YAZILARIMI takip edenler hatirlayacaklardir.
Bundan bir hafta önce Torbali’da tavan yapan fuhus olgusuyla ilgili olarak art arda iki makale kaleme almistim.
Bu yazilarda Torbali’da genel ev açma isteklisi kisilerin Kaymakamliktan yasal izin alma zorunlulugundan ötürü bu isteklerini zaman zaman Kaymakamliga ilettiklerini ifade etmistik.
Yazilarin bu kösede yayinlanmasinin ardindan Torbali Kaymakami Zeki Arslan  Beyefendi’nin daveti üzerine Kaymakamliga gittim.
Burada yaklasik yarim saat boyunca Sayin Kaymakamimizla Torbali’daki fuhus gerçegi üzerinde fikir teatisinde bulunduk.
Kaymakam Bey kendisine has zarif üslubuyla genel ev açma talebiyle Kaymakamliga bas vuran kisileri kovmalarinin söz konusu olmadigini ifade ettikten sonra: “Kovmayiz ama hiçbir Kaymakam da Torbali’da genel ev açma izni veren kisi olarak anilmayi istemez herhalde”dedi.
Kaymakam Bey, realist yaklasimi ve neden -sonuç iliskilerini bir bilim adami titizligiyle irdeleyen bakis açisiyla Torbali’daki fuhus olgusunun boyutlarini degerlendirdi.
Saglam aile yapisinin bu tür sosyal yaralari önlemede birinci derecede etkin rol oynadigini belirterek Torbali’da yasanan aile facialarinin ve artan bosanma oranlarinin fuhusun artmasinda önemli bir faktör oldugunu ifade etti.
Kaymakam Bey’in degerlendirmelerinin benimkiyle ayni paralelde oldugunu görmek benim açimdan sevindirici oldu.
Aile kurumunun daha saglam temeller üzerine bina edildigi bir Torbali sosyal travmalarini da çok daha az zararla atlatacaktir.

MUHITTIN CENGIZ NEDEN GITTI?

BIR gezgin hayati memur statüsündeki insanlarin kaçinilmaz kaderidir.
Torbali Ilçe Tarim Müdürü Muhittin Cengiz de bu hayati iyi bilenlerden.
Torbali’ya gelene kadar birçok yerde görev yapan Cengiz, biraz karisik bir sürecin ardindan Torbali’daki görevinden ayrildi.
Çiftçi degilim ama Muhittin Cengiz’in bu ilçeden ayrilmis olmasi benim açimdan bir kayip.
Öyle inaniyorum ki O’nunla görüsen ve O’nun bilgi ve birikimlerinden faydalanan üreticilerimiz de böyle düsünüyor.
Muhittin Cengiz Torbali’daki görevine döner mi, dönmez mi orasini bilemem.
Fakat sunu biliyorum ki O’nun gibi sürekli fikir üreten, yaptigi isin hakkini vermek için gecesini gündüzüne katan, sira disi bir çizgi tutturan kisilerin payina ne düsüyorsa O da bundan nasibini aldi.
Muhittin Cengiz, alisilmisin disinda bir devlet memuruydu.
Alisilmisin disinda bir bakis açisi ve vizyonu vardi.
Türkiye’de alisilmisin disindaki insanlarin kaçinilmaz kaderidir kiskanilmak, anlasilmamak, dalindan koparilmak…
Muhittin Cengiz neden gitti?
Ben bu soruyla çok da ilgilenmiyorum.
Benim ilgilendigim sey su: “Bir daha O’nun gibisi gelir mi?