TORBALI’NIN pamugu kantara girdi…
Siyasetçilerinden ‘siftah’ yok. Degil kantara girmek, yanina bile yaklasani hak getire…
Ha bire eski defterler karistiriliyor. Birkaç günlügüne de olsa Torbali Belediyesine aday gösterilen Sayin Ibrahim Öz’ün adaylik serüvenin etrafinda bin bir polemik yapilir oldu.

Tam da Torbali mesrebine uygun davranislar…
Kimse Torbalinin içinde bulundugu açmazlari, siyasi zemin kaypakliklarini, is yapar gibi görünüp, kilini bile kipirdatmayan yetkili ve etkililerini
Kongrelere kilitlenip, hizmet kapilarina kilit vuran iktidar temsilcilerini…
Solun (S) harfinin Ingilizcedeki karsiligini ‘silent’, Türkçedeki karsiliginin (S)essizlikten ibaret oldugunu sananlari…

Cafe’nin dis cephesinin; dogru açidan bakildiginda, aslinda ‘beyaz’ degil de, ‘ak’ olarak boyandigini…
Atatürk adina levha asmaktan özenle kaçinanlari..
Imam Hatip Lisesinin bahçesine bir çirpida cami bina edip, huzur evine yillarca tek çivi çakmayanlari…

Devrimlerden konjüktürel nedenlerle feragat ettiklerine dair noter kanaliyla ihbar çekenleri…
Korkaklari…
Referanduma da ‘evet’ verecegini beyan eden çakma solculari…

Sivil toplum kuruluslarina, sendikalara, halka, halkin isteklerine ‘vebaliymis’ gibi uzak duran CHP zihniyetini…
Mahalleri, muhtarlariyla bas basa birakan yerel yönetim ayiplarini… Gören yok…
Varsa yoksa “Dr. Ibrahim Öz’ü kürsüye kim çikardi; altindaki tablayi kim çekti” dizi filmi…
Öz’ü kaybettik, ayrintilara çene yoruyoruz…
****
Baska bir çene yorgunlugu da…
Deger mi bilmem; “Ayrancilarin ilçe yapilmasi…”
Bu dosya bugünlerde yine açildi. Söylenenlere bakilacak olursa göl maya tutmus gibi görünüyor.
Iyi olur mu diye sorarsaniz…
Cevap kocaman bir ‘süphesiz’ olur…
“Peki, bu kadar dillendirildikten sonra neden hala yasama geçirilemiyor” deme cesareti gösterenlere verilecek cevap biraz çetrefilli.
Yok, hayir, öyle düsündügünüz gibi, hükümetimizin ‘savas kabinesi’ taslaklari üzerinde çalistiklari, ‘sifir sorun’ diye yola çikip itibarimizi ‘sifira’ indiren dis politika dertlerinden dolayi baslarini kasiyacak vakitlerinin olmadigindan ‘ilçe levhasinin’ siparisi gecikmiyor.
Ya?..
Durum tamamen siyasi…

Izmir haritasini bir pasta gibi önlerine koyup, ‘beldeleri’ kiyima ugratan, ‘Bayrakli’, ‘Karabaglar’ cepte öngörüsüyle, Izmir’i ‘hiyar’ gibi bölüstüren AKP zihniyeti benzer yanilgilara düsmek istemiyor da ondan…

Beklentinin adi: ‘Izmir genelinde CHP erozyonun tamamlanmasi…’  ‘Ayrancilar’ ve ‘Gümüldür’ iste o zaman, onlar için ilçe olma karakteri tasimaya baslayacak.

Bunda yadirganacak hiçbir sey yok. Tüm ülkeye bu gözlükle bakmis bir partiden farkli yaklasim beklenmez.
Avuçlarini ovusturarak beklesen kimi AKP’li dostlarimiz oldugunu biliyoruz.
Ya nasip…
CHP Seçmeninin Torbali ve Izmir Büyüksehir Belediye uygulamalarindaki kirginliklarina güvenerek yapacaklari hesaplarin tutacagini sanmiyorum.

Yöresel beklentiler ne kadar yüksek olursa olsun, CHP’lilerin ‘ulusal bazda’ gösterdigi refleksler çogu zaman yerel kimliklerin önüne geçmistir.
Bu analiz Ayrancilar için yola çikacak CHP’liler için de ayri bir rahatlik sebebi olmamali…
AKP’nin Ayrancilar, Yazibasi ve Pancar da basarili olabilmesinin tek kosulu CHP’nin Torbali’da sahneledigi yanlislari sürdürmesine bagli.
Basari ya da basarisizlik:
Torbalida enfekte olmus siyasetin bir nevi karantina bölgesi sayilan o ‘yeni’ sifatli Ayrancilar ve çevresine ne oranda sizacagiyla dogru orantili.
Iste külah…
Iste masa…
Göçün mantigini ve sosyolojisini dogru okuyamayanlar…

‘Sanayi’, ‘tarim’ ve ‘kent’ üçlemesinin yapisal terminolojileriyle karsilasma özürlüsü olanlar…
“Aha… Bir parmak isaretiyle bin oy toplarim” diyen babayigitler…
Seçmeni ‘kaz’ görenler…
‘Çilgin proje’ sahipleri…

Siyaset kariyerlerini berber dükkanlarinin bekleme koltuklarinda tamamlayanlar…
Siz en iyisi mi kendinize bir çay daha söyleyin..
‘Trianda’ çok güzel bir yer…
Umarim her sey bu güzellige yakisir biçimde gelisir…