Büyük Torbalı

İNADINA DEMOKRASİ

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
İNADINA DEMOKRASİ
617 Görüntüleme
17 Eylül 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Kaldı işte.

Çayımız bardakta

Çocukluğumuz sokaklarda

Sevdiklerimiz uzaklarda

Gülüşlerimiz fotoğraflarda.

Televizyonlarda Suriye’li mültecilerin Batı’ya doğru ölümüne kaçışlarını seyrederken, Nazım’ın bu güzel dizeleri geldi aklıma.

Küçük şişme botlara yığılmış, çoluk çocuk onlarca mülteci…

Kıyılara vurmuş çocuk cesetleri…

İstanbul’dan Edirne’ye yayan yapıldak yollara düşmüş, kucağında çocuğu, sırtında çantasıyla, güneşin altında yürüyen insanlar…

Onları hayata bağlayan tek şey, sadece bir umut…

Neden hepsi Batı’ya yürüyorlar?

Neden Batı’ya kaçıyorlar?

Mesela Almanya’dan, Fransa’dan, İsveç’ten daha yakın Arap emirlikleri var… Arabistan var… Mısır var… İran var… üstelik din kardeşleri…

Oralara gitmiyorlar…

Türkiye’ye… Batı’ya… İş bulmaya… Demokrasiye… Özgürlüğe kaçıyorlar…

Kimse Afganistan’a gitmiyor… İran’ı aklından geçirmiyor…

Arabistan’ın lafını bile etmiyor.

Batıya hücum…

Ölümüne bir kaçış bu…

Hayatlarını, çocuklarını, anılarını ölüme atan bu insanların kaçışları bize bir ders olmalı.

Demokrasinin, özgürlüğün, barışın, inanç hürriyetinin, farklı kimlikleri bir arada yaşama kültürünün, önemini anlamak için, çok acılı bir ders olmalı…

Sarılacağımız üç şey var:

Demokrasi, özgürlük, uygarlık.

Kıyılara vuran o bebekler bize bu dersi vermeli.

Savalarla, silahlarla, ölümlerle hiçbir yere varılamaz.

Savaş naralarıyla, ceset görüntüleriyle insanlık hiçbir şey kazanmaz.

Öldürmekle ne insan biter ne de düşünceler değişir.

Biliyorum, böyle günlerde savaşı değil, barışı, demokrasiyi savunanlar hiç sevilmezler. Hatta vatan haini muamelesi bile görürler.

Savaş naraları, hamasi nutuklar atanlar ise kahraman(!) olurlar.

Ama sonunda gelinecek, sığınılacak, çözüm üretilecek, sonuç alınacak yer demokrasidir.

Suriye’li mültecilerin hep Batı’ya, hep özgürlüğe, hep demokrasiye kaçtıkları gibi…

Hikaye bu ya…

Adamın biri İngiltere’de kütüphaneye gitmiş.

Dünyanın “En kısa kitapların” istemiş.

Kütüphane görevlisi “üç kitap” getirmiş:

  1. İngilizler’in yemek kitabı… Bir sayfa
  2. Almanlar’ın mizahı…iki sayfa.
  3. Türkler’in demokrasi tarihi… Üç sayfa.

Biz, ülke olarak demokrasiyi henüz yerleştirip kurumsallaştıramadık. Demokrasinin nimetlerinden faydalanamıyoruz.

Sığ, kısır, basit siyasi hesapların içerisinde kıvranıp duruyoruz. Yapılması gereken inadına demokrasi, teröre inat demokrasi…

Bertolt Brecht ne güzel söylemiş:

Vatan millet hep palavra

Savaşlar da bahane

Bu düzende tek kural var

Artmalı hep sermaye…

Kapıların arkasında

Bölüşürler pazarı

Çıkarları çatışınca

Başlatırlar savaşı…

Bugünkü yazımızı Nazım’ın şu dizeleri ile noktalayalım.

Ürkek bir serçe gibi eğme başını

Kaldır başını ve dimdik dur.

Bu senin değil ülkenin ayıbı

Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk.

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web