Büyük Torbalı

“Egitim verirken egitim almak…”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
“Egitim verirken egitim almak…”
570 Görüntüleme
17 Şubat 2014 - 7:33
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

 

 

“Küçükseyler Anaokulu”. 2006 yilinda Prof. Dr. Ustün Dökmen ile Uzman Psikolog Süleyman Hecebil tarafindan çocuklar için yola çikarilmis bir proje. Sadece basit bir “franchising” sistemi ile adini satin alma olgusu yok burada. Yani, “Isim hakki aldik, tabela koyduk…” Böyle bir durum söz konusu degil. Ustün Dökmen Akademisi’ne “organik bagi” olan bir kurulus ve akademi tüm okullarda ögretmen seçimlerinden yönetici seçimlerine, günlük ve haftalik planlardan yemek menüsüne, aile egitimlerine ve ögretmen egitimlerine kadar süreçlere katki sagliyor. Persembe günleri yapilan plan toplantisinda akademi tarafindan gönderilen program inceleniyor ve subede uygulanma yöntemi tartisiliyor. 2 Eylül 2013 tarihinden beri hizmet veren kurulusun yöneticisi Açilay Eroglu Hanimefendi ve 8 profesyonel egitimciden olusan ekibinin konugu olduk. Konumuz: Küçükseyler Anaokulu ve Pianalitik Dershanesi…

Küçükseyler Anaokulu Torbali’da 35. Sube… Toplam kaç sube ve kaç egitimci var?

Toplam 40 sube var. Degisik branslardan egitimcilerimiz ve bir de “kadrolu” psikologumuz görev aliyor. Burada yüzde 100 memnuniyet ve basari var. 4 katli hizmet binamizda üstüne basa basa söylüyorum; “anaokulu” hizmeti veriyoruz. Kres ve bakim hizmeti degil. 2-6 yas arasinda gruplarimiz var.

 

Dogrudan anaokulu açmak varken Ustün Dökmen Akademisi’ni tercih nedeniniz…

Kendilerini biz bulduk. Bu isme sahip olmak için agir kriterler var. Kuruculari ile birlikte bir araya geliyorsunuz ve kosullari yerine getirirseniz “egitim hakkini” aliyorsunuz. Torbali’dan daha önce gidenler olmus ama tercih edilen biz olduk. Öyle kolay degil. Süleyman Hecebil Hoca ile yapilan ön görüsmenin ardindan adim adim ilerliyor. Sanirim orada etkili olan iletisim. Hayata bakis açiniz…. Idealist olmaniz…. Her ay Istanbul’daki merkeze egitime gidiyoruz. 22 Subat’ta 40 subenin tüm egitimcileri “kalmali” olarak kampa girecek. Kurucular mart ayinda ayri toplaniyor ve sürekli egitimlerden geçiyoruz. Vurgulanan su: “Ustün Dökmen Akademi size ve bize neler katiyor?”

 

Neler katiyor?

Bilinçli çocuk yetistirmek. Neden derseniz; bilinçli çocuk yetistirmeyi farkli görüyoruz. Çünkü 10 günde aile farki görebiliyor. Suflörsüz çocuk yetistirmek gerçekten oluyormus.

 

Suflörsüz çocuk yetistirmek…

Agzinizdan duyduklari ile degil profesyonel bir amaçla çocuk yetistirmek. Örnek; çocuk agliyor. “Aglama” deriz ama inadina aglar. Ama biz sunu diyoruz: “Agliyorsun ama neden agladigini bilmiyorum. Derdini bilmem için susman gerekiyor. Ama istiyorsan sen bir süre agla, bu senin duygun.” Çocuklar kendi evlerinde anne ve babalarina bu sekilde cevaplar verebiliyor.

 

Yani sorgu, özgüven… Diger yandan anne ve babanin egitimi…

Aynen öyle, katiliyorum. Velilerle psikolog arkadasim ve bizler sürekli görüsürüz. Her görüsmede sunu sorarim: “Gerçekten bir önceki görüsmeye göre fark var mi?” Aldigimiz yanit: “Biz de egitiliyoruz.” Evde kaliteli zaman geçirmeyi ögrendiler. Su anda evde anne ve babalar etkinlik yapiyor. Çocuga boya ve kâgit verdigimizde kaliteli zaman geçirdigimizi zannederiz. Bu resmi boyamak onun için kaliteli zaman degil. Elindeki materyallerle oyuncak yapabiliyorlar.

 

Bir yerde de psikolojik egitim…

Aynen. Kesinlikle çocuklarimizin özgüveni yüksek. Ne istedigini direk söyleyebilen çocuklar yetistiriyoruz. Çocuk oyuncagi istiyor ve digeri vermiyor. Normal olarak almak isteyen aglar. Bizim çocugumuz aglamaz ve diger tarafin neden vermek istemedigini dinler. Bu eve de yansiyor.

 

Egitimcilerde belli özellikler aranir mi? Kriterler agir midir?

Profesyonel olarak basvurulari degerlendiriyoruz. Ustün Dökmen Akademi’nin her bölgede egitim koordinatörü var. Ceren Hoca gelir ve kendilerini mülakata alir. Mülakattan geçen okulda çalismaya basliyor.

 

“Büyük Sef” Ustün Dökmen sik sekilde denetler mi? Özgürlük alanlariniz kisitli midir?

Yilda iki defa gelir. “Yüzde 100 basari” olmasi için bütün subeler aralikli olarak denetlenir. Kendisine sormadan bir yön çizemiyoruz. Kisitlama yok. Dolu dolu bir program yolluyor. Programi uyguladiktan sonra sorun yok. Her hafta bir konumuz var. Bir grupta da konumuz “Pinokyo” idi. Dedik ki, “Egitimciler olarak tiyatro yapacagiz.” O güne özgü bir de kitap ayraci yaptik. Bunlari akademiye anlattigimizda zaten memnun oldular. Diger anaokullari gibi, “Hadi sinemaya gidelim, pizza yemege gidelim” gibi etkinlikler biz de söz konusu degil.

 

Egitim anlayisiniz farkliymis…

Birebir ilgiden yanayim. Velilere ilgiden yanayim. Veli ile sicak iletisim kurdugunuzda onlarinda düsüncelerini net alabiliyorsunuz ve kendinizi ifade etmek için bir zemin hazirliyorsunuz. Kurucu olarak burada oturmuyorum. Siniflara çikiyorum. Çocuklarla sohbet ediyorum. Sabah 8.00’de buradayim. Güler yüzle velilerimi karsilarim. Ben de bir insanim ve sohbetler ederim. Karsinizdakini anlamakla ilgili. Ilk kez biz uyguladik. “Akilli telefon” ile velilerimizle sürekli iletisim halindeyiz. Bilgi yolluyoruz. Kurallarimizi kayit sirasinda söyleriz.

 

Kural çok mu?

Yok, öyle degil. Okullardan farkliyiz. Velilerle kahvaltiya gitmiyoruz. Burada önemli olan çocugun ne kadar egitim aldigi…. Veli odakli degil çocuk odakliyiz.

 

Ögrenci seçer misiniz? Elini kolunu sallayan girebilir mi?

Hayir. Sadece suna dikkat ederiz. Özel egitime giren çocuklar gelir. Farkli bir kurum oldugumuzu duyan ve bilen çocuklarinin burada daha iyi egitim alacagini söylüyor. Psikologumuzla görüstürüyoruz ve çocugu gözlemliyor. Özel ögretimlikse kaynastirma adi altinda bile biz okulumuza almiyoruz. Özel ögretimlik olan çocuk özel ögretime gitmeli. Para kazanmak için biz o çocugu almiyoruz.

 

Ögrenciler size uyum saglamazsa davranis sekilleriniz neler olur?

Uyum saglamazsa demeyelim; önemli olan dogru egitim. Dinlemek ve algilamak. Dinledikçe ve söz hakki verdikçe derdini anlatabiliyor.

 

 

Yasadiginiz olumsuzluklar…

Hiç yok ve kayit sildirmemiz yok.

 

Psikolojik hizmet…

Merkezden psikolog koordinatörümüz Didem Hanim var. Onun yolladigi ve tüm subelerin uyguladigi ailelerle yaptigimiz seminerlerimiz oluyor. Çocuklarda sorumluluk ya da anlatimiyla ilgili. Velilerin çocuga yaklasiminin iyi olmasi için direk psikolog arkadasimiz ilgileniyor. Çocuga nasil davranilmasi gerektigini ögrenebilecek her an sorabilecegi birinin olmasi.

 

Okul öncesinde yabanci dile önem vermenizin nedeni nedir? Özelikle neden Ingilizce baska lisan yok mu?

Evet, YÖNDER okullarinda var. Ispanyolca veriyor. Ama Ingilizce neredeyse ana dil gibi. Ilginç olan Ingilizce ögretmenimiz hiç Türkçe konusmuyor ve bütün çocuklar kendisini anliyor. Biz anlayamiyoruz ve ezberleyemiyoruz ama onlar bilebiliyor. Gonca Ögretmen bize Bornova subesinden geldi. Çocuklar konusuyor ve biz de hayranlikla izliyoruz.

 

Pianalitik kaç yildan beri faaliyette ve kaç egitimci var?

2010 yilindan beri. 15 egitmenimiz var. Kademeli egitim gören 30 kadar sinifimiz mevcut.

 

Kendinizi islerinize adapte edis sekliniz…

Sabah buraya geliyorum ve velilerle görüsüyorum. Dershane müdürüm Sükrü Bey’le paslasarak devam ediyorum. Ögleden sonra 15.30’da yine buraya dönüyorum. Çocuklari almaya gelen velilerle görüsüyorum.

 

Siniflardaki gruplarda ögrenci sayisi…

Hem 8 hem de 15 kisilik siniflarimizda egitim veriyoruz.

 

Bir ögrenci haftada kaç gününü dershanede geçirir?

Tamamen gruplarla ilgili. 8’ler ve 12’ler var. Sinava hazirlandiklarindan haftanin 6 günü dershanedeler. Hafta sonu konu açiklamalari ve hafta içi de soru çözümü. Anlasilmayan konularda ögretmen müdahale ederek yineliyor.

 

“Küçükseyler Anaokulu”nun egitimlerden dolayi size veya oraya katkisi var mi?

Egitim verirken egitim almak. En güzel tarafi karsindakini dinleyip anlamak. Onunla ayini duygulari hissetmek çok önemli. Diyelim ki, birinin sorunu var. Hepimiz insaniz sorunsuz insan olabilir mi? Karsinizdakini anlayarak çözüm üretmek.

 

Egitimcilerde aradiginiz kriterler…

Var ve o da buradan sonra olustu. Sevecen ve insani degerlere önem veriyoruz. Ögrencilere yaklasimda nasil bir yol izlediginiz. Problem çözme odaginin ne oldugunu bilmek istiyorsunuz.

 

Yani burasi sizi de degistirdi…

Evet. Bu kadar kisa sürede yine de yolun basindayim. Göztepe subesiyle bir gün arayla açildik. Görüsüyoruz. Zorlandigimiz zamanlar oluyor ama ben, “Iyi ki bu okulu açtim” diyorum.

 

Diger dershanelerden sizi ayiran nedir ve ögrenciler sizi neden tercih etsin?

“Birebir sikintisi” yasamiyoruz. Nedir bu? Birebir almak isteyenlere 15-20 gün öteye verirler. Biz öyle degiliz. Yazili dönemlerinde ekstra dersler koyabiliriz. Ögretmen arkadaslar kendileri ekstra zaman ayirip çalistirabiliyor. 7 gün açigiz. Etüt için gelebilir. Bagimsiz sinif olusturduk. Çocuk sadece test çözebilir. Kendi yayinlarimizi ücretsiz oraya koyduk. Yeter ki, ders çalismakta “Benim kitabim yok” demesinler diye.

 

Urettiginiz alternatif çözümler neler…

Isimiz geregi. Egitimci tekdüzede kalmaz. Kendini gelistireceksin ve çocugu gelistireceksin. Veli o zaman siz güvenir.

 

Pianalitik olarak hep ilklere yer vermissiniz… Bunlari siralayacak olursak…

Az kisiyle ders. Akilli tahta sistemleri. Matematik üzerine yapilmis olan en iyi kitabi hayata geçirdik. Dershaneye giren her ögrenciye verecegiz. Konu anlatimi, örnek ve problem çözümü… Iki sene önce Torbali 1. çikardik.

 

Özellikle güçlü oldugumuz “su derstir” diyebilir misiniz?

Evet. Matematikte güçlüyüz. Iyi bir matematik kadrom var. “Oflamadan” egiten bir kadrom var. “Saatim doldu” diyen yok. Arkadaslarimi gerçekten tebrik ediyorum.

 

Dershanelerin kapatilmasi ile ilgili görüsleriniz…

Türkiye’de hiçbir insan buna inanmiyordur. Seçimle ve kanunla ilgili bir sey. “Kapatiyorum” demek o kadar basit degil. Su an kayit dönemindeyiz ve veliler, “Ya kapatilirsa? Ne yapariz?” kaygisi tasimiyor. Insanlar çok fazla alisti. “Kapandi” ya da “Kapanmiyor”… Bu bir “ciddiyetsizlikten” çikti diye düsünüyorum. Saglam zemine oturtulmadan ortaya atildi ve kimse inanmiyor.

 

Kapanirsa kime yazik olur; isletmecilere, ögrencilere ya da ögretmenlere…

Hepimize yazik olur. Birine degil. Kimse inkâr etmesin: “Merdiven alti” devreye girecek. Ikincisi “özel ders” olacak ve kimsenin parasi yetmeyecek. Ögretmeni Halk Egitim’e alacagini söylüyor ve 5 yil sarti koyuyor. 5 yil olmayan ne yapacak? 2 yil çalisiyorsa hiç mi emek vermedi? Belki 2 yillik ögretmenim 5 yillik ögretmenden daha iyidir.

 

Kapanmasinin arkasinda sizce ne var?

Ego. Sadece “ego” diyebilirim. Çok keyifli bir sohbet oldu… Tesekkür ederim…

 Açilay Eroglu kimdir?
1977 yilinda Izmir Balçova’da dogdu. Memur çocugu olmasindan dolayi farkli yerlerin ekmegini yemis suyunu içmis biri. Ilkokulu Ankara’da, ortaokulu ve liseyi Isparta’da bitirmis. Universite hayati ise Eskisehir’de geçti. Eskisehir Anadolu Universitesi’nin Turizm ve Otelcilik Bölümü’nden mezun oldu. Bilgisayar ve diger farkli alanlarda egitimleri var. 2000 yilinda Altin Bilgi Dershanesi ile egitimcilik hayati basladi. 5 yil bilgisayar ögretmeni olarak görev yapti. Pianalitik Dershanesi’ni ögretmen olan esi ile birlikte kurdu. Geçtigimiz yil içerisinde “Küçükseyler Anaokulu”nu kurarak günlük hayatini ikiye böldü. Evli, ancak henüz çocuk sahibi degil. Çocuklari çok sevdigini ve “Küçükseyler Anaokulu”nda çok güzel bir ortam oldugunu dile getiren Eroglu, “Sayet çocugum olursa buradaki çocuklarla birlikte büyür” diyerek sözlerini tamamladi. 

 

 

 

 

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web