BASLIGI okuyunca, hemen irkilmis ve bu olamaz deyip kizmis, hatta sinirlenmis olabilirsiniz. Bu yaziyi sonuna kadar sabirla okuyun, sonra yeniden düsünün, beni hakli bulacaksiniz.
Giresun’da bölge valilerinin, toplanip Karadeniz’e gelecek Kürt findik isçilerini uzak tutarak, onlarin yerine Gürcistan’dan isçi getirmeyi planladiklari iddiasi dillerde simdi. Bir ülke düsünün ki, issizlik ve açlikla bogusan kendi öz vatandaslarini kendi ülkelerinin bir bölümüne sokmamayi konusabilsin. Son günlerdeki yogunlasan saldirilar, topraga verilen gencecik insanlar birçok endiseyi de beraberinde getiriyor. Burasi Türkiye ,buna benzer olaylar oluyor.Her saldiri ve ölüm haberleri  birbirimizden ve insanligimizdan uzaklastiriyor. Bizim evimizde de askerlik çaginda bir evladimiz var. Askere çagrilacak diye ödümüz kopuyor. Baska ailelerinde bu kaygilari tasidigina inaniyorum. Ölmek bu kadar kolay olmamali. Bir an önce silahlar susmali, ne daglari nede karakollari bombalamak Kürt sorununu çözmüyor. Binlerce kilometre uzaktan ekmek parasi kazanmak için gelen Kürt isçilerine kardeslik duygulari ile yaklasilmali, çadirlarin disinda daha iyi barinaklar saglanmalidir diye düsünüyorum.
Tam da insan sevgisi ile ayrimciliga karsi olmamiz gerektigi bir ortamda bu tür uygulamalar umarim gerçeklesmez, ama yasama geçirilirse, ülkemizin diger bölgelerine yansimaz mi? Böyle bir düsünce, Torbali Atatürk Mahallesindeki Kürt kardeslerimizi üzmez mi? Yukaridaki basligi koymam bu korkularimdan dolayi. Bu gün Kürt isçisi gelmesin diyen kafa yarin bölgeye Kürt ögretmenleri de gelmesin diyemez mi? Korkularim çogaliyor, Kürtlerle Türklerin arasinda geri dönülmez bir ayrismaya dogru gidiyor. Korkularim çogaliyor, toplum olarak bir iç savasa mi sürükleniyoruz? Korkularim çogaliyor, Kürt sorunu kangren mi oluyor?
Kürt isçilere yönelik ayrimciliga tepki gösteren Ordu Aricilar Birligi Baskani Necati Aydin
“Findik toplamak için o bölgeden gelecek insanlar küçümsenmesine, hor görülmesine onlara yaptirim uygulanmasina razi degiliz. O gelmesin, bu gelmesin gibi yaklasimi saçma buluyoruz. Onlar da buraya gelecek, biz de oraya gidecegiz. Onlar bizim kardesimiz , biz de onlarin kardesiyiz” dedi.
1984’den bu yana basimiza gelenlere bir bakalim: 41.832 insanimizi topraga verdik. Gözaltinda 1251 kisi kayboldu. 345 çocuk öldü.3830 köy yakildi. Issizlikle ve yoksullukla kivranan ülkemizin bu kirli savasa ödedigi bedel  tam 300 milyar dolar. Bu kadar kayiplarimiza ragmen çözebildik mi? Insanlar konusa konusa, hayvanlar koklasa koklasa ata sözüne uyabildik mi?
“Kutuplarda ayi avcilari buzlarin içinde jilet kadar keskin bir baltayi yerlestirir keskin tarafin üzerine biraz kan sürerlermis. Bunu bilmeyen ayi gelip kani yalarken dili kesilirmis. Ama kanin tadindan dilinin acisini fark edemez kendi kanini yalamaya baslarmis. Damarlarindaki kan tükenince, oldugu yere yigilirmis. Böylece, ayi postu delinmedigi için iyi para edermis.
Simdi o kanin tadini, kendi dilimde hisseder gibiyim. Ayi avini ögrenince anladim ki dilim yillardir kesikmis benim. Yillardir, ben de kendi dilimden akan kani emip duruyormusum. Baslarda,
Gücümün tükendigini, kan kaybettigimi fark etmiyordum. Ama artik ediyorum. Kanim tükeniyor ne
zamandir. Böyle giderse yere yigilmam ve birilerinin gelip derimi yüzmesi yakindir.” (Dilimdeki kesik,Cezmi Ersöz)
Iste böyle sevgili B.Torbali okuyuculari. Ulkemizin durumu bu öyküye ne kadar da benziyor. Kan akitmaya daha ne zamana kadar dayanacagiz. Yoksa silah tekellerinin ve Emperyalist devletlerin oyununa gelerek ayi gibi yigilip kalacak miyiz? Yok öyle yagma deyip, siyasi partilerin yöneticileriyle, devletin yöneticileri ve aydinlarimiz bir masaya oturarak, konusarak demokratik yollardan kürt sorununu çözmek hiç de zor degil. Silahlar susmali, diller konusmali!..
Gün gün ile barismali/kardes kardes durusmali
Koklasmali, sözlesmeli/Korke korka yasamak ne. (H.Hüseyin)
Her türlü sorunun, önündeki sorun, düsünce özgürlügünün olmayisidir.
Kürt sorununu barisçil yollardan çözdügümüzde, güzel günler görecegiz.