“Türkler olmasaydı tarih olmazdı; ama bu millet tarihini yazacak kişileri yetiştirememiştir.” Voltaire

Yazımıza, 18.yüzyılın ansiklopedik kafalarından birisinin Fransız yazar Voltaire’in dikkate değer bir cümlesiyle başladım. Çünkü Voltaire’in bahsettiği Türk tarih yazıcılığı meselesi o zamandan beri patinaj pozisyonunda. Tarihin her sayfasında rastlanan bir milletin müntesipleriyiz. İsa’dan önceki Çinkayıtlarında da İsa’dan sonra neşet eden devletlerin resmi arşivlerinde de Türklere dair bilgiler mevcut. Dünya üzerinde, tarihte bu kadar etkin olmuş ancak tarihine de bu kadar yabancı başka bir millet olduğunu sanmıyorum. Bu durumun yazılı kültüre gereken değeri veremeyişimizden kaynaklandığını düşünüyorum. Arşivcilik ve araştırmacı tarih çalışmaları bizim literatürümüze hep yabancı bir mesele olarak kaldı. Yerel tarihçilikten bahsetmiyorum bile. Oysa ki, nasıl bir organın analizi, bir vücudu anlamak için bize harika veriler sunuyorsa, aynı şekilde bir yerin tarihini anlamak da bize o yerin bağlı olduğu coğrafi bütün hakkında sağlam doneler sunabilir. Torbalı’da yerel tarih çalışma ve araştırmaları birkaç kişinin çabalarıyla ilerliyor. Kendisi de bir tarih öğretmeni olan Necat Çetin’in bu konuda takdire şayan çalışmaları bulunuyor. Necat hoca tabir yerindeyse “köyün delisi” gibi. Dağ köylerindeki mezar taşlarına kadar bütün Torbalı’yı adım adım gezip bu ilçenin kafa kağıdını ortaya çıkarmaya çalışan Necat Çetin gibi insanları baş tacı etmeli değil miyiz?

Hortunalı’yı ararken…

Geçenlerde Necat Çetin’in Kurtuluş Savaşı yıllarında Torbalı’da yaşamış olan halk kahramanı Hortunalı Hamit Efe hakkındaki çalışmasını okudum. Daha doğrusu, internetten Hortunalı Efe’yi araştırırken Necat Çetin’in bu konuda yapmış olduğu çalışmaya rastladım. Necat Çetin, tam 9 sene boyunca Hamit Efe’nin hayatının izlerini sürmüş. Ortaya çıkan bilgilerse bir filme konu olabilecek cinsten. Necat Hoca’nın o araştırmaları olmasaydı Hamit Efe’nin hikayesini kim kayıt altına alıp yazılı dile aktaracaktı? Peki, Necat Çetin neden bu kadar zahmete katlanıp deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazarak Torbalı’nın tarihine ışık tutmaya çalışıyor? Maddi ya da manevi bir beklentisi olduğunu sanmıyorum. Zaten, ülkemizde bu işlere girip de maddi ya da manevi bir kazanç elde etmek katrandan şeker çıkarmaya çalışmaya benzer. Necat Çetin, bu çalışmaları yaparken içindeki araştırma ve öğrenme tutkusunun peşinden gidiyor olmalı. Çoğu araştırmacı gibi bir karşılık ummaksızın bu çabaya atılıyor olmalı. Peki biz Necat Çetin ve onun gibiler için ne yaptık? Torbalı’da kaç tane böyle insan var? Onların bilgilerinden istifade etmek adına nasıl bir adım attık? Bu tür araştırmacıları onore etmek ve heveslendirmek için nasıl bir yol izledik? Necat Çetin’ler yalnız ve sahipsiz bırakıldığı sürece tarihimiz ve kültürümü de yalnız ve sahipsizdir.

Not: Necat Çetin, son olarak Torbalı’daki İstiklal Savaşı gazileri ile alakalı bir araştırmaya imza atmış bulunuyor. Bence Torbalı’nın hafızasına dair paha biçilmez bir hazine. Bu araştırmayı kitap haline getirecek kişi ya da kurumlar var mıdır Torbalı’da? Gazilerimize vefa adına birşeyler yapılmalı değil mi? Haydi Esnaf Odası, haydi Ticaret Odası haydi STK’lar! Bu kitabın çıkması için el birliği yapmalısınız

Nermin Şenol Kalyoncu da var!

Torbalı’nın değerlerini yaşatmak için çabalayan az sayıda kimse var etrafımızda. Bunlardan bir tanesi de, Nermin Şenol Kalyoncu hanımefendi. Kalyoncu, Metropolis Antik Kenti’ni tanıtan bir çocuk kitabına imza atmış bulunuyor. Bu, Torbalı’nın kültürel tanıtımı adına atılmış harika bir adım. Üstelik çocuklar için hazırlanmış bir kitap olması da ayrı bir değer. Nermin Hanım ile geçenlerde tanıştık ve bana kalırsa o da, tıpkı Necat Çetin gibi Torbalı’nın bir değeridir. Nermin Şenol Kalyoncu’ya ve çalışmalarına sahip çıkılmalı. Bu tür konularda daha geniş açılımlara ihtiyacı var Torbalı’nın…