Günün sözü “ Geri çekilmiyoruz; sadece başka bir yönde ilerliyoruz”!General Mac Arthur

Dün bu köşede “Müftülükte bomba!”başlıklı bir pasaj açarak yakın zamanda Torbalı Müftülüğü ile alakalı polemiklerin gündeme gelebileceğini açıklamıştık. Elbette bunların ne tür polemikler olduğu hususunda net bir yazı kaleme almadık. Çünkü o yazıyı yazmamız için öncelikle iddia sahiplerinin açıklama yapmaları ve bu açıklamaları da sağlam kanıtlarla desteklemeleri gerekiyor. İddia sahipleri sanırım önümüzdeki günlerde bu iddialarını kamuoyu ile paylaşacaklar. Elbette bir olayın medya ayağı olarak tam ortada durmaya ve kimsenin haksızlığa uğramamasına gayret göstereceğiz. Ancak basının “kamu denetçiliği” vasfını da yabana atamayız. Müftülükle alakalı iddialar bizim için hala bir iddiadır. Sonuçta savcılık makamı ya da idare mahkemesi değiliz. Bir de şunu belirteyim; dün burada çıkan yazıdan sonra epey kişi bize telefon edip tarafımıza durumun mahiyeti ile alakalı sorular yönelttiler. Burada bahsi geçen iddialar, müftülüğün kurumsal işleyişi ile alakalı konulardır. Yoksa kimsenin özel hayatıyla ilgili ithamlar değil. Zaten biz sahip olduğumuz basın ilkeleri gereği o tür konuları asla konu edinmeyiz. Bu hususun da bu şekilde bilinmesinde fayda var.

ESHOT şoförünün çilesi

Dün, Perşembe olması hasebiyle Torbalı kent merkezinde yine bildik manzaralar vardı. Caddeler insanlarla doldu taştı;sürekli gözümüze batan trafik daha bir katmerlendi. Bu kallavi trafikte ESHOT şoförlerinin işinin ne kadar zor olduğuna bir kere daha tanık oldum. Torbalı İlçe Emniyet Müdürlüğü önünden BKM yönüne dönmek isteyen bir ESHOT şoförü neredeyse keçileri kaçırıyordu. Çünkü cadde üzerine gelişigüzel şekilde park edilmiş kimi araçlar ESHOT otobüsünün dönüş yapmasını engelledi. Çilekeş şoför bir öyle gitti bir böyle gitti, olmadı. Sonunda aşağıya inip hatalı park eden aracın sahibini aradı. Bulamamış olacak ki, geri dönüp yine direksiyon başına oturdu. Üç-dört dakikalık bir uğraşıdan sonra nihayet otobüsü oradan geçirmeyi başardı. Kolay değil elbet; millet Torbalı caddelerinde araç kullanmakta zorlanırken dev gibi bir otobüsü kullanan şoförün halini siz düşünün.

Beleşçiler milleti bezdirmiş

Geçenlerde bir arkadaşın dükkanına uğradım. Arkadaşımız bizim gazetenin abonesi ama bana gazeteyi iptal ettirmek istediğini söyledi. Nedenini sorunca hiç beklemediğim bir yanıt aldım. Bizim arkadaş, gazeteyi beleş okumak için alan sonra da geri getirmeyen komşu dükkanlardan bunalmış. Gazeteyi alıp giden dükkan sahiplerine , “Siz neden abone olmuyorsunuz?”deyince onlar da “Biz enayi miyiz, seninkini okuyoruz işte” yanıtı veriyorlarmış. İşte o esnaf arkadaşımız beleş gazete okuma taraftarlarından o kadar bunalmış ki, sırf bu yüzden gazeteyi iptal ettirmek istiyor. Dün de internet kafe işleten başka bir dostumuzun yanındaydım. Bu dostumuzun mekanında bizim gazeteyi göremeyince şaşırdım. Oysa bundan üç ay önce geldiğimde gazete masasının üzerinde duruyordu. Meğersem o arkadaş da gazeteyi okumak için dükkanı işgal eden tiplerden bunaldığı için aboneliğini iptal ettirmiş. Sizin anlayacağınız bu beleşçiler yüzünden millet çok çekiyor.

Yılın okulu, müdürü ve öğrencileri

Bir eğitim öğretim yılının daha ucu göründü. Torbalı eğitim dünyası bu yıl da tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sancılı bir dönem geçirdi. Bir okul var ki, o okulun sancısı diğerlerininkini yarıda bırakırdı bana göre. Torbalı Mahallesi sınırlarında bulunan Çetineller İlköğretim Okulu bu yılın çilekeş okulu payesini hak ediyor. Geçtiğimiz sene yıkılan Gazi İlköğretim Okulu öğrencilerini de bünyesine dahil eden Çetineller için bu yıl çok çetin geçti. İki okulun öğrencileri aynı çileye ortak oldular. Fiziki alan yetersizliğinden dolayı sabah ezanından önce kalkıp okul yoluna düşen çocukları es geçemeyiz. Okul müdürleri Mustafa Doğan ve Hüseyin Eraslan’ın da hakkını teslim etmek lazım. Bir okulda görev yapan bu iki müdür aralarında iyi bir koordinasyon oluşturarak yıl sonunu getirdiler. Çetineller’i yılın okulu; öğrencilerini yılın öğrencileri ve idarecilerini de yılın müdürleri seçiyorum.