GAZETECI arkadasimiz Cemil Zeybeker’in geçirdigi kaza ve sonrasinda yasananlar bir haftadir Torbali gündeminin bir numarali konusu. Karsilastigimiz hemen herkes bize Cemil’in durumunu soruyor. Halkin büyük bir çogunlugu da ilçe basini gibi bu meselede ihmali oldugu düsünülen Torbali Devlet Hastanesi’ni elestiriyor. Elestirilerin merkezindeki isim Devlet Hastanesi Bashekimi Senol Topçu. Basin ve toplum günah keçisini buldugu için Senol Topçu hedef tahtasinda. Ben kendi kanaatimce bu meseleye daha genis bir perspektiften bakilmasi taraftariyim. O yüzden bir geçtigimiz hafta bu konuda kalem oynatmadim. Belki meseleye farkli ve realist açilardan bakanlar olur diye yaptim bunu. Fakat geldigimiz noktada bütün vebalin günah keçisi seçilen Senol Topçu’y yüklenmeye devam edildigini görüyorum.

SUÇLU TORBALI’NIN KENDISIDIR

TORBALI Devlet Hastanesi, Torbali’nin aynasidir. Buraya bakan Torbali’yi net olarak aynada görür. Buraya bakip da kisileri sorunun bas suçlusu haline getirmek tek kelimeyle kolaycilik ve körlüktür. Ben o çok övülen Tire Devlet Hastanesi’ne 3 defa gittim. Gördügüm manzara hiç de Torbali’dakiyle ayni degil. Tire’de hastane koridorlari balik istifi degil belki de bu yüzden doktorlar anlayisli ve güleryüzlü. Torbali Devlet Hastanesi’nde bir doktor günde 30 hastaya bakarken ayni doktor Tire’de 20 hastaya ya bakiyor ya bakmiyor. Neden? Çünkü Torbali’da nüfus 150 bini asti.
Tire’nin nüfusu ise bunun yarisi kadar bile degil. Devlet Hastanesi’nde çalisanlar hastalari ya da Cemil arkadasimiz gibi yarali gelenleri kaba taslak inceleyip saliveriyorlar. Çünkü o kadar yogun bir hasta sirkülasyonu var ki hepsine ayri ayri bakmak için ne ekipman ne de personel var. Kendimi doktorlarin ve Bashekim Senol Topçu’nun yerine koyuyorum. Böyle bir yerde görev yapmak gerçekten de kolay olmasa gerek. Akil sagliginizi kaybetmeniz isten bile degil.
Peki, bu meselede suçlu ve sorumlu sadece bashekim ve hastane personeli mi?
Hayir. Bu meselede Torbali’da yasayan her vatandasin her bürokratin suçu var.
Nüfusu bu kadar hizli artan bir ilçede 10 yildan beri bir devlet hastanesi travmasi yasaniyor.
Devlet Hastanesi’nin kendisi hasta. Yeni bir hastane yolda deniliyor. Biz de on yildan beri bekliyoruz. O binada ve bu sartlarda bu kadar oluyor. Yeni bir hastaneyi beklerken ne yapiyoruz? Devlet Hastanesi Bashekimini hedef tahtasina koymus nisan talimi yapiyoruz. Yine yanlis kisilere ates ediyoruz.

KÖSE YAZARI MI? KÖSE KIZARI MI?

CEMIL Zeybeker hadisesi basinimizin profilini de gün yüzüne çikardi. Yazilanlara bakiyorum adamlar neredeyse ana avrat küfür edecekler. Benim bildigim köse yazarlari düsünce üretmeye dönük makaleler serdeder. Olmadi olaya degisik açilardan bakarak toplumu farkli düsünceye sevk eder. Biz de hepsi de agiz birligi etmisçesine saga sola kalayi basiyor. Basinin bu noktada etik degerleri hatirlamasi ve kendisini elestiri süzgecinden geçirmesini temenni ediyorum. Köse kizarligi ile köse yazarligi farkli seylerdir.