GEL vatandas gel…
Batan geminin mallari bunlar…
Ihraç fazlasi…
Abla begenmece bu mallar…
Söyle uzaktan…
Su sagdaki ‘ileri demokrasi…’
Hani sana bir referandumla yutturdugum benim demokrasim…
Onun yanindaki, su morcivert renkli olan ‘çagdas hukuk…’
Hani baskalarinin vesayetinden tereyagindan kil çeker gibi alip, kendi vesayetimin tereyaginda derin dondurucuya hapsettigim hukuk…
Çek babam çek gelmez…
Gel hanim teyze gel…
Su morcivert renkli hukukun yaninda fiyakali duran ‘çogulcu, katilimci parlamento…’
Eski Yunandan beri esi emsali görülmemis bir ürün…
Seçmece bunlar…
O meclis ki, özünde darbelerden hoslanmaz ama ne hikmetse darbe follugundan asirilan yüzde on barajindan vazgeçmez…
Senin anlayacagin aynen hosaf rengi…
Seçimden seçime yika yika rengi atmaz…
Yüzde elli garanti…
Gel beybaba gel…
Batmak üzereyken kurtarilan mallar bunlar…
“Evladim hani diyorum ki, söyle biraz fantezi, biraz ekonomik, biraz da bizim gibi yaslilara hitap edecek bir sey…”
Olmaz mi canim babacim olmaz mi hiç…
De…
Sen söyle biraz bekle hele…
“Neden?..”
Hele bir dalgalar tamamlansin…
“Ne dalgasi kardesim dalga denizde olur…”
Ah babacigim ah… Allahin dalga boyunda insaf var, özel biçimde yetkilenmis dalgalarin yüksekligini tusunami uzmanlari bile hesap edemiyor…
“Allah Allah cografya nasilda degismis…”
Hele su kalan birkaç zabita da Silivri’yi tatsin, isimiz kolay babacigim, tezgah altinda beklettigim ürünler tam senin kafana göre…
“Hay yasa evladim…”
Vakit tamam, pazarin girisine bir adet ön yoklama memuru koyduk…
Nabiz tutuyor.. Tezgah bende…
Bugünler için çok çile çektik…
Kinimizden yumruklarimizi siktik, dudaklarimizi kanattik…
Çok sükür bugünlere…
Bak amcacigim, su elimde gördügün mal iki yüz yildir Amerika da denemis ‘baskanlik sistemi…’
Su diger elimde tuttugum Fransa da denemis ‘yari baskanlik sistemi…’
Elin gavurunun giydigi mallara bak…
Gel!.. Gel!..
Bir tane de ne olur ne olmaz diye kolide beklettigim ‘Cumhuriyei Osmani Sultanligi’ var ki…
Simdilik bekleme de kalsin…
Gün olur onu da koliden çikarip tartismaya açariz…
Biraz sabir…
“Ah evladim parlement mavisinin mevsimi mi geçti?..
“Suyu mu çikti?..”
“Laçka mi oldu?…”
“Cilki mi çikti?…”
“Askisinda gipgicir duruyordu, modasi mi geçti?..”
“Neden?..”
“Varsa eksigi noksani onarip giyerdik…”
Vay benim yakisikli dayim…
Bugüne kadar ögrenememissen bundan sonrasi zor…
Biz de bu düven öküzlügü meraki var oldukça…
Eline ‘nodul’ almak isteyen çok olur…
Gel vatandas gel!.. Seçmece bunlar!..