Küçük resim Torbali…
Büyük resim Türkiye…
Ressamin eline saglik demek gelmiyor içimden…
‘Saglik’ Torbali’da sirin bir köy…
Torbali sagliksiz, fast food takviyeli, obez, irilestikçe baseni kaldirimlara sigmiyor.
Tüm makyaja, tüm çabalara ragmen alt yapi yetersizligini bu süs püs bile kapatamiyor.
‘Bundan iyisi can sagligi’ diyemiyoruz…
Bir kanalci kazar, bir ptt’eci…
Bir dogal gaz ugrar, bir sucu…
Tam kazi bitti dediginizde beton delen makinenin insan beynini de minciklayan o meshur sesini yeniden duyarsiniz…
Hayda!..
Ne oldu?. Yeniden basa mi döndük?..
Döne döne basimiz döndü…
Elektrik direklerini yolun ortasindan kaldiramadik. Mevzuat hazretleri yakamizi birakmiyor…
Kent büyüyor büyümesine de…
Nasil?.. Iste öyle…
Okullasamadik…
Derslik üstüne derslik yapamadik…
Seyir sporlarini seyretmekten, kitlesel sporlari göremez olduk…
Baskalari için “Kafali adam, okumus adam” demeyi severiz de; kendimiz bir kitabin kapagini bile açmayiz…
Gazeteyi spor sayfasindan çevirmeye baslariz. Resim altlarini okumak bile ölüm gelir bize
Ama büyüyoruz… Nasil mi?
Anlayan mi var… Ekonomi büyüyor…
Evler, AVM’ler hanlar hamamlar…
Saray yavrulari, saray kondulari…
Ver Allahim ver…
***
Torbali park, bahçe, peyzaj bakimindan sansli gibi dursa da…
Yeni açilan yerlesim bölgelerinde ve sanayi ortalarinda insanlarin nefes almasini saglayacak alanlar birakilmali. Çocuklari beton duvarlarin disina tasiyacak düzenlemeler yapilmali…
Kentlerin akcigerleri olarak bilinen yesil alanlar giderek azalmakta, birçogu da ranta kurban edilmekte ne yazik ki…
Cami ve ibadet yeri açmak çok güzel…
Torbali Müftülügü kapali alan miktarini artirmanin gururunu yansitiyor bizlere…
Dogru…
Ama…
O güzellikleri tamamlayan; camilerin etrafini çevreleyen huzur bahçeleri ve görsel objelerle zenginlesmis mekanlar neden yapilmaz?..
Yapraklari havuz sularini öpen salkim sögütler neden dikilmez ki?..
Siz hiç park yapan bir hayir sahibi gördünüz mü?..
Veya arsasini kütüphane yapilsin diye bagislayan bir ademoglu…
Ya da; “Imkan verin su Torbali’yi agaçla donatayim” diyen hali vakti yerinde bir vatandasa rast geldiniz mi?..
Iiih…
Yok, çünkü o islerin levhasi yok…
Ne yapanin ne de yaptiranin adi sani duyulmaz… ‘Hayir isi’ böyle bir sey…
Avlumuzun, evimizin içi piril piril, sokagimiz, caddemiz ‘bana ne…’
Hayir ahrete dönük ise ‘helal olsun…’
Insana, onun yasam kalitesine, egitimine, sagligina katki verecek bir seyse…
“Benden baskasi yok mu” olur…
Camiler için toplanan paranin küçük bir bölümü bile Torbali Huzurevini bitirmek için yeterli oldugu halde…
Olmaz…
“Onu da mi ben düsünecegim” olur…
Simdi böyle yazdik diye adimizin ‘cami yapilmasini istemeyen adama’ çikacagini iyi biliyoruz.
Ne diyelim…
‘Balik bilmese de, Halik bilir…’