HAFTANIN dört günü bu kösede okurlarimizla bulusuyoruz ve genellikle Torbali yerelindeki gelismeleri degerlendiriyor, yasananlari yorumluyoruz.
Bundan sonra Cumartesi günleri bu kösede küçük ama ilginizi çekecek bilgi kirintilarini sizlere aktarmaya gayret gösterecegim.
Yani Cumartesi günleri çok ekstra bir durum olmazsa yereli yazmak yok.
Sunu da belirtmeliyim ki burada yazacaklarim kendi bilgi dagarcigimdaki malumattan olusacak.
Eminim ki birçogunuz da bunlari az buçuk da olsa biliyorsunuz.
Olsun, ben bilginin degerini biliyor ve bilginin paylastikça arttigina inaniyorum.
Bundan sonra Cumartesi günleri bu köse için tarih agirlikli genel kültür günüdür.
Haydi baslayalim.

ROMA’DA JULIA KANUNLARI

SENATO’NUN gücünü kirarak, Roma’nin ilk Imparatoru olarak tarihe geçen Julius Sezar, kimi uygulamalariyla Aristokrasi’nin tekerine adeta çomak sokmustur.
Sezar, netice olarak evlatligi Brütüs’ün de dahil oldugu bir senatör gurubu tarafindan hançer darbeleri ile delik desik edilir.
Sezar’in ölümünden sonra iç savasa ve kaosa sürüklenen Roma’ya Imparator Augustus tekrardan hayat verecektir.
Hemen her alanda yeni düzenlemelere giden Augustus’un bu düzenlemeleri Romalilarin yatak odalarina kadar uzanir.
Imparatorun amaci iç savaslar ve gayri mesru ask iliskileri neticesinde nüfusu oldukça azalan Roma’da çocuk sahibi olmayi tesvik etmektir.
Augustus ilk is olarak evliligi tesvik edici yasal düzenlemeler yapar, yeni evlenen çiftlere üç çocuk sarti kosar ardindan da Roma’da ayyuka çikan  gayri mesru ask iliskilerini yasaklar.
Hatta yasak iliski yasadigi için kendi öz kizi Julia’yi sürgüne göndermekten çekinmez.
Augustus’un bu uygulamalari Roma tarihinde “Julia Kanunlari” olarak bilinir.

DON JUAN, OSMANLI’YA KARSI…

1571 yilinda Osmanli Donanmasi ile Haçli Donanmasi arasinda vuku bulan, onbin Osmanli Levend’inin ölümüyle ve haçlilarin galibiyetiyle son bulan Inebahti Deniz Savasi tarihteki enteresan deniz savaslarindan birisidir.
Bu savasta Haçli Donanmasina komuta eden kisi, Ispanya Krali’nin yegeni olan ve ask hikâyeleriyle meshur Don Juandir.
Savasin seyri ilk baslarda Osmanlilar lehinedir.
Savasin en kritik aninda Osmanli kaptan’i Deryasi Müezzinzade Ali Pasa Haçlilarin Amiral gemisine atlayip, elinde kiliç Haçli Amirali Don Juan’i aramaktadir.
Bu esnada Ali Pasa, bir kursunla vurulup düser.
Ispanyollarin, Ali Pasa’nin kafasini baltayla kesip, Osmanli askerlerine kesik basi göstermeleri savasin seyrini degistirecektir.
Bu hadisenin ardindan moral çöküntüsü yasayan Osmanli denizcileri, bozguna ugrar.
Savasin sonunda Sadrazam Sokullu Mehmet Pasa, Venedik Krali’na yazdigi o ünlü mektupta “Siz Inebahti’da bizi yenmekle sakalimizi tras ettiniz oysaki biz, Kibris’i almakla sizin kolunuzu kestik. Kesilen sakal yeniden çikar, ama kesilen kol geri gelmez” demektedir.