SAYGIDEGER okuyucular…

Bu hafta basinda ‘Dil Bayramini’ hep birlikte tesyi edip, sidki kalp ile yad ettik. Nesredilen beyanatlardan, bil husus vaaz edilen nutuklarla vuzuha eren kanaatlerle münhasiran bir bayram temasasinin daha huzur içerisinde tekmil edildigi anlasilmaktadir.

Bayraminiz kutlu olsun…
Yazimizin düzeysel ivmeleri bizim jenerasyonumuzun alisagelmis retrotigine karsi immune edilmemis yapisal root eksersizler içermektedir. Buradan yola çikarak elde ettigimiz düseysel kazanimlarin zaman içerisinde  confirme edilecegine dair elimizde accurate bulgular yok.

Bayraminiz kutlu olsun…
Roof’da aksam yemeginin keyfini soul esliginde çikarttik. Amazing…Geç vakit prezante edilen show, bir entertainment büyüsü gibiydi…

Bayraminiz kutlu olsun…

Gömlek outletten…
Pantolon hipermarketten…
Eskiden zembillerin, sonradan filelerin ragbet gördügü ‘Bakal’lar ‘out’…
Simdilerde petrol tabanli plastik torbalarin doldugu marketler ‘in’…
Bayraminiz kutlu olsun…

Pizza’s…
Mehmet’s…
Rastgele’s…
Allah zihin açikligi vere…
Bayraminiz kutlu olsun…

Oyunu force edebilmek için mevcut bounce pas yüzdesini pik yaptiracak oyuncu karakterine ihtiyaç duyulur. Asist doygunluguyla boyali sahaya penetrate edilerek savunma direnci kirilabilir.

Bayraminiz kutlu olsun…

Defans zafiyeti savunma oyuncularinin corner yaptirma oranini yükselmekte, free kick atislarindaki basari yüzdesi ise baraj elemanlarinin self confidence’iyla dogrudan baglantilidir.

Bayraminiz kutlu olsun…

‘Mrb…’
‘Nbr…’
‘Iii…’
‘Tsk, by for now…’
Facem full ambiance…
Twitterim yandan çarkli..

Bayraminiz kutlu olsun…

Bizim ömrümüz içerisinde dille olan karmasik iliskimizi çok iyi ifade eden bir geometri tanimini yazmaya çalisayim…

“Bir müsellesin mesai sathiyesi; kaidesiyle irtifainin zarbinin nisfina müsavidir..”.

Bir sey anlamadiniz degil mi?..

Ben böyle yazmasam yazili kagidi kocaman bir (0) zero ile bana dönerdi…

Gel zaman git zaman, baska bir yeni imalat ögretmen ve biz:
“Bir üçlemenin yanlamasiyla diklemesinin tokusmasi tutarinin yarisina denktir…”

Eh az buçuk anlasilir gibi…

Haydi simdi de çok bilinenini yazayim:
“Bir üçgenin alani bir kenariyla o kenara ait yüksekligin çarpiminin yarisina esittir…”
Bayraminiz kutlu olsun…

‘Dil ve toplum’, ‘dil ve egitim’, ‘dil ve kültür’ baglantilarinda tökezleye, tökezleye, yuvarlana yuvarlana bugünlere geldik.

Aldigimiz mesafe öyle çok fazla degil. Cumhuriyet kazanimlarinin baslarinda gelen Türkçemiz, ne hikmetse, Cumhuriyet savunucularinin ardindan yavas yavas kesintiye, hatta geri gitmeye basladi.
Dilimizin içerisine baliklama dalan yabanci kelimeler ve deyimlere karsi gösterilen hosgörünün nedeni anlamak o kadar zor degil.

Arapça hayranlari için ha (mesruiyet), ha (legalize) fark etmiyor. Ortak düsman olan Türkçenin yesermemesi kabul görmüs bir amaç…
Türkçenin kültür hayatina yeniden egemen olmamasi…

Basit gibi duran bu gizli hastalik ‘Türk Kültürünün’ temel rahatsizligidir…
Bayram , seyran göz boyama…

‘Türkçenin zenginlesmesi’, yabanci kelimeler karsisinda boyun egmemesi için kimse kilini kipirdatamiyor ki…

Neyin bayrami bu?..
Deliye göre her gün bayram…