TANRIYA binlerce sükran…

Dogalgaz zam felaketinin artçi soklarinin olmayacagini en etkili agizlardan duyduk, rahat bir nefes aldik. Ne kadar bahtiyar olsak yeridir.

Maazallah, birkaç tanede hani söyle dipten vuran cinslerinden artçi soklar gelseydi, bu milletin hali nice olurdu. Milletin kimyasi zaten hayli zamandir bozuk, binasi kirik, çatisi firtirik…

Agizlar neredeyse kulaklarda…

Zam yedikçe daha da güzellesiyor mübarekler. Çarsi pazar; siritan, yüz kaslari gülme modunda unutulmus insan manzaralariyla dolu…

“Bir daha… Bir daha…”
“Oh suyundan da…”
“Elle gelen dügün bayram…”
“Bana ne, içen düsünsün, binen düsünsün, satan düsünsün…”

Bizim gibi akli evveller su zam denen namerdin ne biçim bir sey oldugu, önünü, arkasini, sagini solunu sobelemeden, nasil edip de birkaç çuval sadakaya oy satan su aziz milletimize gerekçesini, ya da gereksizligini anlatalim diye kafa yorarken…

Gökyüzünden kafamizin üstüne öyle bir ‘zam tarifi’ düstü ki, meteor halt etmis.

Bu esine benzerine az rastlanan güzide sarsintiyla; kabul edersiniz ki, bendenizin, benim yillarca günes yüzü görmemis zam gerekçelerine karsi kahramanlar gibi çarpismis yasli beynimin dayanmasini, iflas etmemesini beklemek ‘abesle istigal etmek’ olur.

Saskinligimi mazur görün…

‘Ayarlama…’
‘Düzenleme…’
‘Balans…’
‘Hür ve kapitalist dünyaya ayak uydurma’
‘Yasasin adalet…’
‘Içen içmeyen belli olsun…’
‘Bu yollarda tüyü bitmemis yetimin bile hakki var…’
‘Vallahi zammi biz yapmiyoruz, serbest piyasa kosullarinin halt etmesi…’

Gibi laflari çok duyardik da…
“Efendim bu zam degil, güncelleme” lafiyla hiç merhabalasmamistik…

AKP Sayesinde ‘zam yutturma terminolojisine’ yeni bir tanim kazandirdik…

“Güncelleme…”

Bu en güzeli…

Bu kilif, bu ambalaj, son derece iç açici, rahatlatan ve biraz da söyle ‘havali’ bir durusu var. Tabletleri yapilip, sabahlari aç karnina bir tane önerilen bir hap’a dönüstürülse, yok satar…

Piyasa böyle ürün görmedi…

Etiketler…
Bilgisayar ve cep telefonu programlari…
Ders kitaplari, gazete sütunlari…
Otuz yasindan gün almis kadinlariyla dirsek temasini kesmeye programli zengin ve söhret ahlaksizliklari…
Arabalarinin modelleriyle bir yilligina nikahlilar…
Köse takimina ancak bir mevsimlik vize alanlar…

Için…

‘Güncelleme’ oluyor da…

Devlet babanin sefkatli kollari arasinda uyuyan biz gibi, kent obur, hiper, süper, ultra market sever, ATM kuyruklarinin heyecanli taraftarlarinin beden ölçülerine göre biçilen ‘zamlar’ neden ‘güncelleme’ kategorisine girmesin ki?..

Bal gibi olur…

Sakin öyle kis kis gülüp, lafi evirip çevirip:

“Memurun, emeklinin, asgari ücret küregine mahkum edilmis isçinin maaslari neden güncellenmiyor…”a getirmeyin.

Bu tür ‘güncellemeler’ tek yanli çalisir…

Nalinci keseri gibidir…