MUDURUN kapisi çalindi. Müdür “gi-rinnn”, dedi. Içeri iki kisi girdi. Birinin ceketi vardi ama dügmelemeyi telasin-dan unutmustu. Müdürün yanina yakla-sirken salkim sögüt gibi egilip bükülü-yorlardi. Ceketinin dügmelerinin yerine ellerini baglamisti. Müdüre dogru, gö-zünün ucuyla bakti. Müdür bey sabah gelen evraklari gözden geçiriyordu.
Müdür “derdiniz ne” dedi.
“Bizim oglan, üniversitede okuyor, yardim yapiliyor…..” cümleyi daha tamamlamadan, “Tamam tamam, anla-sildi, çikin disari, ilgilensinler” dedi. Ikisinin de eli önünde bagli olarak, ka-piya kadar geri geri gittiler ve çiktilar. Müdür bey çok yorgun görünüyordu. Hafta basi oldugu için ise uyum sag-layamamisti.
 “Görüyorsun degil mi? insanlar burayi dingonun ahiri saniyor. Ipini koparan solugu burada aliyor.” Efendim, Müdür bey, Allah sizden razi olsun derler, yag-cilik yaparlar, isleri bitince sizin yüzü-nüze bakmazlar.” Müdürlük yapmanin iki kurali var. Ya yagcilik yapacaksin ya da sagcilik. Gül gibi geçinir gidersin.” dedi ve kendi gerçegini söyledi.
Çevremizde bu tür davranislara sik sik rastlariz. Rahatsiz oluruz ama bir türlü önleyemeyiz. Sistem geregi neredeyse meslek olmus. Mademki böyle su yag-ciligi iyi ögrenin. Asagidaki yaziyi yag-cilar lütfen birkaç kez okuyunuz, elbet-te yagci olmayanda okusun.

***

 “Ceket dügmelerinin ne ise yaradigini biliyor musunuz? Elbette, ceketi iliklemeye yarar. Baska? Saygi gösterisi yapmaya yarar. Dahasi yagcilik etmek için birebirdir. 
Patronunuzun veya sefinizin, gözüne girmeniz için ideal bir araçtir ceketin dügmeleri. Dügmeleriniz ilikliyse bile sefiniz gelirken bir kez daha ilikliyor-mus gibi yapin. Ve ellerinizi dügme-lerin ezerinde birlestirin.

***

Ellerinizin yerçekimi dogrultusunda pervasizca asagiya sarkmasi veya sefi-nizin göremeyecegi biçimde durmasi iyiye isaret degildir. Hele cebinize sokmaniz, düello davetiyle esdegerdir. Onlari yumusak bir biçimde karninizin üzerinde birlestirmekle, sefinize, “ba-kin iste ellerim, benden size zarar gelmez beyim,” mesajini basariyla vermis olursunuz. Basinizi da bu hare-kete uygun olarak yana veya öne egme-nizde yarar vardir. Ayrica sefinizden uzun boyluysaniz, bir de hafif kambur yapip kisalmaya çalismaniz gerekir.
***
Tabii en önemlisi gözleriniz. Daha dogrusu bakisiniz. Sefiniz konusurken bakisinizi alabildigine yumusatin. Teke tek konusuyorsaniz, gözlerinizi sürekli olarak ona dikip de meydan okuyormus havasi vermemek için sik sik yere ba-kin. Topluluk içindeyken, onun sözleri-ni, basinizi onun tam sizin üzerinden geçerken hafifçe öne sallayarak destek-leyin.
Hatta sefiniz, “babacan” tiplerdense cümlesinin sonunda özel olarak yavas-layip son kelimeyi bulmakta güçlük çeker gibi yapiyorsa, hemen gerekli kelimeyi seçip yumusak ama onaylayan bir tonda kendisine önerin. Iliskinizde en can alici noktalarindan biri de, sefi-nizin saka yaptigi anlari iyi degerlen-dirme ustaligidir. Hem onu destekle-mek, hem de çogu kez karsisinda iki büklüm duran biri olarak rahatlama firsatindan yaralanmak için doyasiya gülün böyle anlarda. Ama agzinizi ça-buk toparlamasini da bilin. Sefler yili-sikliktan hoslanmazlar çünkü.

***
Klasik yagcilik yapmaktan kaçinin. Öyle “haklisiniz efendimcilikle” bir yere gelemezsiniz. Degisik yöntemler bulun. Örnegin sefin görüslerini baska kelime ve benzetmelerle ifade ederek onunla ayni cephede savastiginizi gös-terin.
Uygun bir an yakalayabilirseniz, sefin savundugu fikirler yolunda, her seye hazir oldugunuzu, hatta gerekirse bu ugurda ayrintilarda sefle tartismaktan bile kaçinmayacaginizi dikkatli bir dille vurgulayin. Bu yöntem biraz risklidir gerçi. Ama basarili odlumu getirisi faz-ladir. Örnegin, içki masalarinin mayis-mis bakislari arasinda sahlanarak böyle bir numara deneyebilirsiniz. Sefi sa-vunmak ansal bir tavir degil, hayat tarzi olmalidir. Bu ilkeden yola çikarak, se-fin olmadigi yerlerde de onu övmeye devam edin. Yerin kulagi vardir.” (HAKAN AKSAY)
Müdür olsan da zor, sef olsan da zor. Kapitalist toplumlarin alt ve üst ilis-kileri ve kültürlenme egitimleri iste böyle.
 “Insanoglunun hiç bir icadi para kadar fesat verici degildir.” (SOPHOKLES)