ESKI Osmanli hikâyesidir… Bir delikanli yaninda çalistigi Pasa’yi korumak için bir adami öldürmüs… Öldürdügü adam da hatirli çikmis… Delikanliyi hapse armislar. Yakinlari Pasa’nin konagina gidip yardim istemis. Agir ve oturakli bir adam olan Pasa “Merak etmesin onu kurtarmaya çalisiyorum” diye haber yollamis delikanliya.
Zaman geçmis. Delikanliyi mahkemeye çikarmislar. Kadi delikanlinin idamina karar vermis. Delikanli yikilmis vaziyette mahkemeden çikarken durumu bir kenardan sessizce izleyen Pasa ile göz göze gelmis. “Hani beni kurtaracaktin?” diye yalvaran gözlerle bakmis Pasa’ya… Pasa etrafa çaktirmadan söyle fisildamis:
Bir can için beni mahçup etme evladim…
O misal…Siradan insanlar siyasetçileri zora sokmamalidir…
Zeytinyagi 4 lira, süt ve bugday 65 kurus, fasulye pirasa enginar tarlada kalmis, elimize geçen para masraflari karsilamiyor gibi basit konularla onlari mahçup etmemeli, böyle küçük sorunlarla siyasilerimizin vakti harcanmamalidir.
Evet onlar Mecliste kendi maaslarina zam için hep birlikte hemen ellerini kaldiriyorlar, balli emekli oluyorlar. Ama inanin bunlari sirf sizleri çok düsündükleri için yapiyorlar(!)
Bir gün mutlaka sizler de düze çikacaksiniz.
Simdilik ekmek, zeytin, çökelek, haslanmis turp otuyla idare edin. Bol bol aci biberli kizartma yapin. Yazibasi’li kara efenin dedigi gibi “aci biber kizartmasi yerken alindan ter bosanmali”
Kurtulusu sadece seçimden seçime oy kullanmakta görüyorsak, bu hep böyle devam edecek demektir. Siyaset, siyasi partiler ve siyasetçiler gelip geçicidir. Biri gider biri gelir. Ama bu düzen aynidir.
Sade destekledigimiz, oy verdigimiz partiler ve liderler için söylenecek bir seylerimiz olur. Efendim Demirel zamaninda çiftçilere çok iyi fiyatlar verildi…
Erbakan zamaninda isçiye memura güzel zamlar yapildi…
Ecevit rest çekti hashas ektirdi…
Özal gerçekçi politikalar izledi…
Çiller “ezan susmaz, bayrak inmez” dedi…
Tayyip Erdogan Ortadoguda en büyük lider oldu… vs
Seçimden seçime oy kullanarak demokrasinin gelismesini, sosyal devletin olusmasini, ekonominin düzelmesini sadece seçtigimiz parti ve onun liderinden beklersek fazla degisen bir sey olmaz.“Oy veriyoruz iste, daha ne yapacagiz?”
Iste problem zaten bu.
Bilinçli yurttaslik sadece seçimden seçime oy kullanmakla olunmuyor. Ya ne yapmak lazim?
Iktidarlari denetleyen, yönlendiren, tesvik eden,baski unsuru olan sivil toplum örgütleridir.
Sendikalar, meslek örgütleri, üretici birlikleri, kooperatifler, dernekler vs.
Bu kuruluslara sadece üye olmak da yetmez. Aktif üye olmak gerekiyor. Uye bagli oldugu sivil toplum örgütünü zorlayacak, sivil toplum örgütü de iktidarlari.
Iskandinav ülkelerin den Norveç, Isveç, Finlandiya’da vb oldugu gibi. Bu ülkeler de sivil toplum örgütlerinin üye sayisi ülke nüfuslarindan fazla. Bu da su demektir Herkes bir sivil toplum örgütünün aktif üyesidir. Bazilari da birden fazla örgüte üyedir.
Yani toplum kendi gücünün farkinda olmali ve onu kullanmalidir. Hani bir söz vardir. “Aslan gücünün büyük kismini karsisindakilerin korkusundan alir”
Belgesellerde seyretmissinizdir. Koskocaman bufalo sürüsünün durumunu. Iri boynuzlu binlerce öküz, gücünün farkina varsa birkaç aslanin durumu ne olur?  Ama öyle olmuyor…
Sürü dagiliyor, kaçisiyor ama aci son hep ayni oluyor.
Bir tanesi aslanlarin disleri arasinda iri gözlerle uzaklasan sürüye bakiyor. Ama sonuç degismiyor. Bir dahaki saldiriya kadar devam ediyor
Nazim ne güzel söylemis;
“Adeta magrur kosarsin salhaneye
Bu dünyada bu zulüm,
Biraz da senin sayende…”
Yani demem o ki “Kasap biçagini yalayan gamsiz dana” gibi olmayalim.
Yazimiza bir Osmanli hikayesi ile basladik bir Osmanli fikrasi ile bitirelim.
Osmanli’nin Avrupa’ya yayilmaya basladigi dönem… Akincilar Avrupa ortalarinda at kosturuyorlar… “Türkler geliyor” dehseti giderek dostluga, yakinliga dönüsüyor.
Evlerinde disariya çikmaya basliyorlar. O zamana kadar böyle cengaverler görmemis halkin dikkatini en çok akincilarin gögüs killari çekiyor…
Bir Slav güzeli, yaz sicaginda gögüs bagir açik dolasan akinciya yaklasiyor dayanamayip …
“Hiç böyle gögüs killari görmemistim” diyor…
“Bir tane hatira olarak alabilir miyim?”
Akinci gülüyor…
“Vitrini bozma kadin!.. Depodan verelim!..”
Tekrar bulusabilmek umuduyla esen kalin.