FARZ edin ben ‘Izmir Büyüksehir Belediye Baskani’yim…’

Eskilerin ifadesiyle ‘farzi muhal…’

Telasa gerek yok, baskanligimiz yazinin son noktasina kadar sürecek, sonrasinda emaneti aslina devrederiz…
***
Koca bir kenti yönetiyorum, bir yerler köstebek gibi kaziliyor, bir yerlere su yetistirmek, bir yerleri sanayinin ve evsel atiklarin hismindan kurtarmak için aritma, durulama islerinin pesinden kosturuyorum…

Çaliskan adamin tekiyim vesselam…

Izmir’e bir Izmir daha katamasam da, filine bir fil daha ilave etmeyi basarmis biriyim…

Sevenim bol, elimi sikmak için yarisanlarim var…
Nerede bir deve güresi, aha ben ordayim.

Omzumda bazen gri desenli, bazen sarimtirak nakisli posularla hava atiyorum…

Bazen Selçuk’ta, bazen Bayindir’dayim…

Bir elimde ayran bardagi, digerinde otlu gözlemeyle dag köylerindeyim…

Kilit tasli köy meydaninda, alli pullu hamutuyla, agzi köpürerek saga sola bakinan güres devesine bakar gibi…
Bütün hasmetiyle karsimda duran ‘Eshot’ otobüsüne bakip bakip kasketimi söyle enseme dogru yarim deviriyorum…

Seviyorum bu topraklari… Izmir’i seviyorum…

Gözünü sevdigimin havasina suyuna ille de insanina güvenilmez denilen Izmir’in, o gavurla bogaz bogaza gelmis ama ‘gavurluk’ armasi 35’li plakanin yanina en yetkili agizlar tarafindan tescil ettirilmis…

O Izmir’in…

Beni iste o kentin iki dönemdir yükünü sirtlayan hamali olarak görün…

Belediye Baskani farz edin…

Kalktim önümüzdeki yil için Izmir’e iyi dileklerimle birlikte; ugrasarak, çarpisarak ürettigim hizmetlerimi, çalismalarimi anlatacak bir yeni yil posteri hazirlayacagim…

Emir bas üstüne…
Herkes elinde bir kisim fotograf kareleriyle önümde sirada… Tas koymayin simdi…

‘O kadarcik olsun, bizimki kisa süreli beylik, önce babamizi ayagimiza getirtiriz…’
Kimilerinde ben aziz kulunuz çiçek seralarindayim, kimi aritma havuzlarinin yürüyüs yollarindayim…
Bazilarin da yerin bilmem kaç metre altinda isçilerle beraberim…

Parktayim, bahçedeyim… Köydeyim kentteyim…
Çocuklarla beraberim, beceremesem de çocuk sarkilarini mirildaniyorum…

Yüzü aydinlik; ‘daha din tedrisatindan geçmemis ama ne hikmetse tinerci olamamis’ piril piril gençlerin arasindayim…
Yaslinin kolundayim…
Sadakayi adamin gözüne sokar gibi ‘oy’ için degil de; fukaranin hesabina ‘veren el’ görülmeyecek sekilde ulastiriyorum…

Resimler adamlik terazisine çekiyor beni…
Kareler uçusuyor hafif nemli Izmir aksamlarinin üzerinden…
Çatalkaya karardi… Rahmet yolda…

Benim ruhum kararsin da, Izmir’in ufku kararmasin…
***
“Dalip gittiniz kisa süreli baskanim…”
“Önünüzde binlerce resim var, hani poster için birini seçsek desem…”

“Sizin poster için önerdiginiz resimler hizmeti anlatiyor, dogruluktan dürüstlükten söz ediyor…”
“Izmirli bunlara yabanci degil…”

“Siz en iyisi adaleti temsil eden o gözü kapali, bir elinde keskin kiliç öbüründe hak hukuk terazisi olan o meshur hatunun resmini bulun ve yanina da…”
“ ‘2012 yilinin adalet, baris ve özgürlük yili olmasini dilerim’ diye yazin…”

“Ya geçici baskanim nereden çikti bu simdi; bu kadar yol, baraj, alt yapi, üst yapi durup dururken…”
“Yaz evladim öyle yaz. O saydiklarin Hitler Almanya’sinda da vardi, hem de alasi.
Almanlar simdi bile o yollari, o altyapilari kullaniyorlar…”

“O gün de bugünde olmayan seyleri yaz…”
“Adalet…” “Özgürlük…” “Baris…”
Geçici de olsa zor is su baskanlik…