YENILIKLER, degisimler ve devrimler insanlar tarafindan yapilir. Ama insanlar, yöneticilerini serbest kosullar altinda degil, geçmisten devraldiklari aliskanliklarinin etkisinde hareket ederek ve seçerler. 1923’lerden bu yana, yoksul insanlar, emek-çiler ve isçi sinifi çogu zaman sermaye ve düzen partilerini desteklemislerdir. Atatürk, Inönü, Menderes, Ecevit, CHP ve AKP dönemleri hep böyle olmustur. Yani futbol takimi tutar gibi taraftar kafa-siyla oy kullanilmistir. ‘Tarihin ve degisim-lerin motoru isçi sinifi ve emekçilerin mü-cadelesidir’ görüsü Türkiye gündemine otu-ramamistir. Ulkemizde yasanan bunca si-kintilarin nedeni, ezilenlerin iktidara gele-mediklerindendir. Kim ne derse desi, bir gün emekçiler mutlaka kendi düzenlerini demokratik yollardan kuracaklardir.
Fransiz devrimini(1789) burjuvalar yapmis-ti. 1917 devrimini ise isçiler, bizim 1923 devrimini ise askerler ve bürokratlar yapti. Bu sinif, 31 Mart darbesini bastiran, top-lumun en okumus kesimlerinden olusu-yordu ve yikilan Osmanli devletini, Türkiye Cumhuriyetine dönüstürmüstü.1920’lerin ulus devletlerinin kuruldugu dönemde hâ-kim ve dinamik sinif askerler ve bürokrat-lardi. Günümüze kadar böyle devam edip geldi. Her 10 yilda; 1960, 1971, 1980’lerde darbeler yapildi. Ulke çogu zaman kan gölüne döndü, zindanlar doldu, idam seh-palari kuruldu ve sol hareket yok edildi. Ulkemizde yapilan bütün darbeler ve ikti-dara gelenler sagcilarla degil; solcularla ug-rasti. 1980’lerden sonra da bosalan alanlara gerici güçler yerlesti. Sovenizm palazlandi.
Ben, Cumhuriyet denilince; hastaneleri ve cezaevleri bos, yurttaslarinin isinin, asinin oldugu, özgür üniversiteleri olan, mezunlari bos gezmeyen, emeklilerini aç birakmayan, kendi evlatlarini kursunlatmayan, sairin dedigi gibi, “Ölümden baska sikâyet olma-digi,” bir yönetim biçimi olarak algili-yorum. 1923’ten bu yana söyle bir bakalim: Türkiye Komünist Partisi kurucusu Mustafa Suphi ve 15 arkadasi Karadeniz’de boguldular. Sabahattin Aliler, Nazim Hik-metler, Yilmaz Güneyler, Ahmet Kayalar, Türkiye Isçi Partisi’nin Genel Baskani Be-hice Boranlar kendi ülkelerinden kaçmak zorunda kalarak, yurt disinda canlarindan oldular. Ugur Mumcu, Kemal Türkler, Hrank Dink ve Musa Anter gibi binlerce saygin aydinimiz sokak ortasinda katle-dildiler. 1750’den fazla faili meçhul cinayet islendi. Devam edelim. TOBB’a göre, 5,5 milyon issiz var. TUIK’e göre ülkemizin, %52.9 zor geçiniyor, açlik sinirinda yasiyor. DISK’e göre de 10 milyon isçi kayit disi yani kaçak çalistiriliyor. Kadinlarimiz 134 ülke arasinda ancak 126.sirada; Iran, Suriye ve Misirdan geriyiz. 350.000 ögretmen so-kakta geziyor. Dertlerimiz, saymakla ve yazmakla bitmiyor ve bu vahsi kapitalizm de bitmez.
1923’te zenginlerin sayisi sifir iken; 2010’a gelindiginde durum söyle: 8 milyar dolar ve üstü ile 750 milyon dolar serveti olan 100 aile zenginlesmis. Bu 100 ailenin yillik ge-liri, 35 milyon vatandasin gelirinden fazla. Iste cumhuriyet diye adini koydugumuz dü-zen böyle bir esitsizlik yaratmis.
87 yasina giren Cumhuriyetimiz bize, dün-yanin en pahali akaryakitini, suyunu, elek-trik ve gazini aldiriyor. Dünyanin en pahali, etini yediriyor. Cumhuriyetimizde, askeri darbeleri yasamamis olsaydik, siddet, baski, imha, inkâr ve asimilasyon politikalari ol-masaydi 30 yildir yasadigimiz kirli savas olmayacakti. Sivas, Çorum ve Maras olay-larini yasamayacaktik. Alevi ve Kürt sorun-larini tartismayacaktik. Cumhuriyet’te, dü-sünce ve inanç özgürlügünü yasayabilsey-dik, türban konusu ve çevresi hiç gündeme oturmayacakti.
87. yilini kutladigimiz su günlerde, Cum-huriyetle huzurlu muyuz? Herkes mutlu mu?
Sizleri bilmiyorum ama ben bu Cumhuriyet’ten umdugumu bulamadim.
Ulkemdeki olaylar benim içimi acitiyor. Ama yine de az da olsa Cumhuriyet’in ka-zanimlarini göz ardi etmiyorum.
Cumhuriyeti, Cumhuriyet yapmak için can-larini ve kanlarini veren insanlarimizi ve gençlerimizi saygiyla aniyorum.
Çözüm; ülkemizdeki Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, tüm emekçilerin ve Sol örgüt-lerin birlikteliginde yatmakta oldugunun da altini çizmek istiyorum.
“Egitimle olabilecek seyi, kanunla yapmaya çalisilmamalidir.” (Montesquieu)
Güzel günler ,aç yatilmayan ve kan akitilmayan, cumhuriyetlerde !.