Büyük Torbalı

Sürgün

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Sürgün
221 Görüntüleme
12 Nisan 2010 - 22:16
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

BUGUNE kadar gelen bütün toplum biçimleri, ezen sinif ile ezilen sinif arasindaki karsitliga dayanmistir.  Köleler ve köle sahipleri, feodal beyler (toprak sahibi), serfler (topraksiz yoksul köylüler), burjuva (zengin sinifi)  ile isçi sinifi arasindaki kavga ve çekisme hiç bitmemis günümüze kadar devam etmistir.
Tarihten örneklersek; 1202-1270 yillari arasinda yasayan hümanist (insancil) ve esitlikçi dünya görüslerini yaydigi için Haci Bektasi Veli, kirsal alana yani Kirsehir’e sürülürken, Selçuklu egemenlerini destekleyen Mevlana’da düz ova olan Konya ‘ya yerlestirilmistir.
1873 yillarinda Namik Kemal de haksizliklar karsisinda susmadigi için Magosa zindanlarina sürülmüstür.
Sabahattin Ali  “Basin öne egilmesin/  Aldirma gönül aldirmayi” sürgüne gönderildigi Sinop Cezaevinde yazmistir.” Denizin sesini duyup,  mavisini görememek, insanoglunun çekecegi en büyük iskencelerdendir” diyerek düsüncelerini belirtmistir. Ayrica Sinop Cezaevinde, Refik Halit KARAY, Mustafa Suphi, Burhan Felek, Kerim Korcan, Zekeriya Sertel, Nazim Hikmet Ran gibi ünlüler de sürgün hayati yasamistir. Rifat Ilgaz, Aziz Nesin, Yilmaz Güney, Ahmet Kaya gibi daha adlarini burada sayamadigimiz bir çok aydin yurttaslarimizin gençlikleri sürgünlerde veya ceza evlerinde geçmistir.
Türkçe sözlükteki sürgünün anlami aynen söyle; ceza olarak oturdugu çevreden çikarilip baska yere gönderilen kimse. Bir de agaçlarin taze uç dallarindaki sürgünler vardir. Meyveler en çok bu sürgün dallarda olusur. Sürgünü olmayan bitkiler kurur. Sürgüne gönderilenler de sürgün dallar gibi verimli, özverili, çaliskan, üretken, ilerici ve demokrat insanlarimizdir. Sürgünler yol haritasidir. Sürgünlerde sairin dedigi gibi “Kardesin duymaz eloglu duyar. Sürülenler unutulmazlar ama sürenler bir gün tarihin çöp tenekesine atilirlar.
Hizir Pasalari hiç bir kimse hatirlamaz ve bilmez ama PIR SULTAN ABTAL asirlardir unutulmaz. Onun siirleri ve türküleri halkimizin bellegindedir. Bunca degerlerimiz yok olup gittikten sonra, yönetmekte sikisan iktidarlar, timsah göz yaslari dökmeye baslarlar. Hani bilirsiniz timsah yavrusunu yer sonra da ben ne yaptim diye aglarmis.  Nazimlarin, Yilmaz Güneylerin ve Ahmet Kayalarin mesajlari yerini bulsaydi,  bunlar basimiza gelmezdi gibi yakinmalar, timsah göz yaslarina benzemiyor mu?
Geçen ay ilçemiz,  Ilçe Tarim Müdürlügünden alinip Izmir’e sürülen Yüksek Ziraat Mühendisi Muhittin Cengiz’in ne suçu vardi söyler misiniz? Benim gibi düsünmeyen, Iktidardan yana tavir almayan sürülür mantigi dogru mu? Bu haksizligin önlenmesi için Egitim emekçilerinin
de destekledikleri, Torbali, Alevi ve Bektasi Dernegi Baskani Engin Türkdogan basin açiklamasinda söyle dedi;  “Hiç kimsenin ve kurum görevlisinin basit nedenler gösterilerek görevden alinmasini istemiyoruz. Görevden alinan Tarim Müdürümüz Muhittin Cengiz’in tekrar görevine dönmesini istiyoruz. ” “Adaletin gözü kör, ayagi topaldir ama, hak yerini er geç bulur.”
“GUN OLA, DEVRAN DÖNE. ”
Ben de böyle sürgün olaylarina karsiyim ve kiniyorum. 1980 öncesi TÖB-DER (Egitim ve Ögretim Emekçileri Birlesme ve Dayanisma Dernegi) Torbali Ilçe Baskani görevini uzun süre sürdürdüm. TÖB-DER, o dönemde, orta dogunun en güçlü örgütlerinden biriydi.  Siyasi partilerin yaninda hem sayginligi hem de gücü vardi.  Bir kis mevsiminde iki kez sürgüne gönderildigimi hatirliyorum. Simdi EGITIM-SEN’IN bulundugu cadde de, Sihhat Eczanesi’nin yakininda büyük bir lokalimiz vardi. Yalniz simdiki ögretmenler lokaline hiç benzemiyordu. Kütüphanesi,  masasi, sandalyesi,  çay takimlari TV’si ve hepsi vardi. Lokalimiz ari kovani gibi islerdi. Her gün sabahtan aksama kadar açikti. Yalniz ögretmenler degil herkes gelir gazeteler okunur, tartismalar yapilir ve çaylar içilirdi. 12 Eylül fasist darbesiyle esyalarimiza ve birikimlerimize el kondu,  kapisina kilit vuruldu.
MC ( Milliyetçi Cephe Hükümeti) ve öncesi Ecevit Hükümeti döneminde ayrica 12 Eylül iktidarlarinda birçok egitim emekçisi kista kiyamette sürüldü. Çogu sürgünlerde o zaman ki aslan sosyal demokratlarin parmaginin oldugunun da bilincindeyiz. (Ertan Unver ve Aydin Sezer hariç) Sürgünler ölümü gösterip, sitmaya razi etmek gibi bir baski uygulamasiydi.
Ama baskilar bizleri yildirmadi, yere düsen bayragi EGITIM-SEN kapti dalgalandirma-ya devam ediyor.
***
Artik, bu darbe ve anayasa degisikligi tartismalarindan bir demokrasi çikacagina kimse inanmiyor. Sokaktaki ve pazar yerlerindeki vatandaslarin haberi bile yok.
Varsa da ciddiye alan yok. Çünkü pazarda kuru soganin fiyati yüzde 400 artmis, vatandas bu  duruma çare aranmasini  istiyor. Sürgün korkularinin kalktigi günlerde güzel günler görecegiz.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web