SİYASİ propaganda yapmak için Anadolu’yu köy köy dolaşıyorlarmış…

O gece de, Erzurum’un bir köyüne gideceklermiş…

Önceden muhtarı aramışlar, akşam köylerine geleceğiz diye…

Muhtar meraklanmış “Hayırdır, ne yapacaksınız bizim köyde?”

-Köylüleri meydanda toplayıp onlara konuşma yapacağız, yani nutuk atacağız muhtarım nutuk…

Muhtar sormuş: “Bu atacağınız Nutuk’un mala davara zararı var mıdır?”

-Yoktur muhtarım yoktur…

“O zaman atın atabildiğini kadar” demiş muhtar.

Milletvekili adayları belli oldu, seçimler da yaklaştı…

Şimdi “nutuk” zamanı…

Artık meydanlar dolacak…

Seçim otobüsleri, Genel Başkanları havaalanlarından alıp, uzun konvoylar ve seçim şarkıları eşliğinde meydanlara getirecekler…

Genel Başkanlar da, seçim otobüsünün üzerine çıkacaklar ve meydanı dolduran kalabalığa nutuk atacaklar…

Bu mitingler adeta bir sidik yarışına dönüşecek ve kim daha çok kalabalık topladı, kim daha keskin konuşup halkı coşturdu diye her gün, medyada yorumlar yapılacak…

Meydandaki halk coştukça alkışlayacak, partisi ve Genel Başkanı için avazı çıktığı kadar bağırarak tezahürat yapacak…

Gaza gelen Genel Başkanlar da üfürdükçe üfürecek, salladıkça sallayacaklar…

Yaşanmış hikayedir…

Erzurum’da bir ilçede…

“Rus işgalinden kurtuluş günü” kutlanmaktadır.

Genç siyasi aday…

Kürsüde “Şöyle savaştık… Böyle kahramanlık yaptık… Vatanı kurtardık…” diye konuşmaktadır.

Kalabalığın arasından… Yaşlı bir nine… Dayanamaz… Bağırır:

-Ne atıp duruyon?.. Sen o tarihte daha ananın karnında bile değildin!..

Başkan, “Poh yeme Behire Abla… Bu bir nutuktur”

Der ve devam eder:

-Düşman askerini önümüze kattık… Kovalamaya başladık…

Bakalım bu seçim döneminde partilerin stratejileri nasıl olacak?

“Meydanlarda, reklamlarda, daha çok rakiplere mi yüklenilecek?

Yoksa projelere ve çözümlere mi ağırlık verilecek?”

Başarılı siyasetler kavgayla değil, projeyle alınır. Ama rakipsiz, rekabetsiz de siyaset olmaz. İşte önümüzdeki günlerde hangi siyasi partinin hangi “kavga-proje” dengesinde olacağını göreceğiz…

-Çok bağıran mı?

-Yoksa çok anlatan mı?

Acaba kaç seçmen şarkıya, slogana göre, kaç seçmen partilerin program ve projelerine bakarak oy verecek?

Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın mitingleri çok kalabalık olurmuş. Fakat seçim zamanı partisine oy çıkmazmış. Osman Bölükbaşı, “Bizim mitinglerin samanı çok, danesi az olur” dermiş.

Eskiden mitingler daha neşeli, hoşgörülü ve mizahi olurdu.

Mesela, Osman Bölükbaşı hatipliğiyle, Süleyman Demirel fötr şapkasıyla, Ecevit mavi gömlek ve kasketiyle, Necmettin Erbakan kendine has üslubuyla mitinglerin unutulmazlarındandır.

Nutuk atmak da büyük maharet ister haa…

Öyle sadece kuru sıkı ile olmuyor.

Temel de aday olmuş… Miting düzenlenmiş… Seçim otobüsüne çıkmış… Mikrofonu kapmış…

Elini ceketinin cebine atmış…

Ama yapacağı konuşmayı yazdığı kağıdı bulamamış.

Ve, “Sevgili hemşirelerim” demiş:

-Buraya gelirken neler söyleyeceğimi bir Allah, bir de ben biliyorum…

Şimdi ise sadece Allah biliyor.

Böyle nutuklara da kanmayın gari.

Seçim sizin tek silahınız ona göre.

Bugünkü yazımızın kuyruğunu da Margo Daniel’in bir şiiriyle düğümleyelim.

“Bir ağaç ormanın

Başlangıcı olabilir.

Bir gülümseme dostluğu başlatabilir.

Bir yıldız denizde bir

Gemiye yön gösterilebilir.

Bir mum karanlığı yırtabilir

Bir oy, ülkenin kaderini değiştirebilir.”

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.