12 Haziran da yapilacak olan, Genel seçimler yaklasiyor. 2 ay gibi çok kisa bir süre kaldi. Gördügüm kadariyla eski aliskanliklarimiz devam ediyor. Ulkemizdeki Sosyal Demokrat partiler ve emek eksenli sol ve sosyalist, komünist partiler ve örgütlenmeler ayri ayri sandik basina gitmeye karar verdiler. Evet çok daginik bir düzlemde oldugumuzu cümle alem biliyor. Böyle olunca, bu seçimlerde de iktidara talip olamayacaklari da ortada.  Ama inadina böyle davraniliyor. Saniliyor ki bagimsiz olarak seçimlere gidildiginde daha güçlenerek çikilacak, gel gelelim hiçte öyle olmuyor. Sosyal Demokratlarda, sosyalistler de, komünistler de, BDP’liler de ve Alevilerde hiç kimseye taviz vermiyorlar. Her siyasi görüs kendi davulunu çaliyor. Yoksa ülkemizde uzlasma kültürümüz eksik. Yaniliyor muyum acaba, bu siyasi organizmalarin tabanindaki yurttaslarin çogu, hangi partiye oy verecegi konusunda bile kafalari da net degil. Bunca zamandir çile çekmis, deneyimli insanlarin bir araya gelemeyisine bir yurttas olarak üzülüyorum. Yarin seçim sonuçlarini görünce, sasirip kalacagiz.” Bu milletle bir sey yapilmaz, bir torba kömüre tav olup oylarini veriyorlar,” demeye baslariz. Bu ülkenin, aydinlari yani okumuslari, sosyal demokratlari ve solculari bir ayaya geldi de, emekçiler, köylüler, isçi sinifi, gençler  tüm ezilenler oy mu vermediler? Çok  bilimsel çözümlemelere ve atip tutmaya gerek yok. Gerçek ortada. Eger isinize heyecan katamiyorsaniz basari sansiniz azalir, hepimiz biliriz. Bu gidisattan rahatsizsaniz, demokratik bir toplum yaratmak istiyorsaniz ve darbecilerden hesap sormak istiyorsaniz ve bunlara tek basina gücünüz yetmiyorsa, biat (katilma) etmeden, birlikte davranma ve sandiga gitmekten baska çare var mi? Evet, yenileyelim, atip tutma devri geçti artik. Sirasi gelince, “Birleserek  basaracagiz,” demiyor muyuz? Dünya ülkelerine bir bakalim. Sili, Brezilya, Arjantin, Peru, Venezuela gibi ülkelere baktigimizda durum ülkemize hiç benzemiyor. Bu ülkelerdeki isçi sinifi ve sosyal Demokrat Partiler, solculardan ve sosyalistlerden hiç korkmadan seçimlere  ilkeli ve beraberce girebiliyorlar. Istedikleri sonucu da alabiliyorlar. Hatta, darbecilerden hesap sorabiliyorlar. Bu ülkenin, Türk ve Kürt aydinlari, Alevileri, solculari isterlerse, birliktelik saglanabilir. Daha fazla, birbirimizle inatlasirsak, ülkemize ve kendimize zarar verecegimiz açik. Yillardir, kendi kanimizi emdigimizin farkina varalim ve Cezmi Ersöz’ü dinleyelim.
“DILIMDEKI KESIK, Kutuplardaki ayi avcilari buzlarin içine jilet kadar keskin bir baltayi yerlestirir, keskin tarafin üzerine biraz kan sürerlermis. Bunu bilmeyen ayi gelip kani yalarken dili kesilirmis. Ama kanin tadindan dilinin acisini fark edemez, kendi kanini yalamaya baslarmis. Damarlarindaki kan tükenince, oldugu yere yigilirmis. Avcida gelip derisini yüzermis. Avcilar ayilari kursunlarla vururlarsa, ayinin postu  delinecegi ve çok para etmeyecegi için bu yolu denerlermis. Simdi o kan tadini, kendi dilimde hisseder gibiyim. Ayi avini ögrenince anladim ki dilim yillardir kesikmis benim. Yillardir, ben kendi dilimden akan kani emip duruyormusum. Baslarda gücümüm tükendigini, kan kaybettigimi fark etmiyordum. Ama artik ediyorum. Kanim tükeniyor ne zamandir. Böyle giderse yere yigilmam ve birilerinin gelip derimi yüzmesi yakindir……..”
(Cezmi Ersöz)

“DAYANISMA;EZILENLERIN INCELIGIDIR.”(E.CHE GUAVARA)

BIRLESEREK, GUZEL GUNLER GÖRECEGIZ.