SABAHLARI genellikle erken kalkarak, serinlikte yürüyorum. Bu eylem biçimi, sagligima iyi geliyor. Yasliliktan dogan bazi olumsuzluklar, daha az tepki veriyor. Yine, yeni bir güne basladim ve 3054 sokaktan geçiyorum, önüme baktim su birikintisi, arkama baktim yine sulu bir durum var. Dikkatli bakinca sorunu çöz-düm. Sanki bahar yagmurlariyla doyan topraktan çikan pinar sulari gibi büngül-deyerek asfaltin içinden tertemiz su çiki-yor. Hem de sokagin üç yerinden.
Mahalle sakinleri IZSU’ya duyurmuslardir ama bende bu kanaldan duyurmus olayim.
Torbali su sebekesi, 1954 yilinda kurul-mus sonra 1989 yilinda Ertan Unver’in belediye baskanligi döneminde yenilen-mis. Artik ben dayanamiyorum, beni de-gistirin diyor galiba. Belki bu yazi yayin-lanincaya kadar su kaçaklari umarim çö-zülür. Sularimiz bos yere akip gitmez. Aman dikkat!. Sularimiz çok degerli, kullanirken tutumlu ve bilinçli olalim.
Belediyenin, Ödemis tren yolu kenarin-daki su pompalarindan çikan su, yaz kis su kanalini dolduruyor. Su kanali, suya doy-dugundan kamis ve sazliktan görülmüyor. Kanal mutlaka temizlenmeli veya baska türlü çaresine bakilmalidir, diye düsünü-yorum. Neden, bu kadar su akitiliyor.? Bilmedigimiz teknik bir sey mi var acaba.?
***
Kapitalizmin egemen oldugu toplumlarda, insan türü zalimlesir. Çocuklarini ve to-runlarini düsünmez. Insanlarin, isi gücü, ceplerini sisirmektir. Sanki mezara götü-recekler. Çevreyi, dogayi, denizleri, hava-yi ve her tarafi kirlendirirler. Sonra bu duruma iklim de dayanamaz, mevsimler birbirine karisir, KURESEL ISINMA ile Küresel Kuraklik kapimizi çalar. BM (Bir-lesmis Milletler) Raporuna göre, bu yil (2010) dünyanin en sicak yili olacak. Ge-çen yazilarimin birinde 2010 yilinin çok yagisli geçtigine aldanmayin, yazin yine kavrulacagiz, derelerden derman için bir damla su akmayacak demistim. O günler yavas yavas geliyor. Felaket kapida!..   
ÇEVRECILER yerkürenin 3 derece isin-masi ile yasanacaklari söyle özetliyor. ”170 milyon kisi deniz ve okyanus kiyi-sinda yasanacak sellerden magdur olacak. 550 milyon kisi açlik riskiyle karsi karsiya kalacak. Canli türlerinin %50’si yok olacak. Aslinda 2 derecelik artis bile bazi ürünlerde azalma, kurakliga ve sele neden olabilir. ”Kiyamet gibi bir sey ama insan-lar hala çogu seyin farkinda degiller. An-cak, Fetrek Çayindan siril siril suyun akisini hatirlayanlar, farki anlayabilecek.
Doga her zaman oldugu gibi bütün adale-tiyle, kendini bitirmek isteyen insanlardan öcünü alacaga benziyor. Kâgit paranin, bugdaylar yok oldugunda yendigini, demir paranin su tükenince, eritilip içildigini, gören duyan var mi?
Dünyayi bu hale getiren, karbon gazinin saliniminin yarisindan sorumlu ABD VE ÇIN gibi ülkelerdir. Daha çok mal satmak, daha çok savasmak ugruna dünya insan-ligin elinin altindan kayiyor. Artik dünya nüfusunun yarisi kentlerde yasiyor. Daha geçen yillarda, yol kenarindaki tabelalar Torbalinin nüfusunu 65 bin gösteriyordu. Simdi 125 bin. Torbali’nin köyleri ve okullari bosaldi, insanlar daha iyi bir yasam için göç etti, sonra ne oldu? Yol-lardaki araçlara bakar misiniz? Alt yapisiz gelisen, kentin haline bakin? Kazim Dirik’e ve Mithat Pasa caddelerine bakin? Bir tek agaç yok ama her taraf beton yigini. Bosnak HASAN Amcanin, cena-zesine katilanlar gördü, trafik rezaletini. Bir on sene sonra ne olur bu Torbali’nin hali. Bu mu, kentlesmek ve uygarlasmak?
Kentlerin havasi bozuluyor. Sulari kirleni-yor. Hastaliklar çogaliyor.
Sagliksiz bir toplum yaratiliyor. Doktorlarin, tüm dünya ülkelerine ve in-sanliga çagrisi söyle:
“Acil uzlasin, tehlike kapida!..
  “Çevresini hor gören, gelecegini zor görür.”
Çevremizi korudugumuzda, güzel günler görecegiz!…