Günün sözü “ Ancak bir aptal kaybedeceğini bildiği savaşa girer.”Cengiz Han

Torbalı’da yapılan hemen hemen bütün binaların harcında Fetrek Çayı’ndan çıkan malzemeler kullanılmıştır. Kimse inkar edemez! Torbalı, yıllar yılı o çaydan çıkarılan kum, çakıl ve mıcırla inşa edildi. Torbalı’nın inşasında Fetrek’in payı yadsınamaz. Şimdi aynı Fetrek Çayı, Torbalı’yı bambaşka bir manada inşa edecek. Torbalı Belediyesi’nin başlatmış olduğu ve “Fetrek Sultanlar Vadisi” ismiyle anılan devasa projeyle ilgili olarak aklımda soru işaretleri vardı. Aslında uzun zamandan beri orada neler olduğunu merak etmekteydim. Neyse ki, Belediye Basın Bürosu Sorumlusu olan gazeteci ağabeyimiz Halit Tunç, Pazartesi günü beni arayarak ,“ne dersin orayı beraber gezelim mi?”dedi. Beklediğimiz fırsat doğmuştu. Bizim gazetede buluşup yola revan olduk. Yolda giderken Tunç’a projenin finansmanıyla ilgili sorularımı yönelttim. O da bu sorularımıza net yanıtlar verdi. Yedi Eylül Mahallesi hudutlarındaki mezarlığı geçince Fetrek Köprüsü’ne vasıl olduk. Köprüye varınca kendimi bir baraj inşaatında gibi duyumsadım. Çayın içinde bir sürü iş makinesi çalışıyor. Kimisi çayın kenarlarını stabilize ederken kimisi de çayın yatağında çalışıyor. Bir taraftan da onlarca kamyon çaydan çıkarılan malzemeyi başka yerlere taşıyor. Bunlar Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün araçları. Ve yaklaşık 20 günden beri bu tempoyla, hiç durmadan projenin ilk ayağını gerçekleştirmek için çalışıyorlar. Araçtan aşağı iniyoruz. Halit Tunç, büyük bir heyecanla bu devasa proje hakkında bilgiler veriyor: Şurada bir ada kurulacak, bu yollara araç girmeyecek, burası bisiklet yolu olacak…

Torbalı’nın en büyük camisinin de burada inşa edileceğini söylüyor. Elbette bu proje oldukça uzun soluklu, öyle iki-üç yılda bitecek türden bir çalışma değil. Yerel ve genel iktidarın el birliğiyle vermesi neticesinde olabilecek, oldukça komplike ve yüksek maliyet gerektiren bir iş. Projenin çevreyi alakadar eden önemli bir misyonu da var. Çayın kenarında sıra sıra dizilmiş olan fabrikalar artık bu çayı kirletemeyecek. Belki bir on yıl sonra Fetrek Çayı’nda yeniden balık avlıyor ve yüzüyor olacağız. Evet; Sultanlar Vadisi Projesi tamamlandığında Fetrek, Torbalı’yı ikinci kez inşa edecek. Torbalı’da Fetrek’e olan borcunu bu şekilde ödemiş olacak.

Hoş geldin Muhittin Cengiz!

Dün sabah, gazeteyi açtığımda eski bir dostu yeniden aramızda görmenin sevincini yaşadım. Uzun yıllar Torbalı’da, İlçe Tarım Müdürü olarak görev yapan ve o esnada da gazetede yazmaya başlayan Muhittin Cengiz, yıllar sonra tekrardan Büyük Torbalı’da yazmaya başlamış. Köşesinin de adı “kurşun kalem.” Malum, bizim köşenin de adı; kontrol kalemi… Kontrol kalemi olarak, yıllar sonra aynı gazetede yazacak olduğumuz kurşun kalem’e hoş geldiniz diyor ve başarılar diliyorum.

Ancak Bodrum’a gidersun

Geçen sezon Fenerbahçe’yi şampiyon yapan, buna rağmen takımdan gönderilmekten kurtulamayan Ersun Yanal’ın Trabzonspor macerası da hazin bir noktaya doğru gidiyor. Son Eskişehir mağlubiyeti, Ersun Yanal için tam bir ölüm darbesi olmuşa benziyor. Bu yenilgiden sonra, Trabzon’da yayımlanan “Taka” isimli yerel gazetenin attığı başlık aynen şu şekilde, “Bu kafayla ancak Bodrum’a gidERSUN” Türkiye’de teknik adamlık yapmak çok zor. Trabzonspor’daysa teknik adamlık yapmak örneğini verdiğimiz gazete başlığından da anlaşılacağı üzere daha da zor. Takım iyi giderse bu, başkanın marifetidir; ama takım kötü giderse bundan teknik adam sorumludur. O yüzden takım kötü gittiğinde ilk olarak teknik adam gönderilir.

İbrahim Kudayyılmaz’ın dost acısı

Samimi bir dostu kaybetmenin acısı büyüktür. Torbalı’nın yakından tanıdığı isimlerden olan Mehmet Ali Doğanoğlu’nun ölümünün üzerinden neredeyse bir hafta geçti. Bu ölüm, belki de herkesten çok Doğanoğlu’nun yakın dostlarından olan İbrahim Kudayyılmaz’ı üzdü. Dostunun ölümü üzerine ilçede yayımlanan yerel gazetelere sayfa sayfa taziye ilanı veren Kudayyılmaz’ın acısı hafifleyecek gibi değil. Ne mutlu geride böyle dostlar bırakanlara… Mehmet Ali Doğanoğlu’na biz de Allah’tan rahmet diliyoruz.