DUNYA ve insanlik içinde bulundugumuz yirmi birinci yüzyilda bambaska bir mecraya akarken çagin tahlilini yapmak daha bir önem arz ediyor.
Temel taslarinin yerinden sarsildigi maddi dönüsümlerin deger dönüsümlerine zemin hazirladigi, tarihin dinamiklerinin bambaska unsurlar etrafinda sekillendigi zamanimizda yeni bir dünyanin safagi atiyor.
Uretim iliskileri ve üretim biçiminin kökten degistigi digitalizasyon ve mikro teknolojilerin deprestigi, emek yogun sanayiden teknoloji yogun endüstriye evrimlesmenin yasandigi bu çagda eskiye dair her kavramin yeni bastan ele alinmasi gerek.
Hatta bu kavramlarin ve onlarin isaret ettigi realitelerin yeni bastan tanimlanmasi ve yeni çagin düzenine adapte edilmesi gerek.
Insanligin bugünkü asamaya gelmesinde önemli rol oynayan Sanayi Devrimi ya da Sanayi patlamasi ilk olarak Ingiltere, Fransa, Almanya gibi bati ülkelerinde baslamisti.
Avrupanin ve bati dünyasinin dünya egemenligine giden yolu istemeyerek de olsa tetikleyen Sanayi Devrimi, Osmanli Imparatorlugu ve Rus Çarligi gibi klasik tarz devlet yapilarinin da sonunu hazirlayarak dünya tarihine  yeni bir devinim kazandirdi.
Buhar enerjisinin endüstride kullanilmasi ile dönüsüm geçiren üretim biçimi yeni bir insan ve yeni bir dünyayi da beraberinde getirdi.
Feodalitenin dünya egemenligi bayragini gönderden indiren Burjuvazi yerine kendi degerlerini ikame etmeyi de ihmal etmedi.
Içinde bulundugumuz zaman dilimindeyse üretim biçimi ve iliskileri kökten bir dönüsüm asamasina daha girmis bulunuyor.
Çagin ruhunu okumak bu noktada büyük bir önem arz ediyor.
Maddi degisim ve dönüsümlerin dünyayi ve insanligi kökten degistirdigi gerçegini göz önüne alarak yeni dünyaya buna uygun bir düsünce sablonuyla bakmak gerekiyor.
Insan, sahip oldugu bilinç vasitasiyla maddi ve nesnel dönüsümlerin zorlamasiyla üzerine gelen bu yeni dünyada ayakta kalmak en azindan daha rasyonel ve sorumsuz yasamak için bu vazifeyi ivedilikle yerine getirmelidir.
Sanayi Devrimini baslatarak dünya hakimiyetine giden yolu bu vasitayla teskil eden bati, teknolojik devrim konusunda da elini çabuk tutmusa benziyor.
Bati tarzi sömürgeciligin digital pazarlari ele geçirmesi ve tarihsel handikaplarin tesiriyle ve deterministik olarak teknolojik gelismeler konusunda yaya kalmis bizim gibi ülkeleri tekno pazarlara dönüstürmesi son sürat ilerlemektedir.
Ulkemizde hemen hiç tartisilmayan ya da söyle bir deginili geçistirilen kimi kavramlarin bundan 20 yil önce bati ülkelerinin akademik çevrelerinde hararetle tartisilir olmasi bu konularda yaya kaldigimiza isaret ediyor.
Zamanimizin belirleyici niteliklerinden bir tanesi de Teknoloji üretemeyen ülkelerin sömürge olmak zorunda kaldigi gerçegidir.
Kullandigimiz yabanci marka cep telefonlari ve bilgisayar yazilimlari hatta hibrit tohumlar teknosömürge olmak yolunda emin adimlarla ilerledigimizi kanitliyor.