USTALIK isi desem…
Gerçek anlamda usta olanlari incitmis olurum…
Magaza vitrinlerine bakiyorsunuz ‘yüzde elli’, ‘yüzde altmis’ indirim…
Bu kadar büyük indirim nasil olur da yapilir diye kafa karisikligi yasadiklarimiz olmustur. Basit. Önce kafanizdaki oranda yüzdesini indireceginiz bir fiyati pesinen tespit edersiniz, ardindan satabileceginiz rakami etiketin altina iri puntolarla yazarsiniz.
‘Nereden nereye…’
Önce kaybettirir sonra buldurup sevindirirsiniz…
4+4+4 Formülü, Q klavyelerde ayni tus üzerinde… Bir de $ sembolü… Kolayliga bakin hele… Tesadüfe bakin…
Sekiz yillik egitimin kesintiye ugramamasi için bir yigin kiyamet kopardik…
Plan, yahut ustalik amacina ulasti ama çogumuz farkinda bile degiliz…
Öyle ya; kizlarimizin, özellikle dogu ve güneydogu bölgelerinde okula giden kiz çocuklarimizin egitimleri ilk dört yilin sonunda biter kaygisini koro halinde dile getirdik…
Aslanlar gibi çarpistik…
“Bunlar akillarini portmantoda unutup yola öyle çikmis” diyenlerimiz bile oldu…
Degil…
Ustalik böyle bir sey…
“Madem bu kadar itiraz ediyorsunuz, kesinti olmasin.”
Derin bir ‘oh…’
“Ama meslek okullarina da gidilebilsin.”
Iste isin püf noktasi, can alici kismi burasi…
Bu projenin tek amaci ögrenciyi; (ister kesintili, ister kesintisiz) din egitimi veren okullarin orta kisimlarina yönlendirmek…
On bir yasina gelmis ve daha önündeki egitim seçeneklerinin neler oldugunu bilmeden, yeteneklerinin ve meslek hayranliklarinin farkina bile varamadan aile arzusuyla, meslek ögrensin yutturmacasiyla bir kisim okullara, kurslara göndertmek.
Ya da kizlar dizini kirsin evinde otursun, en az üç çocuk…
Ha o diger meslek kollarini mi soruyorsunuz?..
Onlar konu mankeni…
Tipki katsayi meselesinde oldugu gibi…
Çocugun iki düzine kalem harcayip iki sira talas alamadigini görüp: “Yok bu çocuktan tornaci olmaz” demek için o genç adamin dört yilini çöpe atmanin tek amaci…
Imam Hatiplerin orta kisimlarina yol vermektir…
“Valla kesinti yok, ne kadar da hassasiniz su egitimin kirpilmasina…”
Adama esegini kaybettirip sonra buldurarak sevindirmek iste böyle bir sey olmali…
Dügün bayram hakkimiz. “Tasari daha alt komisyondayken bile sekiz yillik kesintisiz egitime dokundurtmadik…”
Helal olsun bize…
Oturup hep bir agizdan yanlislarin nerelerde yapildigini tartisiyoruz. Isimiz havanda su dövmekten farksiz.
Ana konuyu göremiyoruz. Moda deyimiyle resmin büyügünü gözden kaçiriyoruz.
‘Dindar nesil’ yetistirme hedefini belirlemis usta ve muhafazakar bir anlayistan…
Pedegojik analizleri…
Egitimin degerler bütünü içerisindeki yerini…
Gençlerin sosyal bünyelere entegrasyonunu…
Istihdam projeksiyonlarini…
Çagdas normlari… Dikkate alarak egitimi sekillendirecegini beklemek saflik olur…
Daha ileri deyimiyle ‘aptallik’ olur…
***
CHP… Simdilik bir kenarda bekleye dursun…
Hele o yerdeki bayraklar,  kartonlarin üzerine siralanmis beklentiler, renkli kagitlar, plastik bos çay bardaklari süpürülsün…
Salonlarin duvarlarina sinmis ‘söz veriyorum’ sözleri hele bir havalandirilip atmosferle tanissin, tüzük degisikliklerinin satir aralarini okuyacak müneccimler birer ikiser salinmaya baslasin… Biz de bir iki laf etme imkani buluruz sanirim…