RUSYA Federasyonun yeni anayasasinin 31’inci maddesi, ‘silahsiz olmak kaydiyla gösteri ve yürüyüs yapilabilir’ diyor…

Adi gibi ‘Ana’ –  ‘Yasa’, o ne buyurursa yapilir zannediyorsunuz degil mi?..

Degil ki, Rus muhalifler takvim aylarin 31’inci günlerinde bu maddenin uygulanmadigini protesto etmek için meydanlara iniyorlar. Adamlarin tek istekleri, anayasalarinda var olan bir hakki kullanmak istemeleri…

Hani bizden de kötüleri varmis diyerek sevinmek mi lazim, bilmiyorum. Gerçi onlarin çaylak demokrasileriyle, bizim ara sira aksayan demokrasimizin ayni kefeye konulmasi bir yerde haksizlik olsa da…

Totaliter rejimlere kayis ivmelerinde benzerlikler de yok degil.

Gösteriyi ve yürüyüsü serbest kilan yasal vize var ama onlar, söyle doya doya bagirip çagirip, Putinizmi protesto edemiyorlar, kamuoyu olusturamiyorlar…

Polisin enselerinde bitmesinden ve göz altilariyla terbiye edilmekten sikayetçiler.

Bizde ise isler daha bilimsel ve racona daha uygun yürütülüyor…

Ne de olsa bizim CIA gibi, FBI gibi baba hamilerimiz var. Sirtimizi kimse yere getiremez.

Muhalifi harita üzerinden silmenin sayisiz yöntemleri var, var olmasina da…

Bizim metotlarimiz çok daha agir basli ve toplumsal refleksleri ustaca düzenleyebilecek agirlikta; ‘ikna gücü’ ön plana çikarilmis dört basi mamur sistemler…

Burada ana fikir; kamuoyunu yönlendirebilmek. En itibarli kisileri veya en güvenilir kurumlari bir çirpida yerin dibine batirmak artik çocuk oyuncagi…

Türkan Saylanin kanserli dösü aranincaya kadar bende bir seylerden iskilleniyordum. Bir seyler degisiyor zannedenlerdendim.

Degilmis…

Biraz dijital veri…

Genetigiyle oynanmis bir kaç gizli tanik…

Kayitlar, kasetler…

Sisteme entegre olmus yalaka medya…

Gerisi kolay…

Emperyalizmin Türkiye’nin tümünü ele geçirebilmesi için önündeki tek ve güçlü engel olan TSK’yi itibarsizlastirmak, revize etmek durumundadir.

Simdi bu oyunun üst kademe safhalari oynaniyor.

‘Dama’da süren, tavlada kiran’ kurali geçerli…

Hele bir de, adamlarin bir ömür boyu çalisip, çabalayip elde etmek istedikleri terfilerine, tayinlerine birkaç gün kala, içeri tikabildin mi?..

Yeme de yaninda yat…

Putin’in bizden ögrenmesi gereken bir yigin sey var…

‘Yasalar, anayasalar vardir’, ancak biz isimize geldigi kadarini uygulariz.  Cezaya dönüsen uzun tutukluluk keyfiyetinin kime hizmet ettigi ortada…

‘Intikam’ naralarini sinsice gizleyen ‘hukuki süreç isliyor’ u bu millet hap olarak yutmaya devam ediyor.

Bunun adina ‘hukukun üstünlügü’ diyorlar…

Saint Petersburg meydanina bile gipta ettirecek cinsten bir panorama…    

Komedi dükkani…

Gizli taniga soruyorlar: “Anlattigin bu hikayenin tarihini söyler misin?..”

Cevabin meteorolojik donesine bakin siz…

“Ne fazla kisti, ne fazla yaz…”

Eh… Gizli tanigin zaman tespiti de ancak bu kadar ‘gizemli’ olur…

Güler misin, aglar misin?..

                                              *

Çikis yolu bulamayip, görevlerinden ayrilan generaller için:

“Daha karpuz kesecektik” basitligini…

“Bagirsaklar temizleniyor” pervasizligini uygun görenler…

Bu ülkenin boydan asagi ‘kubura’ düsürüldügünün farkinda degiller…

Konu;  gelen veya giden meselesi degil. Gidenin; “Hukuksuzlugun asilamadigindan” dert yanmasidir.

Ulkemizin Putin rejiminden gözle görülür farki ‘hukuk’ olmaliydi. Herkese lazim olan hukukun, uygulanmasi gereken evrensel ve yöresel kurallarinin isletilmemesi, öç alma duygusuyla ambalajlanip raflarda bekletilmesi bizim yüzkaramiz.

Yoksa kimse ne suçu, ne de suçluyu savunuyor…

Zaten bu is ‘suç ve ceza’ boyutlarini çoktan asti…

Biz bekliyoruz…

Neyi?..

Yeni anayasayi, daha fazla özgürlügü, daha fazla demokrasiyi, daha çagdas bir yasami…

Daha çok bekleyecegimiz belli oldu…

Intikam tamtamlari susmadan, bir iki kusak Harbiyeli sümen alti edilmeden bu bekleyis son bulmayacak…

Hem referandum, hem de genel seçim öncelerinde bize ne demislerdi?…

“Ileri demokrasi…

Ustünlerin degil, hukukun üstünlügü…

Yargida vesayete son…”

Her gün ve gelisen her olayla, bunlarin birer ‘aldatmaca’ olmadigini söyleyebilenlerin yas ortalamalarinin ancak tekli rakamlari isaret etmesini gerektiriyor…

Ya da ‘Aziz Nesin’ ustanin ‘aptal – zeki’ oransal izdüsümü…

Simdi ask ile, sevk ile bir dahi söyleyelim…

“Ileri demokrasi…

Ustünlerin degil, hukukun üstünlügü…

Yargida vesayete son…”

Yaziklar olsun bize…