ÖNCEKİ gün gazeteler, internet sayfaları ve TV kanallarında bir numaralı haber oldu Hüseyin Sarıçiçek’in açıklamaları. 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ’yle bağını kopararak elindeki belge ve kayıtları Cumhuriyet Başsavcı Vekili’ne teslim eden Sarıçiçek, 7 Şubat 2012’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da gireceği ameliyatta öldürülmesinin planlandığını söyledi.

Açıklamalarda özellikle de Necdet İçel ile ilgili olan bölüm oldukça dikkat çekici ve ürperticiydi. Bir dönem gazetemizde köşe yazısı yazan İçel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılacak suikastı da Torbalı’da yönettiği ortaya çıktı. Sen yazılarında maneviyattan, dini yaşama dair fetvalar ondan sonra ölüm emri ver. Bu ne biçim bir ikiyüzlülük? İslam kisvesi altında nasılda gizlenmişler, vay anam vay.  Ege Bölge İmamı Necdet İçel’in “Karakuyu’daki çiftliğinde ‘Ameliyata nasıl  girmez? Neden ameliyata girmiyor? Allah kahretsin, nereden uyandı bu adam? Nasıl ölmez’ diye bağırıyordu” gibi söylemleri gerçekten de ürpertici.

Erdoğan’ı ameliyat masasında öldürme girişimleri yine suya düşmüştü. Ama yaşananları okuyunca tüylerim diken diken oldu. Korkunç bir plan.  Ama, ‘kaderin de üstünde bir kader var’ cümlesi bir kez daha tecelli etmiş oldu bu olayda.

Tam 30 yıl Diyanet İşleri’ne bağlı İzmir Merkez Vaizliği yapmış bir isim Necdet İçel. Ama yaptıklarını duyunca, ‘Bu nasıl vaiz?’ diyor insan.