MEMED (Mehmet KAR) Bilecik’ten, Torbali’ya ekmek parasi kazanmak için ailecek göçüp gelmis.  Torbali’da hem is alani çok, hem de her taraf yesillik ve güzellik oldugu için insan, buralarda aç susuz kalmaz diye düsünmüs. Çok kisa bir esnaflik yasamindan sonra, çoluk çocuk perisan duruma düsmüs. Baslangiçta düsündügünün tam tersi yasamaya baslamis. Elektrigi kesilmis, ev kirasini
hiç ödeyememis, tüpleri bitmis alamamis ve çalismak istemis is bulamamis kisacasi, ailecek zor günler
geçirmis. Memed’in, iki çocugu var, biri 14 yasinda öteki 3 yasinda. Böyle durumlarda olanlar daha çok çocuklara oluyor. Okullarin ve Alp Kent Mahallesi sakinlerinin yardimlariyla ayakta kalabilmisler. Esi yenice is bulmus, is yerindeki arkadaslari aralarinda para toplamislar, biraz eksik kalmis onu da komsusu Ismail, tamamlamis, elektrikleri açilmis. Ismail’in evindeyiz, çaylarimizi içtik hem de Memed’i dinledik. “Memed ne yapmayi düsünüyorsun?” “Abiy, bir is bulup çalisacagim, ben böyle borçlu olarak yasayamam, insanlarin yüzüne bakamiyorum. Buralar bana yaramadi. Borçlarimi ödeyince memleketime dönmeyi düsünüyorum” dedi. Belediye ve Kaymakamligin is konusunda yardimlari olabilir mi, bilmem ama Memed’in acilen ise ihtiyaci var. Memed daha genç 31 yasinda akli basi yerinde, saygili bir delikanli, elinden tutulmasi gerekiyor ve alpkent Mahallesi 1006 sokak 23. blok, kat 4 daire 7’de oturuyor. Ismail, arkadasin esi de uzun süre fabrikalarda çalismis ama bir gün sigortali  gösterilmemis. Ben de “yurdumuzda çalisan bayanlarin % 48’i kayit disi yani kaçak çalistiriliyor” diye ekledim. Ismail’in lise bire giden kizi ile sinif ögretmenligini bitirmis iki yildir atamasini bekleyen oglu var. Duvarda saz asili, kizi çaliyor, bize birkaç parça çaldi. Sonra sazi ben aldim, Mahsuni SERIF’ten bir parçada ben çaldim.
Milletin sirtindan doyan doyana,
Bunu gören canlar nasil dayana.
Millet muhtaç olmus, kuru sogana
Bilmem söylesem mi ,söylemesem mi!..
Gözü kör olsun, su yoksullugun, insani kötü seyler düsündürüyor ve kirilgan yapiyor.
Baska birine muhtaçlik ne kadar zor. Zaten, Memed, esi ve çocuklari eriyip gitmisler. Aile Mahsuni Serif’in dedigi gibi kuru sogana muhtaç. Ulkemizde binlerce MEMED’LER var. Hepsi yasamini sikinti
içerisinde geçiriyor. Basinda epeyce yazildi, sizlerde okumussunuzdur, konumuz oldugu için yeniliyo-rum. Fethiye’de bir lise ögrencisinin annesi dershaneye yazdirdigi oglu SEMIH’in 1.000 TL. borcunu
ödeyemedi. Evlerine hacze geldiler. Kadincagiz senet imzaladi, senetleri de ödeyemediler. Is mahkemelik oldu. Hakim 3 ay ceza verdi. Semih’in annesi dama(cezaevi) girdi. Semih annesini çikarmak için evlerini satisa çikardi, alan olmadi. Semih üzüntüsünden kendini asti. Çaresizlik ve yalnizlik insani canini kiymaya kadar götürüyor. Simdi gelelim Mehmetlere;  Geçen aylarda Maliye Bakani, Varlik Bagisi yasasi uyarinca ülkeye dönen paralardan söz etti. Ama verdigi bir bilgi vardi ki insanin beyni tepesinden firlayacak sanki. Bu vatandasa hiçbir sey sorulmayacak. Bu vatandas “7,1”milyar dolar getirecegini beyan etmis, bunun ancak “6.4 milyar dolarini” getirmis. Ulkemizde 25 Mehmetlerin serveti 35 milyon Memed’in kazancina esit. Bir yanda milyonlar kuru sogana muhtaç bir yanda milyar dolarlar havada uçusuyor. Peki böyle bir ülkede adaletten ve baristan bahsetmek mümkün mü? Ne demis atalarimiz?  Biri yer, biri bakar, kiyamet ondan kopar!.. Karl Marx da demis ki: “her lüksün içinde, bir suç vardir”. Insanin, insanca yasamasini savunmak kadar, yüksek ahlaktan, baska deger olabilir mi? Olamaz.
***
“ Yazgilari KÖMUR GIBI””bu kaderi siz yazdiniz” Yine 30 ailenin ocagina, Zonguldak Karadonda ates düstü. Yine göz yaslari sel oldu. Maden mühendisi Turan Karagöz, Karadon patlamasini söyle degerlendirdi. “Aslinda bu patlama özel sektörün patlamasidir. Bu patlama taseronlasma patlamasidir. Bu patlama enerjinin ve ulusal servetlerin piyasalastirilmasinin patlamasidir.” Yer alti Maden-is sendikasi eski baskani Çetin Uygur da sunlari söyledi. “Ayni digerleri gibi, bir is kazasi degil is cinayetidir. Özel sermaye guruplarini var etmekle övünen AKP’nin var ettigi bu sermaye  guruplarinin çalisanlarin emegini ciddi anlamda sömürmesi, bu ölümlere zemin hazirliyor.” Is cinayetleri 30 cani daha aldi. Yakinlarina bas sagligi diliyorum. Daha dün gençlik ve spor bayramini kutladik. Bir taraftan da Mugla Universitesi 2. sinif iktisat ögrencisi Serzan Kurt’u fasist saldirilarla kursunladik. Serzan da yok aramizda. Yakinlarina sabir ve bas sagligi diliyorum.
Sizler de biliyorsunuz, ülkemizin o kadar çok sorunlari var ki saymakla ve yazmakla bitmiyor. Kapitalizme sormuslar, yok ülkemize sormuslar, yok canim Torbali’ya sormuslar yine olmadi deveye sormuslar “boynun neden egri, nerem dogru ki” demis. “En büyük ahlaksizlik, insanin insani sömürmesi, aç ve yoksul birakmasidir..”