve daima farkindaliga dokunan yazilar okumaya devam edecekler.
Baskasi yazarsa belki gündem olur ama Kubilay Kaplan yazarsa hafta boyu konusulur. Bizi izlemeye devam edin aslan parçalari…

MERCEDES’LI BASKANLAR VE PESINDE MARABALAR

GEÇENLERDE Torbali siyasetinde alevlenen bir tartismaya ters açidan bakmak zorundayiz.
Tartisma esnasinda basinda kalem oynatan bir arkadasimiz “Ilçe Baskani’nin Mercedes’i olmasindan daha dogal birsey olamaz” minvalinde bir söz etti.
Bu bakis açisi Torbali insaninin asiri maddiyatçi tutumunu yansitmasinin yani sira pesinden baska bir gerçegi de sürüklüyor: “Ilçe Baskani dediginin Mercedes’i olur”
Ya da tersinden okumak gerekirse Mercedes’e binmeyen Ilçe Baskani olamaz..
Tartisma esnasinda sarf edilen bu tek cümle bile Ata erkillikten ve feodal çizgilerden kurtulamamis bir toplumsal bilincin disa vurumudur.
Bizler bir adami adam yerine koymadan önce altindaki arabanin markasina bakmayi adet edinmis bir sosyolojik boyuta sahibiz. Arabasi yüksek modelse ve marka da afilliyse adamin karsisinda yilan görmüs serçe kusu yavrusu gibi donar kaliriz.
Neden?
Nasreddin Hoca’nin “Ye kürküm ye” hikâyesinde ifade edilen mana açisindan. Içerige degil de etikete, sese degil de görüntüye bakmaya devam ettigimiz müddetçe en kiymetli seyi Mercedes marka bir araba olan kisilerin arkasinda daha çooook marabalik yapacagiz.
Sizin anlayacaginiz putperestlik insanligin en eski ayni zamanda da en yaygin dinidir.

ISMAIL UYGUR MUKTEDIR MI?

ISMAIL Uygur’u 2005 yilindan beri taniyorum.
Ta en basindan beri kendisine hiç isinamadim ve yaptiklarini da hiç takdir etmedim. Çünkü benim nezdimde Torbali için bir sey yapmadi sadece görüntüyü kurtarmanin çabasini verdi. Zaten mesele o da degil. Torbali’yi altin kaplamali bir kente dönüstürse de yildizim barismazdi kendisiyle. Siyasi durusunu ve etik anlayisini hiç tasvip etmedim çünkü…
Simdi Uygur bir kere daha Agir Ceza Mahkemesi’nde hâkim karsisina çikacak.
Zannettigi gibi tek hâkimin kendisi olmadigini anlamasi gerekiyor. Bu davalar bu iddialar da Ismail Uygur’un Torbali Belediyesi yönetimi konusunda muktedir olup olmadigi sorusunu akillara getiriyor.
Bana kalirsa Uygur’un etkinligi meselesi etrafindaki sak sak’çi kesimin abartmasindan baska bir sey degil. Son hadiseler de bunu isaret ediyor. Görmesini bilene ve görmek isteyene elbette…