TURKIYE, 12 haziran seçimlerine kilitlendi. Milletvekili adayi olamayanlarda bir burukluk, aday olanlarda geçici bir tebessüm. Beklentileri hiç karsilanmayanlarin istifalari. Sistemin siyaseti böyle iste. Bazen sizi, Kaf dagina çikarir, bazen de, yerin dibine batirir. Güvendigin daglara kar yagar, tutundugun dal elinde kaliverir. Ne demisler, “Güvenme dostuna, saman doldurur postuna”. Elbette dosta güveneceksiniz ama, saniyorum milletvekilligi için uygun olsa gerek bu söz. Degistirdik ve devrim yaptik gibi içi bos sözlerle, yine bes sene oyalanacagiz. Milletvekili adaylari seçilmeden önce kimlere oy verebilecegimizi belirlememiz gerek. Beni parlamentoda temsil edecek vekilimin, elbette bazi özellikleri olmalidir ki oyumu alsin. Kendimden örnek vereyim. Geçen gün gözümden, doktora gittim. Doktor, gözümün apse yaptigini ve bir merhem kullanmam gerektigini söyledi. Eczaneye gittim, reçeteyi gösterdim. Eczaci, merhemi bilgisayara okuttu. 3TL muayene ücreti istedi verdim. “Ayrica, maasindan 5TL muayene ücreti daha kesilecek” dedi. Sonra 4.5 TL daha istedi, “Bu da ilaç farki, devlet göz kreminin hepsini ödemiyor” dedi.1 TL da katilim payini alindi. Benim ödedigim 13.5 TL oldu. Peki, göz kremi kaç TL dersiniz, 9.97 TL. Bu nasil saglikta dönüsüm acaba? Herhalde ne demek istedigimi anlamissinizdir, sayin Büyük Torbali okuyuculari.
En basta saglik ve egitimin herkese, parasiz ve kaliteli verilmesini, her yerde savunabilen bir milletvekili istiyorum. Zorunlu din derslerini kaldiran, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ve Danistay kararlarinin uygulamasini isteyen bir milletvekili istiyorum. Tarihsel olarak birikmis dertlerimizden olan, Alevi ve Kürt sorunlarini dile getiren, düsünce özgürlügünü öne çikaran, 1.500’den fazla faili meçhullerle ve darbecilerle hesaplasmak isteyen bir milletvekili istiyorum. Açligi, issizligi ve yoksullugu silecek, emekli maaslarini yoksulluk siniri olan 2.500 TL’ye çikarmayi düsünecek bir milletvekili istiyorum. Cumartesi annelerinin ve sehit annelerinin göz yaslarini dindirecek, savasi degil barisi savunan bir milletvekili istiyorum. Çevre kirliliginin önünü açan, Hes’lere, Termik ve Nükleer santralarla hayir diyebilecek bir milletvekili istiyorum. “Adalet ve esitlik, lütuf degil hak, yurdumuz Anadolu meclisimiz Baba dolu, Babalardan alacakliyiz” diyen Izmir, Kadin Kent Meclisinin, sesini duyan bir milletvekili istiyorum. Afsin Elbistan, Termik santralinin kömür sahasinda meydana gelen göçügün altinda kalan 2 aydir çikarilamayan 9 emekçinin ailelerinin feryatlarini duyan bir milletvekili istiyorum. Halklarin kardesligini ve anadilde egitimi savunan ayrica üniversite mezunlarini sokakta birakmayacak politikalar üreten bir milletvekili istiyorum. En yüce degerin, emek oldugunu bilen, özgürlük ve demokrasiyi siar ile yola çikan bir milletvekili istiyorum. Taseronculugun kaldirilmasini, özellestirmelerin durdurulmasini ve binlerce kayit disi çalistirilan isçilerin çikarlarinin korunmasini savunan bir milletvekili istiyorum. Dünyanin hiçbir ülkesinde olmayan %10 seçim barajinin kaldirilmasini, cani gönülden, savunan bir milletvekili istiyorum. Ulkemizin yoksul bir ülke olmadigini, gelir dagilimdaki dengesizlikten dolayi, yoksul insanlarin oldugunu bilen bir milletvekili istiyorum. Bireysel mutlulugu degil, toplumun tüm kesimlerinin mutlulugunu düsünen, yoksullugun ana kaynagi olan Nato’ya, Emperyalizme ve vahsi Kapitalizme “hayir” diyebilen bir milletvekili istiyorum. Nazim Hikmetleri, Erdal Erenleri, Deniz Gezmisleri, Ugur Mumculari, Ape Musalari, Kemal Türkleri, Sivasi, Maras’i ve Kanli 1 Mayislari unutmayan bir milletvekili istiyorum. “Susma sustukça sira sana gelecek” diyebilen bir milletvekili istiyorum. Bir milletvekili adayina oy verebilmem için benim ölçülerim bunlar, umarim sizlerin de bunlara benzer ölçüleriniz vardir.
“Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için, baskasinin yerini kapmaktansa, çalisarak gerçek yerinizi bulun.” (C.Chaplin)
Güzel günler, hepimiz için…